22 Nisan 2010 Perşembe

Rojbas LENIN yoldas


Marksizmi çağın gereklerine göre hem kuramsal hem politik hem de ekonomik alanda, temel ilkelere bağlı kalarak yeniden uyarlayan Lenin, 140 yaşında. Ekim Devrimi'nin mimarı Lenin, işçi sınıfı ve ezilen halkların mücadelesine yol göstermeye devam ediyor.

Bugün, Vladimir İlyiç Ulyanov, işçi sınıfı ve ezilen halkların bildiği ismiyle Lenin'in 140. doğum günü. Lenin, 22 Nisan 1870'te Rusya'nın Simbirsk kentinde dünyaya geldi. 21 Ocak 1924'te Moskova'da son bulan 54 yıllık yaşamı, emperyalist kapitalist dünyanın çözümlenmesi ve parçalanmasına adandı. O'nun önderliğindeki Ekim Devrimi, kapitalist dünya düzenine vurulmuş en büyük darbe oldu.

"Somut durumun somut analizi Marksizm'in esas özü, yaşayan ruhu"dur.(Lenin).

Proletaryanın dünya görüşünün oluşturulması nasıl ki, Marks ve Engels adlarıyla özdeşleştiriliyorsa, bu dünya görüşünün emperyalist çağda geliştirilmesi de Lenin adıyla özdeşleştirilmektedir. O'nun adı Ekim Devrimi zaferinin; dünyanın sosyal çehresini temelden değiştiren altüst oluşların; Marksist teorinin hemen her alanda geliştirilmesinin sembolüdür.

Marksizm'in bütün bileşenleri; politik ekonomi, felsefe ve bilimsel sosyalim, Lenin'in eserlerinde geliştirilmiştir, emperyalist çağ koşullarında zenginleştirilmiş ve somutlaştırılmıştır. Lenin, Marks ve Engels'ten devralınan mirası yeni koşullara uygulama çabası içinde, pratik içinde geliştirmiştir: Kapitalizmin en son ve en yüksek aşaması olarak emperyalizm üzerine; II. Enternasyonal'in reformist ve sosyal demokrat partilerinden niteliksel olarak farklı olan yeni tipte parti üzerine; sosyalist devrim öğretisi üzerine; tek ülkede devrim öğretisi üzerine; proletarya diktatörlüğü öğretisi üzerine; demokratik ve sosyalist devrimde işçi-köylü ittifakı üzerine; sosyalist demokrasi üzerine; tarım sorunu ve ulusal sorun üzerine; sosyalist toplumun inşası ve geliştirilmesi üzerine; proletarya enternasyonalizmi, III. Enternasyonal üzerine analiz ve öğretileri Lenin'in ideolojik ve teorik mirasının sadece bir kaç başlığıdır.

Devrimci teorinin revizyonist ve reformist çarpıtılmasına karşı, ulusal çapta oportünizmin temsilcisi olarak Menşevizme ve uluslararası alanda da II. Enternasyonal oportünizmine ve revizyonizmine karşı acımasız mücadele edenlerin başında Lenin gelir. Aynı şekilde maceracılığa, "sol radikalizm"e karşı da en şiddetli mücadele edenlerin başında yine Lenin gelir.

Lenin, ateşli bir enternasyonalistti. Emperyalizme ve gericiliğe karşı mücadelede; demokrasi ve sosyalizm için mücadelede halkların eşitliğini ve dostluğunu, işçi sınıfının enternasyonal dayanışmasını ve birliğini pratikte savunan ve teorileştiren Lenin'di.

Lenin'in Marksizm'e katkısından dolayı Stalin, Leninizm'i çağımızın Marksizm'i olarak tanımlamıştır.

İyi ki doğdun Vladimir İlyiç Ulyanov Lenin.

18 Nisan 2010 Pazar

Ve Celige Su Verenler...3


Ve Celige Su Verenler DAYANISMA ...3

Bilekler kan içinde
Dişler kenetli
Ayaklar çıplak
Ve ipek bir halıya benzeyen toprak
Bu cehennem, bu cennet bizim


Zindan da ki devrimci tutsaklara uluslararasi olanak yaratma ve saglamak icin dayanismaya ihtiyac var,diger ülkelerde ki tutsaklarla Türkiye ve Küzey Kürdistan zindanlarinda ...ki tutsaklar ve tutuklular arasinda bir DAYANISMA agi yaratabilir Ve celige su vermek istersek,celigin sertligi,esnekligi,yapici özelliklerini dar grupculuga heba etmeye asla tahammülsüz olacagiz celik iradesi. Diger uluslardan anti-fasist,ilerici ve devrimci tutuklularida VE CELIGE SU VERENLER sahiplenecekler.
Zindanda Ölmektir Şimdi Yaşamak
O an geldi
Ölerek yaşatmanın kıyısındayız şimdi
Bahara aç toprak gibi kokuyor nefesimiz
Ve kirpiğini düşürüp tarihin kalbine
Ferini firara hazırlıyor gözlerimiz


Iste amacimiz bu sanal site araciligiyla uluslararasi bir boyut kazandirmayi hedefliyoruz.Böylece bu araclarla hem hizli,hemde daha nitelikli katkilarida da gelistirebiliriz.

Tutuklulara ve ailelerine maddi ve manevi destek sunmak,bireysel oldugu gibi,IHD ve onlarin kurduklari TUYAD ve TUAY-DER ve TAYAD vb.dayanismayi gelistirebiliriz.Bu alanda ki güzel örneklerin yani sira sekter yaklasimlarida biliyoruz.Bu yönde ki BIRLESTIRICI ve YAPICI cabalari daha da cogaltmaliyiz,yeni bicimler ve araclarda yaratilabilinir.VE CELIGE SU VEREN özgür tutsaklarin hakli ve onurlu mücadelerinin yapicilari olduklarini unutmamaliyiz.

Onlar en zor dönemlerde bir devrim mücadelelerin alinteridirler.Iste bundan dolayi onlarin can feda ruhunu hep yanibasimizda his etmeliyiz...Onlarla ve aileleriyle dayanismak bir INSANLIK GÖREVIDIR.Ve onlari zindanlara tikayanlara karsi da bir yanittir.Bunu yapmayanlarin,yapamayanlarin insanlik sicakligi derecesi bouzulmustur.Ve Celige su vrenlerin sicakligi bizide isitsin her zaman.Iste bu her devrimci düsünen bir istir mutavazi.

Onlar devrimci ideolojilerine,halka,isci ve ezilen milyonlara ve özgürlük icin topragina bagliligin bedelini ödüyorlar zindanlarda.Buna siirlerle sloganlarla cevap verebiliriz,ayni durumda her an her kes olabilir,pek cogumuz,amcasi,dayisi,kardesi,annesi,babasi,
kizkardesi,teyzesi,anneanesi,büyükbabasi,kuzeni,amcaoglu buralardan gecmistir,yada buralara aday degilmidir ? Öyleyse....
Yine çıktık yollara
Yine uzun yollara
Yine düştük yollara
Yine zorlu yollara

Uzun ve zorlu ama onurlu
Yattık ölüm orucuna

Bir mevsim boyunca aç kalacak
Bir mevsim boyunca yürüyecek


VE CELIGE SU VERENLER

Ve Celige Su Verenler...2


Politik tutsaklarla dayanismanin bir cok yönü;VE CELIGE SU VERENLER...2


Gördüler
Yedi cihan,
İn, cin Kaf dağının ardındakiler,
Kıtlık da kıran da olsa
Gördüler analar neler doğurur
Aman aman hey...

