4 Nisan 2010 Pazar

Dört karanfilin öyküsü


Karadenizin hırçın çocukları; Kumru-Ericek Yaylası'nda öldürülen Sebahattin Demir, Ahmet Gürler, Ayhan Eskici ve Ahmet Sakin bir zaman sonra arkadaşları Erdoğan Aslan ve Ahmet Özdemir'in dizelerinde türkü oldular...

"Karadeniz, Karadeniz
Fırtınalar içindeyiz,
Dört karanfil verdik sana
Her biri bir engin deniz...

Dağlarda kır çiçekleri,
Sevgi dolu yürekleri,
Doğdu ülkemin üstüne
Güneşten sıcak gözleri.. "

Ahmet SAKİN

Ünye'nin Meydan Köyü'nde doğdu. Ailesi yoksuldu. Ankara ve İstanbul'da inşaat işçiliği yaparak ailenin geçimine katıldı.

1978 başlarında devrimci çalışmalara katıldı. 1980'de, Ünye köylerindeki örgütlenme çalışmalarına katıldı. Aynı yıl Mayıs ayında gözaltına alınıp işkence gördü. Serbest kaldıktan sonra, gördüğü işkencelerin ağır bir izi olduğunu, kalp hastalığına yakalandığını öğrendi. Hastalığına karşın, ağır görevler üstlenmekten kaçınmadı.

Kumru-Ericek yaylasındaki çatışmada yara almadı ve çemberi yarmayı başardı. Takip altındayken arkadaşlarından koptu ve kalp krizi geçirdi. İlacını çatışma sırasında düşürmüştü. Krizi atlatamadı. Kış geçip buzlar çözülünce, bir çoban tarafından ağacın birine yaslanıp kalmış gövdesi bulundu.

Ahmet GÜRLER

Fatsa'nın Aşağıtepe Köyü'nde doğdu. Orta halli, dört çocuklu bir ailenin tek erkek çocuğuydu. İlkokulu köyünde, ortaokul ve liseyi Fatsa'da okudu. Lise öğrencisiyken, bölgedeki anti-faşist örgütlenmenin öncülerindendi. Fatsa Halkevi'nin kuruluşunda önayak olan insanlardandı.

Bu dönemde, ailesinin ısrarıyla Hollanda'ya gitti. Kısa süre sonra yurda döndü ve devrimci çalışmalarını sürdürdü.

Ahmet Gürler çok iyi bir avcı olduğu gibi, iyi de bir dalgıçtı. Arkadaşları onun zıpkınla yakaladığı birkaç kiloluk kefallerle çektikleri ziyafetleri hala hatırlıyorlar...

1979 sonunda Samsun'daki çalışmalara katıldı. 12 Eylül'ü izleyen günlerde ise, kırsal alana geçti. 15 Aralık 1980'de, Kumru-Ericek Yaylası'ndaki kuşatmada helikopterden atılan bir bombayla öldürüldü.

Ahmet ESGİCİ

Fatsa'nın, Yukarı Ardıç Köyü'nde doğdu. Yoksul bir ailenin dört erkek çocuğundan ikincisiydi. Babası genç yaşta ölünce, abisi ile birlikte ailesinin sorumluluğunu üstlendi. Ankara ve İstanbul'da inşaat işçiliği yaptı. 1979 ortalarında Fatsa'ya döndü ve seyyar satıcılık yapmaya başladı.

1979 sonlarından başlayarak devrimci çalışmalara katıldı. Gerek kitle çalışmalarındaki becerisiyle, gerekse askerliğini komando olarak yapmış olmasının verdiği yatkınlıkla askeri faaliyetlerde öne çıktı. Nokta Operasyonu sırasında, adı arananlar listesindeydi. Birçok çatışmadan ve pusudan kurtulmayı başardı. 15 Aralık 1980'de Kumru-Ericek Yaylası'nda kuşatmaya alınan grubun içindeydi. Çatışma sırasında bulunduğu evden çıkarak yakınlardaki bir dere yatağına ulaşmayı başardı.

Ancak yaralanmıştı. Çatışmayı burada sürdürdü ve askerler arasındaki faşist muhbirlerden ikisini vurdu; bunlardan Emin Tartı ölürken, Yunus Erdek yaralandı,

Kan kaybından baygın düşünce yakalandı. Helikopterle götürülürken, yolda öldü.

Sebahattin DEMİR

Ünye'nin Çiğdem Köyü'nde doğdu. Yoksul bir ailenin çocuğuydu, öğrenimini sürdürürken bir yandan çalışıyordu. 1976 yılında girdiği Ünye Endüstri Meslek Lisesi'nde anti-faşist mücadele içinde yer aldı. Sadece kendi okulunda değil, diğer okullardaki faşist işgallere ve saldırılara karşı da mücadele etti. Ünye'nin Fevzi Çakmak mahallesindeki çalışmalara katıldı.

1978'de kurulan Ünye Devrimci İşçi Köylü Derneği'nin kurucularındandı. Üç kez cezaevine girip çıkmış, 1979'da, lise 3. sınıf öğrencisiyken aranır duruma düşünce, kırsal alanda çalışmaya başlamıştı.

1980 Kasımında, Ünye'nin Tekhisar İlçesi'nde buluşan 22 Devrimci Yolcu, şehirde barınma imkanı kalmadığı sonucuna vararak, Kumru-Ericek Yaylası'na çekilme kararı almışlardı. Geride eylem yapmak üzere 6 kişilik bir ekip bırakarak yola çıktılar. 3 Aralık günü Kumru-Ericek yaylasına ulaştılar.

14 Aralık akşamı, geride bırakılan ekip de yaylaya geldi ve tüm grup buluştu. Üç ayrı yayla evine dağıldılar. 15 Aralık sabahı bulundukları evler kuşatılmıştı. Görece daha uygun konumda olan evdekiler, diğer iki evdeki arkadaşlarına yardım etmek için yakındaki dereyi tutmaya çalıştılar. Bu arada, helikopterler üzerlerine bomba yağdırıyordu. Helikopterlerden biri, Ahmet Gürler'in açtığı ateşle, iniş yapmak zorunda kaldı. İlerleyen saatlerde bölgeye yeni takviye birlikleri ve helikopterler geldi. Çatışma 5 saat sürdü.

Çatışmada, ilk vurulan Sebahattin Demir oldu.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder