30 Nisan 2009 Perşembe

Nasil Yapmali...Cernisevki üzerine


Lenin Ne yapmali adli o tarihsel romani sorguladiginda,Lenin yoldas'ta Nasil yapmali adli eserini yazdiginda Cernisevski'nin Rus
tarisel gerceliginin dilayektigi der.Genc bir devrimciyken yoldas Lenin ve devrimsel sürece basladiginda tüm rus gencligi gibi
okudugu bu romandan muthis etkilenmis.Kitabi okuduktan sonra devrimci olmaya kareri netlesir.Tipki Yilmazkaya'nin gibi.Yil
mazkaya'nin daha da öfkesini bilemesine neden olan su olayi kendi dilinden dinledik hepimiz"
Henizin bildigi gibi bir gazetenin man
set haberlerinde gördük,asgalik parababalari pastalarinin üzerine altin serpistirerek yemesi benim bu sistemi gerekli yanitimi hizlandirdi.Iste
o yüzden kapitalizm,emperyaliszme,fasist sömürgeciligi karsi savasmak boynumuzun borcudur.
Iste Cernisevski'nin bu essiz kahramani
gibi sebatli,fedakar,cesur ve yilmaz olmayi,özel hayatlarimizi isci sinifinin yüce davasi cikarlarina göre amac edinmis secki halk
kahramanlari tipki romanda ki Rahmetov gibi,hayata,ihanete,kaygaya,ve sevgiye,bütün zorluklara ragmen ezilenlerin safinda
durabilmek,mücadelenin en cetin muharebelerine,acilara dayanabilmek icin celik bir kollektif irade gereklidir.Burjuva yazarlari
bu ebedi eseri dünya klasikleri icinde degerlendirmiyorlar cünkü 19 yüzyilda ki ikinci yarisinda ki devrimci tarihsel gelisimi bu
romandaki halk kahramanlarinin etkisi cok büyüktür.Bir tüm olarak bu devrimci bas yapitin dünyayi devrimcilestirmesinde ki
etkisini,devricilesen kusak bilemek zorunda"Nasil Yapmali"yi okuyarak rotasini cizmeli.Rahmetov,Kirsanov,Lopukhov'un rotasindan
ilerliyor ve Cernisevski yarattigi karakterler bizde cok var,güvendigimiz deniz gülü,mahir gülü,ibrahim gülü,hasan ocak,dursun
karatas,Ataman Ince,Hüseyin Morsümbül,Hüseyin Demircioglu,Habib Gül,Cüneyt Kahraman,Karasungur ve Yilmazkaya gibi
onbinlercesi gibi.Düsmanlari karsisinda asla boyun egmediler,halka her sart ve kosulda yürünecek hatti gösterdiler,devrimci
amaca bagliliklari gibi özellikleriyle harfi harfine isimlerine yarasir Rahmetovlar yarattilar.

Büyük rus devrimcisi Cernisevski o tarihsel dönemin devrimci sinif ideolojisinin özgün yanlarina karsitlik,o cagin yeni insani yarat
mayi rus devriminde ve dünya devrimci tarihinde gördük,hayat dolu,mücadele dolu,ölürken bile siirler okuyarak ölüme meydan
okuyanlarin kisilikleri var bu romanda.Onlar,düsmanlarinin ve olanaksizliklara asla teslim olmadilar,kormadilar,yasam edisesinde
n uzak hayatlarini yüce bir ideal olan devrim ve sosyalizm ugruna adadilar,yigit insanlardi.Cernisevski söyle der"
Bu ise basladiklari
zaman,o denli siki calisiyorlardi ki,basaracaklarindan yüzde yüz emindiler
"Ne kadar hakli ve hala tarihsel gercekligimize uygun bu icinde.
Iste Cernisevski'nin yarattigi bas kahramanlar devrime ve halka sonsuz baglilar,onlarin yasamlarin hala var olmasinin abi-hayati
burasi."Nasil Yapmali"hala güncel ve egiticidir.Genc emekci cocuklarimizin okumasi gereken bir bas yapittir hala.Nasil Yapmali.Ve Mayakovski bu siirler size
söyle seslenir umutca
Ya Siz
Bir bardaktan boya serptim,
günün haritası üzre ben örtü vurdum;
donmuş etle dolu bir tabakta gösterdim
çarpık elmacık kemiklerini okyanusun.
Teneke bir balığın pulları üstünde
yeni dudakların okudum çağrılarını
Ya siz
bir noktürn çalabilir
miydiniz
flütünde saçak boruların?




berdan ildan

29 Nisan 2009 Çarşamba

Uyusturucu gencligi düzenin kolidorlarin cürütme hareketidir


Uyusturucu kullanimi oraninin genclik icerisinde yas grubu icinde alt seviyelere
icinde günden güne hizla artarak devam ediyor.Özelliklede emekci yoksul semtlerde bir
cürütme ve yozlastirma hareketi olarakta egemen gücler tarafindan gelistiriliyor.
Ve bu alanda devlet,bürokrasi,burjuva bilim adamlari,psikologlar ve sosyologlar
sözüm ona bunlar hipokrat yemini etmisler gibi düzenle beraber bunun önüne gecmek
icinde cözüm üretiyorlar.Cözümlerden biri yasallastirilmasi biraz detaylayayim.
1860 yilinda Alman kimya labaratuarlarinda coca bitkisinden kimyasal ayrismayla
ayrilan coca stebilize edilerek,hastalarda belli süre aclik,yorgunluk,halsizlik hallerini gidermesi
Kokaine karsi belli bir ilginin yogunlasmasini beraberinde getirmis.Ve kisa bir sürede
Amerika,dan tutunda Avusturalya'ya kadar oradan Fransa ve Almanya,nin eliyle Afrika,ya
kadar yayginlastirilmistir.

1898 yilinda yine Alman kimya tekeli Bayer tarafindan Eroin adli bir uyusturucu
kefsedilmis.Bulunmasindan günümüze kadar eroin,Bayer ilac tekeli tarafindan bazi
ilaclarda hemen hemen kullanilmistir.1926 yilinda sadece IG Farben tekeli tarafindan
üretilen eroin 1.8 ton oldugu söylenmektedir.1929 yilinda eroin üretimi yasaklanmis
olmasina ragmen bugüne kadar Mere tekeliylede "Ecstasy"adli sentetik uyuysturucunu
üretildigini bilmekteyiz.Simdi bu pazar ergenekonun elinde. Her ne kadar ki uyusturucunun üretiminin yasaklandigi söylemelerine ragmenABD ve AB emperyalistleri Güney Amerka,da Kolombiyada paramiliter cetelerle üretimeara vermeden devam ediyorlar.Amac belli yozlasan uyusan bir yeni insan yaratmak.Ki basarili olduklarinida görmek gerekiyor
Alman ve ABD tekellerinin kokoin bitkisinin kazanilmasi icin Latin Ülkelerine isin
bir baska gercegidir.COCA bitkisinin dünya üretim istatikleri ise söyle(COLA bile var)
%55 Peru
% 30 Bolivya
geri kalan bölümlerde ise basta Kolimbiya,Ekvator ve Berezilya,da üretiliyor neden ABD
kendi arka bahcelerinde Sosyalist iktidarlar karsi onun icin beyat terör estiriyor
Dünyanin en büyük uyusturucu mafyasi olan"Mardellinkartel" kazandigi paralarinin
cogunu Amerika,Isvicre,Alman bankalarinda korumaya almasi da tesadüf olmasa gerek.

Yillardan beri dünyanin en büyük uyusturucu tekelleri ile calisan CIA ajani Oliver
North milyarlarca lira dolari Güney Amerikada Kontgerila faliyetlerine aktariyorlar.
Ülkemizde ise Baybasin Demirelin eski danismani Kürdistanda ki kirli savasi Eroin
kazanimlariyla gürütüldügünü biliyoruz.Ergenekon idianamelerinde fazlasiyla var.Muhsin Yazicioglu,Haluk Kirci,Aptullah Catli.Memet Ali Agca pratiklerine baktigimizda görürüz.Alman gizli servisinin arsivlerinde var.Kolombiya,da ilerici-devrimci,insan haklari savunucularina karsi bu paramiliter güclerin Amerika tekelleri tarafindan beslendigini biliyoruz.Sadece Cola fabrikasinda sendika faliyettendolayi yüzlerce isci katlediliyor hergün hala.
****
Peruda Aydinlik yol lideri Guazman yoldasa karsi yürütülen insanlik disi muamelenin
yine burada ki eroin ve coca ile ilintilidir.ABD burada üs acmis uyusturucuyu kimin finas
ettigi acik degil mi ?
Genclik icinde uyusturucu kullaniminin sürekli artisi bundandir ve yoksul emekci
cocuklarin orani %80,ni uyusturucu kullanmasi,% 2/3 hirsizlik yapmasi,%4 fushus batagina
cekilmesi kaynaklari hep uyusturucu. Issizlik,geleceksizlik düsündügümüzde gencligin zehirlenmesinin altinda yatan gerceklerede ulasmis oluruz.
Sosyalizmde bu kaygilar olmadigindan dolayi uyusturucu ve yozlastirma hareketi yok
edilmistir bu konuda yozlasan egitimsiz genclik calismasina katkilar sunan Makarencoyu
sevgiylende aniyorum

Umutla kalin.Uyusturucu ve yozlastirmaya hayir.


berdan ildan

Tolsoy devrimin aynasidir


Ivan Ilyic Golovin,bir yargictir.Düzenin bir insanidir.Varolani kariyerizm adina
kabüllenir.Toplumsal öngördügü bicimimde yasar.Kurumlarin icinde,onlarin yapay güclülügünden
kaynaklanan gücüyle,saniklarin yasamini bir anda degistirebilme"yetenegine" sahiptir.Onun icin
bu piriltili yasam,aslinda hic de piriltili degildir.
O,bu gercegi ölümüne cok yakin bir zamanda,kendi kendisiyle giristigi hesaplasmada
kavrar.Oysa her sey cok gectir.Cürümeye yüz tutmus toplumsal yasam,onu bogazina kadar
zehirlemistir.Cürüyen ruhunu kurtaracak hic bir seyde yoktur.
Tolsoy;evrensel dünya mutlulugunu arayan Rus edebiyatinin güzel yazari bir
yargicin ruhsal dramini anlatir..Biz de ki Golavin,ler ise emekcilere ceza verirken,derin devletin
iyi cocuklarini ise serbest birakiyor..Manisa davasini hatirlayin,yada ezilenlerin sosyalit platformu
sözcüsü Birsen Kaya gibi hemen tutukluyorlar ruhsal cöküntü yasayan savcilar..yada Dogan Öz
gibi dürüst yargiclar derin infazlarla katlediliyor.
Ivan Ilyic hastadir,Onun vucudunu isten ice kemiren,onun ölümüne yaklastiran,tip
dilinde adi gecen bir hastalik ölümcül bir vaka degildir.Baska bir seydir onu ölüme yaklastiran.
Fisiksel hastalik disinda bir seydir onu ölüme yaklastiran.Ruhsal dengesini ölüme yakinlastiran
insani insan yapan hic bir erdemi bulunmayan ve yansimasini Golavin beynine yerlesen ölüm,
tüm bir tolumsal yasaminin cürümüslügüdür.
Iste bu toplumsal hastalikli,adam Kenan Evren gibi binlerce devrimci gencimizi
asmayalimda beleyelim diyen Netekim su siralar kendi gibi hastalikli yargiclarla ölümü
cebellestiriyor.
Artik eskisi gibi güclü degildir.Eskiden olsa sanik sandelyesinde ki insani bir anda
hayatini degistire bilirdi,istedigi insani sorguluya bilirdi,oysa simdi sanik sandelyesinde oturan
sorgulanan kendisidir.Sorgulayan ise yasamin kendisidir.ve ona sorar.Bugüne kadar yasamak
icin ne yaptin"Ivan Ilyic bu soruya mantikli hic bir yanit veremez,veremedikce hastalikli vucut
ölüme biraz daha yakinlasir.Daha büyük sorgulama beyin hücrelerine akinlar düzenler,bu akinlar
onu ölüme vardiracaktir.

Evet her sey aciktir,ona aci veren bedensel aci degildir.Hastaligi daha derinlerdedir.
Sorun düsünsel haznesi zehirlenen bir bedenin direncini sorgu yöntemleriyle nasil hesaplastigini
iyi anlatir yasam ve ölümün savasimini.
Devletin tüm kurumlarinda ki ahlaksal cürümelerle,onlarin saltanatida ölür mü ?
Toplumsal ahlaksiz burjuva yasam ölümle sonlanir.Onlarin kendi varliklariyla kurumlariyla
ayakta tutmaya calistiklari bu vahsi zülüm düzeni erdemsiz,bos,cürümüs insanlari yargilayan
zindanlara,agir cezalara,idamlara,mühebbet hapse,tek kisilik hücrelere tikan bu yargida
yeniden kendi panzehiri tarafindan ölüme yolculuklarinin iyi ifadesidir.Oda yayinlari

Umutlu kalin Tolsoy devrimin aynasidir der...Lenin

Dünya Komünist Genclik Örgütleri Tarihi...Kitap


Bir Sabah Uykusunda

Bir sabah uykusunda
Polisi saldırdılar
Demircioğlu Vedat'ı
Coplarla öldürdüler
Coplarla yumruklarla
Vurdular öldürdüler

Gencecik çocuklardı
Belki siz de gördünüz
Ellerinde pankartlar
Yolda gidiyorlardı
Özgürlük istiyorlardı
Özgürlük diyorlardı
Ellerinde pankartlar
Özgürlük diyorlardı

Altıncı Filo derler
Belki siz de gördünüz
Kıbrıs'ta karşımıza
Çıktılar, durdurdular
Boğaz'da karşımıza
Çıktılar, öldürdüler

Kurtuluş savaşında
Belki siz de gördünüz
Demircioğlu bir değil
Halkımız gibi çoğul
Geliyor çağıl çağıl
Geliyor çağıl çağıl
Büyük usta Ruhi Su giden cocuklara bu agit'i yazmis,bende ülkemiz gencligi ve dünya gencliginin Emepeyalizme,kapitalizme,fasizme karsi
mücadele ederlerken,hem kendi ülkelerinde ki genclik deneyimlerini,hemde dünya devrimci sosyalist genclik hareketlerini incelerken,sonuc
lar ve dersler cikartmak icin bu kitap isik tasiyacaktir bize.Kitap dört bölümde olusturulmus.Birinci bölümünde genclik dinamizminin ortaya
cikisi kosullari,gecirdigi evler,birinci dünya savasinda uluslararasi gerici emperyalistlerin fasizmi nasil iktidara tasidiklarini,gencligin buna
karsi isci-emekcilerin safinda yer almasi,ihanetleri,tasfiyeleri,isbirlikci sosyal demokrat partilerinin iki yüzlülügünün kapsamini birinci bölümde
ele alinmis,ve cok iyi beslenmis mücadele yöntemleriyleri,araclariyla.Dünya genclik tarihine baktigimizda Marksist-Leninistlerin ve düzen ici
de ki sözde sol partilerin ayrismasinida cok ne görebiliriz.Düzen ici arayislarin gecnligi nasil fasist-gerici iktidarlara yedeklendiklerini,isci sini
finin bilimsel sosyalizminin gencligi nasil etkiledigi,örgütledigi,isci-gencligi kapitalizme.fasizme karsi tek yumruk,tek barikat olarak ayni safta
ortaklastiracagimizin deneyimleri var.
Lenin söyle der biricinci bölümde.gencler henüz teorik birikimlerinin ve uygulamalarini deneyim eksikliginden dolayi,
genclik birlikleri devrimci Marksist parti tarafindan yönetilmesini ve bu genclik birliklerini gelistirmesini,genclige sosyalizmin zorunlulugunu,babalarinin yaklas
tigi yoldan,onlara benzer ve onlar gibi olgulara yaklasmamakta oldugunu,ve örgütsel bagimsizligi elde etmelidirler.Komsomol komünist partiye bagli,kendi
merkezi olan bir genclik mufrezesi yani.
Yine birinci dünya savasinda sosyal demokrat partilerin sosyal sövenizmi rezilce savunmalarini görürüz.
Gencligin ic savas kosullarinda nasil nasil zehirlendiklerinin örnekleri var,tipki Kürt halki katledilirken CHP genclik kollarinda ki genclerin sövenist
tutumlari gibi.Almanya,Avusturya,Fransa'nin kontrolunde ki genclik örgütlerin politikalara nasil alet edildiklerini okuruz,tipki bizim derin devletci
CHP genclik kollari yada digerleri gibi.Ancak bir cok genclik örgütlenmeleri isci sinifinin enternasyonalist fikrine sadik kalarak,Isvicre,Italya gibi
devrimci genclik örgütlenmeleri gibi bunlarin en iyileriydi.Emperyalist savaslara karsi dünya emekcilerinin saflarinda yer aldilar.Birinci paylasim
savas yillarinda genclik hareketleri deva boyutlara ulastilar Almanya,Norvec,Isvec,Danimarka,kismen ABD'de gecnlik hareketleri muazzam bir
ilerleme sagladilar.

Ikinci bölümde Ekim Devrimi ve Rus genclik örgütünün devrime ve sosyalizme destegi,ve canla basla sosyalizmi kurmasi Makarenko gibi cürüyen
gencligi nasil devrimcilestirdiklerini okuruz.Ayni sekilde dünya emperyalist gericiliginin Ekim devrimini tasfiyesine karsi .genclik örgütü dünya
gencliginin komünist genclik enternasyonalizmi'ni kurarak Ekim devrimini dünya gencligi ile ezilen halklarla bulusturur.Son bölümde ise Ikinci
dünya savasinda genclik örgütlerinin birlik,dayanisma,ortak mücadele ile emperyalist savasa karsi devrimci ic savas bayraklastirarak,isbirlikci
partilere karsi da amansiz mücadele eder.1941 yilana kadar ki süreci böylece kavrariz yasar gibi.20 kongrede Stalin tasfiye edilir ve artik geri
dönüsler etkileri gencligi cürütür.Ama kismende olsa geri dönüslerin ip uclarida var kitapta.Mücade tarihi bakimindan okunmasi gerekli bir kitap
deniz gülü,mahir gülü,ibrahim gülü gibi,okuyarak bilinclenmek,bilincli tercih yapmak.


berdan ildan

28 Nisan 2009 Salı

Kitaplari nil nehrine atalim;Seyh Bedreddin


Seyh Bedreddin henüz Seyh Beddrettin olmadan önce Osmanli gelenekleri icinde yasami ve söylemleriyle sayili bilginler icindeydi.Ancak
Bedreddini Bedreddin yapan arastirmaci,sorgulayan,sonuclar ve dersler cikartmak icin yazilar yazmis ve sonra Misir'da Seyh Ahlati ile yol
lari ortaklasinca gercekleri daha iyi görmüs,kavramis,ögrendiklerinin kimlere hizmet ettigini orada daha net görmüs.Yoksul Osmanli zül
münden inim inim inleyen halkin safinda yer almistir.Ve bir gün tüm kitaplarinida Nil nehrine atmis,bu eylemi Osmanlidan ögrendigini,ya
ni eskiyi sulara gömmüs,Seyh Ahlati'den ögrendiklerini rehber edinerek devrimcilesmis Seyh Bedreddin.Ve Bedreddin eskinin yerine yenisi
ni koyar,cünkü eskiyi atmak yetmezmis.Önemli olan eskinin yerine neyi koydugundur.Iste ögrendi,ögretti,tekrar tekrar ögrendi.Kendi ile
savasti.Bedrettin o ve bu cagin aydini,ve önderi,eylemcisi olmasi devrimci düsündügündendir.Iste bizde bu yolu takip etmeliyiz.Ne biliyo
ruz ? Nasil yasiyoruz ?Yaptiklarimizla kime hizmet ediyoruz ? Cevrimizden nasil etkileniyor,nasil ortaklasiyoruz ? Tüm bu soru ve cevapla
rin neresindeyiz.Önce Seyh Bedreddin gibi devrimciler kim,devrimci olmayanlar kim,bunlara yanit aramak,zihnimizdeki cürüyeni atmak,biz
olmayan bizi devrimcilestirmek,okumak,arastirmak,sorgulamak,tartismak,ögrenmek ve ögretmek.

Hic kimse,hic bir toplum kendi gercekligini bilmeden,kendi öz benlgini,mücadelesini,deneyimlerini ve birakilan mirasi kavrayamaz.Bu sadece
kuru,ise yaramayan,is olsun diye ögrenmeye degmez demeyin,bunlar bizim gereksinmemizdir,ac kaldigimizda yemek yer gibi.Hic bir seyi
yasamimizdan kopuk ele almamaliyiz.Cin atasözü var"Bir ikiye bölünür"Iste bizlerde efsanelerimizden ögrenme,tecrübelerinden yararlanma,
tarihimizde,gelenek ve göreneklerimizden,fikralarimizdan,yasanan anilardan,insanlarimizin yasantilarindan,duygu ve düsüncelerinden yarar
lamak istiyorsak,onlarin duygu ve düsüncelerinden yola cikarak,cok zengin bir dil,uslup ve tarz yakalayabiliriz.Bunun icin zihinlerde ki Nil
nehrine atilan kitaplari devrimcilestirerek ilk adimi atabiliriz.
Ilim ilimi bilmektir
ilim kendini bilmektir
sen kendini bilmezsen
ya nice okumaktir.Ancak okumak ta yetmez,tatbik etmek gerekir.Kendi zihnimizde yapacagimizi sorgulama,tartisma,sohbetler,sormalar ve
kullacagimiz metodlar kollektifce olmalidir,yani paylasilmali bilgi.Mevcut gercekligimizde bunu görmek istiyormuyuz,okumayi,ögrenmeyi
sevmek ve sevdirmek,gerekliligini bilince cikartmaliyiz Bedrettince.

Kıyıda çıplak ayaklı bir kadın ağlamaktadır.
Ve gölde ipi kopmuş
boş bir balıkçı kayığı
bir kuş ölüsü gibi
suyun üstünde yüzüyor.
Gidiyor suyun götürdüğü yere,
gidiyor parçalanmak için karşı dağlara.

İznik gölünde akşam oldu.
Dağ başlarının kalın sesli sipahileri
güneşin boynunu vurup
kanını göle akıttılar.

Kıyıda çıplak ayaklı bir kadın ağlamaktadır.
bir sazan balığı yüzünden
kaleye zincirlenen balıkçının kadını.

İznik gölünde akşam oldu.
Bedreddin eğildi suya
avuçlayıp doğruldu.
Ve sular
parmaklarından dökülüp
tekrar göle dönerken
dedi kendi kendine:
"- O ateş ki kalbimin içindedir
tutuşmuştur
günden güne artıyor.
Dövülmüş demir olsa dayanmaz buna
eriyecek yüreğim.
Ben gayri zuhur ve huruç edeceğim
Toprak adamları toprağı fethe gideceğiz.
Ve kuvvetli ilmi, sırrı tevhidi gerçeklendirip
biz mülletlerin ve mezheplerin kanunlarını
iptal edeceğiz...