Ve celige su verenlerle dayanismada politik ruh ve moral destek her zaman önceliklidir,tüm zindanlarda ki celige su veren özgür t......utsaklarin ilgi alani,öncelikleri,ugruna zindanlarda yattiklari ideolojik ve partileri icin,yoldaslari icin,halki ve insanlik ailesi icin,devrim aski gigi sevdigi ülkesi onun özel alanlaridir ve bir yavuklusu.Iste onlarin bu öncelikleri ve ilgi alanlarini tüm benim kabem emektir diyen insanliga tasimak icin HEPIMIZIN DESTEGINE IHTIYACLARI var.Bu ihtiyaclarini karsilamak icin hepimizin yapabilecegi isler var,kim nasil yararli olacagini his ediyorsa yeteneklerini o uzmanlik alaninda kullanmalidir. Tamda burada vurgulamaliyiz ki ; Devrimci tutsaklara mektup yazmak,onlara sahip cikmanin ilk bicimidir.
Bu zindan, bu kırgın, bu can pazarı,
Macera değil.
Yaşamak, sade "yaşamak"
Yosun, solucan harcıdır.
Öyle açar ki murat.
Susuz, güneşsiz de kalsa, koparılsa da
Şavkı, bulut güllerinden daha bir suna,
Daha bir burcu - burcudur.
Iste ilk mektup yazma ile onlarin mektup arkadasi olabiliriz iceriyi disariya-disariyi iceriye tasiya biliriz hep beraber.Ve celige su verenler icin mektup'un dünya'ya acilan bir BEYAZ ÖZGÜR GÜVERCIN oldugunu unutmamaliyiz.Mektuplarimizda duvarlarin öteki yüzünü,duvarlarin arkasinda ki bizim öteki yanlarimizi ele ele verip ORTAKLASTIRIP yikabiliriz.Ve celige su verenler'e mektup yazarak onlarin KARTAL GÖZÜ olabilir,iskencede patlayan KULAGI olabiliriz,duvarlarin ötekilestirilen yüzünde ki atesin ve günesin cocuklarinin selamlarini tel örgülerinde ki kabinlere tasiyabiliriz.
Bu zindan, bu kırgın, bu can pazarı
Macera değil
Sardığım toprağımın altın sabrıdır.
O sert, erkek hüznüdür lahza başında
Cıgara değil.
Ve sevgilim uykusunda bağrır
Aman aman hey...
Disarindan iceriye bir DENIZ GECMISLERIN kurdugu kardeslik köprüsü kurabilir degil mi ? Onlari cezaevlerine tikayanlarin amaci yok etmek degil mi ? Öyleyse UNUTMAYALIM ki ? Onlarin SESI-Onlarin GÖZÜ-Onlarin KULAGI olabilir onlari yok etmeye calisanlara karsi VE CELIGE SU VERMEYE devam ederiz....
Bir bilsen kimlere tasa, kedersin,
Anlar mısın, şaşırıp ağlar mısın ki?
Bir bilsen kardeşlerim ne can çocuklar
Ve bilsen nasıl vurur beni bu duvar.
Akşam - akşam, kara sevdam ağırır
Aman, aman hey...
Ve celige su verenlerVon dir
zur Guppe „VE CELIGE SU VERENLER

12 Nisan 2010 Pazartesi

Evrim Alatas Hewalecana


Kahir yüklü cümleler istemeyin bizden
Evrimsel bir devinim bu sevdamizi yoklayan
Görüyoroz ki ölüm hep pesimizde
Yüregi korkak bir yilan tilsimi
Simdi sur'lar yetim kalan cocuklarla dolu
Ve bahar ezgisinde EVRIM ALATAS
Hey sevdasini Akcadag'layan
Hey devrim askini Amed önlerinde arayan
Simdi salincak kurmalisin sömürgecilerin ...beynine
Ve seni hep Asme gibi anacagiz
Ve menzile varan DEVRIM gibi...,,,,,Yıllardır kanser tedavisi gören öykü yazarı ve gazeteci Evrim Alataş yaşamını yitirdi. Alataş'ın AMED sehrinde yasamni yitirdi.
Evrim Alataş, 1976 yılında Malatya'nın Akçadağ ilçesi Gölpınar köyünde doğdu. 1994 yılında gazeteciliğe başladı. Yeni Politika, Demokrasi, Özgür Bakış, Ülkede Özgür Gündem gibi gazetelerde muhabir ve editör olarak çalıştı. Bir dönem Evrensel gazetesinde de yer alan yazar, Birgün ve Özgür Politika gazeteleri ile Esmer Dergisi'nde çeşitli dönemlerde köşe yazarlığı yaptı. Esmer Dergisi, Birikim, Siyahi, Amargi, Tiroj sanat ve edebiyat dergi ve gazetelerinde calisti...


berdan ildan...yolun acik olsun hewalecan

11 Nisan 2010 Pazar

Sorgu


çimerim
engista destim peyra
paca raşin cimerim winde buyo
destemi kelepçe bi
demo nikayin ifadegırewtiş
wenge hakemi bike
were dest u dudi sere,heş aşme...

...............

gözlerim
bagliyim arkadan
siyah bezden gözlerim kaybolmus
ellerim kelepceli
simdi sorgudayim
susma hakkimi kullaniyorum
örgüt yöneticiligi
karsitligi 12.6 ay..

berdan ildan

10 Nisan 2010 Cumartesi

VE CELIGE SU VERENLER


Özgür tutsaklarla daha cok dayanismak icin VE CELIGE SU VERENLER...1

Onlarca devrimci,sosyalist,yurtsever,komünist,insan haklari savunucusu,gazeteciler,tas atan cocuklar,üniversite ögrencileri,demokratlar cezaevlerinde,bugün cezaevleri tiklim tiklim bizim insanlarimizla dolu.Karsi devrimci derin ergenekoncular intikam firtinasini devrimcileri zindanlara tikiyarak gösteriyor,iste o yüzden önemli bir mücadele alani olmaya devam ediyor.Hallaci-Mansurdan,Pir Sultanlara,Seyh Bedrettinlerden,Nazim Hikmetlere,Musa Anterlerden,Vedat Aydinlara,Ali Karahandan Deniz,Ibrahim,Mahirlere dün oldugu gibi,bugünde esir düsmüs,tutsak edilmis onbinlerce devrimci özgürlük tutsaklariyla dayanismayi gelistirmek,onlara daha fazla sahip cikmak,bulundugumuz tüm alanlarda onlarin SES'i / SOLUGU olmak / DAYANISMA bicimlerini sürekli ve gücel tutmak icin VE CELIGE SU VERENLER adli grubu actik.

Bu sanal alemde de DEVRIMCI sorumluluk ve sizin duyarliliginizin gerekli oldugu,bu DAYANISMA ruhunuz olmaksizin bu sanal mücadele aracinin degisik grup ve cevrelere ulasmasi imkansizdir,iste VE CELIGE SU VERENLER'in bu ihtiyacina yanit verin,bunu tüm insanlara ulastirin.

Bu bizden önce zindanlara tikilip devrimcilerin,sonra bizden kopartilip alinan devrimcilere karsi bir DEVRIMCI SORUMLULUKTUR;sorunun özü budur.

Diger yazida..POLITIK TUTSAKLARLA DAYANISMANIN BIR COK YÖNÜ VAR basligini sayfaya tasiyacagiz...

VE CELIGE SU VERENLER

8 Nisan 2010 Perşembe

Ne aglarsin !!!


"ne ağlarsın benim zülfü siyahım
bu da gelir bu da geçer ağlama
göklere erişti feryadım ahım
bu da gelir bu da geçer ağlama.
Sabah erken evdem ciktigimda hoscakal diyemedim sana,ama sen önceki gün gibi asi bir siir gibi uzanmis yatiyordum Özlem,elimde sefer tasi düsmüstüm yollara ülkesini aramaya cikan bir Zerdali cicegi g...ibi tek basima.Isciler coktan düsmüstür el kapilarina,gökkusagi renk verecektir birazdan yeryüzüne,göz yaslarin kardeslik yeralti nehirlerine akacak yildiz kayarken.
bir gülün çevresi dikendir, hardır
bülbül gül elinden ah ile zardır
ne de olsa kışın sonu bahardır
bu da gelir bu da geçer ağlama,
Yüregimiz agzimizda bu aci,özlemin sicakligiyla yasama gülümsemek,düsünmek her daim onu,ölüm coktan düsmüstü yollara,seni seviyorum diyemedim o sabah,o safak vakti güvercinler Taksim meydaninda toplanmaya basladiginda,yeryüzü askin yüzü oluncaya dek siirini okuduk,söz verdik özgür bir ülkede bulusmak icin,ama sen yoktun.
Olganüstü günes salkim sögüt üzerinden vardiyalari aydinlattiginda,bahar gözyasini döküyordu Kardelen üzerinde.Zülüfleri siyah bir şekilde yüzüne dokunan nasirli elim ah güzelim sensiz dimdi ciwan gülüslüm.Simdi aglamamak zamanidir leylaklar,sümbüller ve özlemler,sen aglama cocuk bak yeryüzü askin yüzü icin kizillasmaya devam ediyor,her gün safakta gördügün günes gibi,aglama..

berdan ildan

4 Nisan 2010 Pazar

Dört karanfilin öyküsü


Karadenizin hırçın çocukları; Kumru-Ericek Yaylası'nda öldürülen Sebahattin Demir, Ahmet Gürler, Ayhan Eskici ve Ahmet Sakin bir zaman sonra arkadaşları Erdoğan Aslan ve Ahmet Özdemir'in dizelerinde türkü oldular...

"Karadeniz, Karadeniz
Fırtınalar içindeyiz,
Dört karanfil verdik sana
Her biri bir engin deniz...

Dağlarda kır çiçekleri,
Sevgi dolu yürekleri,
Doğdu ülkemin üstüne
Güneşten sıcak gözleri.. "

Ahmet SAKİN

Ünye'nin Meydan Köyü'nde doğdu. Ailesi yoksuldu. Ankara ve İstanbul'da inşaat işçiliği yaparak ailenin geçimine katıldı.

1978 başlarında devrimci çalışmalara katıldı. 1980'de, Ünye köylerindeki örgütlenme çalışmalarına katıldı. Aynı yıl Mayıs ayında gözaltına alınıp işkence gördü. Serbest kaldıktan sonra, gördüğü işkencelerin ağır bir izi olduğunu, kalp hastalığına yakalandığını öğrendi. Hastalığına karşın, ağır görevler üstlenmekten kaçınmadı.

Kumru-Ericek yaylasındaki çatışmada yara almadı ve çemberi yarmayı başardı. Takip altındayken arkadaşlarından koptu ve kalp krizi geçirdi. İlacını çatışma sırasında düşürmüştü. Krizi atlatamadı. Kış geçip buzlar çözülünce, bir çoban tarafından ağacın birine yaslanıp kalmış gövdesi bulundu.

Ahmet GÜRLER

Fatsa'nın Aşağıtepe Köyü'nde doğdu. Orta halli, dört çocuklu bir ailenin tek erkek çocuğuydu. İlkokulu köyünde, ortaokul ve liseyi Fatsa'da okudu. Lise öğrencisiyken, bölgedeki anti-faşist örgütlenmenin öncülerindendi. Fatsa Halkevi'nin kuruluşunda önayak olan insanlardandı.

Bu dönemde, ailesinin ısrarıyla Hollanda'ya gitti. Kısa süre sonra yurda döndü ve devrimci çalışmalarını sürdürdü.

Ahmet Gürler çok iyi bir avcı olduğu gibi, iyi de bir dalgıçtı. Arkadaşları onun zıpkınla yakaladığı birkaç kiloluk kefallerle çektikleri ziyafetleri hala hatırlıyorlar...

1979 sonunda Samsun'daki çalışmalara katıldı. 12 Eylül'ü izleyen günlerde ise, kırsal alana geçti. 15 Aralık 1980'de, Kumru-Ericek Yaylası'ndaki kuşatmada helikopterden atılan bir bombayla öldürüldü.

Ahmet ESGİCİ

Fatsa'nın, Yukarı Ardıç Köyü'nde doğdu. Yoksul bir ailenin dört erkek çocuğundan ikincisiydi. Babası genç yaşta ölünce, abisi ile birlikte ailesinin sorumluluğunu üstlendi. Ankara ve İstanbul'da inşaat işçiliği yaptı. 1979 ortalarında Fatsa'ya döndü ve seyyar satıcılık yapmaya başladı.

1979 sonlarından başlayarak devrimci çalışmalara katıldı. Gerek kitle çalışmalarındaki becerisiyle, gerekse askerliğini komando olarak yapmış olmasının verdiği yatkınlıkla askeri faaliyetlerde öne çıktı. Nokta Operasyonu sırasında, adı arananlar listesindeydi. Birçok çatışmadan ve pusudan kurtulmayı başardı. 15 Aralık 1980'de Kumru-Ericek Yaylası'nda kuşatmaya alınan grubun içindeydi. Çatışma sırasında bulunduğu evden çıkarak yakınlardaki bir dere yatağına ulaşmayı başardı.

Ancak yaralanmıştı. Çatışmayı burada sürdürdü ve askerler arasındaki faşist muhbirlerden ikisini vurdu; bunlardan Emin Tartı ölürken, Yunus Erdek yaralandı,

Kan kaybından baygın düşünce yakalandı. Helikopterle götürülürken, yolda öldü.

Sebahattin DEMİR

Ünye'nin Çiğdem Köyü'nde doğdu. Yoksul bir ailenin çocuğuydu, öğrenimini sürdürürken bir yandan çalışıyordu. 1976 yılında girdiği Ünye Endüstri Meslek Lisesi'nde anti-faşist mücadele içinde yer aldı. Sadece kendi okulunda değil, diğer okullardaki faşist işgallere ve saldırılara karşı da mücadele etti. Ünye'nin Fevzi Çakmak mahallesindeki çalışmalara katıldı.

1978'de kurulan Ünye Devrimci İşçi Köylü Derneği'nin kurucularındandı. Üç kez cezaevine girip çıkmış, 1979'da, lise 3. sınıf öğrencisiyken aranır duruma düşünce, kırsal alanda çalışmaya başlamıştı.

1980 Kasımında, Ünye'nin Tekhisar İlçesi'nde buluşan 22 Devrimci Yolcu, şehirde barınma imkanı kalmadığı sonucuna vararak, Kumru-Ericek Yaylası'na çekilme kararı almışlardı. Geride eylem yapmak üzere 6 kişilik bir ekip bırakarak yola çıktılar. 3 Aralık günü Kumru-Ericek yaylasına ulaştılar.

14 Aralık akşamı, geride bırakılan ekip de yaylaya geldi ve tüm grup buluştu. Üç ayrı yayla evine dağıldılar. 15 Aralık sabahı bulundukları evler kuşatılmıştı. Görece daha uygun konumda olan evdekiler, diğer iki evdeki arkadaşlarına yardım etmek için yakındaki dereyi tutmaya çalıştılar. Bu arada, helikopterler üzerlerine bomba yağdırıyordu. Helikopterlerden biri, Ahmet Gürler'in açtığı ateşle, iniş yapmak zorunda kaldı. İlerleyen saatlerde bölgeye yeni takviye birlikleri ve helikopterler geldi. Çatışma 5 saat sürdü.

Çatışmada, ilk vurulan Sebahattin Demir oldu.

3 Nisan 2010 Cumartesi

1941 güz sancisi


akrep gibisin kardeşim,
korkak bir karanlık içindesin akrep gibi.
serçe gibisin kardeşim,
serçenin telaşı içindesin.
midye gibisin kardeşim,
midye gibi kapalı, rahat.
ve sönmüş bir yanardağ ağzı gibi korkunçsun, kardeşim.
bir değil,
beş değil,
yüz milyonlarlasın maalesef..dediginde nazim Ekim devrimi dünyayi kasip kavu...rurken,emperyalist barbarlik düzeni ikinci dünya savasi ile dünya halklari fasizm zülmü altinda eziliyorlardi.Bunun karsisinda dünya devrimcileri anti-fasist direnis komiteleri ile Bati Avupa'dan Asya'ya,Amerikadan;Balkanlara ve Ortadogu'da direniyorlardi.Uluslararasi dünya ölceginde bu saflasma yasanirken sömürgeci isbirlikci
Türkiye'de fasist isbirlikci Ismet Pasa kligi tarafsizlik adi altinda fasist Almanya ile gizli ittifak halindeydi(.Simdi Merkel Kirpik Biyikli Basbakanla Kürditan'da kosullnadirmak üzre aldigi Leopar Tank ihalesi bubu son kaniti ) O yilarda Hitler fasizmin dokuz isigini düsleyn ve yardim ettiler.Iste tam da o günlerde Alman SS subaylari bizim ülkemizde de aydin,yazar,devrimci,Kürt,demokrat ve ilericileri avlamaktadir.Aclik,yoksulluk,
karaborsacilik,yagmacilik ve talan,irkci fasist saldirilarla en ufak sesi bogmaktadirlar.

koyun gibisin kardeşim,
gocuklu celep kaldırınca sopasını
sürüye katılıverirsin hemen
ve âdeta mağrur, koşarsın salhaneye.
dünyanın en tuhaf mahlukusun yani,
hani şu derya içre olup
deryayı bilmiyen balıktan da tuhaf.
ve bu dünyada, bu zulüm
senin sayende.
ve açsak, yorgunsak, alkan içindeysek eğer
ve hâlâ şarabımızı vermek için üzüm gibi eziliyorsak
kabahat senin,
demeğe de dilim varmıyor ama
kabahatın çoğu senin, canım kardeşim! Nazim yoldasin da siirinde ifade ettigi yillarda Istanbulda Üniversite ögrencileri devrimci bir partiyi aramaktadirlar.Iste o günkü kosullarda Stalingrad sehrinde ana vatanlari icin ölenler varken,bu Üniversite ögrencileri dayanismak icin örgüt aramaktadirlar.Iste o kosullarda hep Nazim Hikmet yol gösteri bu genc devrimcilere.Mustafa Suphi ve yoldaslarinin Kemalist ergenekoncu Topal Osman ve Kazim Karabekir tarafinda Karadeniz'de katledilirler.TKP 1935 yilinda Kemalist diktatörlük dogrultusunda isbirlikci hükümetin yanina görünmek icin kendi icinde kapanir,Ve tek bir bildiri bile cikartmaz.TKP Kemalizmin yedek lastigi olur.Halk evleri ve CHP icinde calisma yürütürler ve 1944 Nazim ve ileri kodrolar buna son vermek icin harekete gecerler.....devami var...berdan ildan