*

Ertesi gün
gölde kayık parçalanır
kalede bir baş kesilir
kıyıda bir kadın ağlar
ve yazarken Simavnalı "Teshil"ini
Torlak Kemalle Mustafa
öptüler
şeyhlerinin elini.
Al atların kolanını sıktılar.
Ve İznik kapısından
dizlerinde çırıl çıplak bir kılıç
heybelerinde al yazma bir kitapla çıktilar...

Kitaplarının adı:
"Varidat"dı.




berdan ildan

Limanlarin ugultusu.belgesel


Ugultuyu grevle degistirmeye calisanlarin,bu 16 Haziran'da da büyük ugultular yakalayabilmelidirler.Grev icinde bulundugumuz
yasam kosullarini,kendimizle birlikte kazanma bilincine dönüstürebiliriz.

Limanlarin ugultusu kosullari degistirebilecek,havzada ki sonsuz derecede ki karmasik bütünselligiyle,bir hak verilmez alinir ancak;
grev hakki günümüz gercek dünyasi bir bütün olarak sadece kafalarimizda bulunabilir.

Daha kisa bir süre önce SSGGS'ye karsi bir milyon emekci yasayi püskürtmek icin sokaklara indiler 16 Mart'ta,milyonlarla ifade edilen
kitlesellige sahip,hemen tüm is kollarini kapsayan bir mücadele cephesi yaratilmisti.Emekci ezilenler yasal ve yasadisi olarak,uzun yada
kisa vadeli eylemleri genis yiginlarda bilinc sicramasi yaratti,fasist-gerici AKP ve onun sermaye örgütlerini ürküttü.

Daha dün isci yoksullarin bu eylemlerini edepsizlikle suclayan.1 Mayis'ta Disk'i yasadisi örgüt ilan eden ,tüm sorunlarin bunlardan
kaynaklandigini söyleyenler simdi de LIMANLARIN UGULTUSUNA isbirlikci ve Gispir yandasi Dok-is ile sinif sendikaciligini esas alan
egitim örgütleme uzmani Süleyman Yeter'i iskence katledilen Limter-is sendikasini yasadisi ilan ediyorlar.

Bügün tersaneler de yasanan sürecin temel özelligi,isci sinifi ve diger emekci siniflar hareketinin yeni bir manivela dönemine girmistir.
Tersanelerde derinlesme özelligi gösteren bu kabarma 26-27 Subat'ta binleri harekete gecirmistir.

Liman gece karanligindan süzülerek gelen ugultulari,suskunlugu yirtiyor,baldiri ciplaklarin sesleri yükseliyor,akar su gibi.Gecenin
karanligini asiyor günes,yasaklara,ihanetler,taseronlastirmaya,issizlige,özellestirmeye,isten cikartmalara,ölümlere karsi
limanlarin ugultusu meydanlari dolduruyor.

Yalanlar bir bir aciga cikiyor,ezilen,is-güvencesiz calisan,toplama kampi evlerde kalan,tersane iscileri baskaldiriyor.emegin hümetciligine,
isgüvencesine kisacasi limanlarin ugultusu mücadele meydanlarinda,yasadisi grevlerle,gözaltilara ragmen,bizimde ugultumuz olmali,
direnis grevlerinden ögrendik yasami,ögreniyoruz.Bugün belki sinif sendikaciligini savunanlar az,daginigiz ama cok yakindir
Haziran ruhu.Ürkek olsak ta bir gün biz kazanacagiz limanlari.


berdan ilkdan.

Yildizlari basti yaralarina


Safak Tamer siirleri alkolizm,umutsuzluk degil emekci vardiyalara sesleniyor,o siirlerin de gercek yasamlar ve olaylardan
özgürlük düsleri kuruyor.

Safak Tamer;alinteri,göz nuru,tersane havtalarinda,deri havzalarinda,iskence de,kampüslerde,daglardan seslenir,umudun
menekselerini,acelyalarini,newrozlarini,techirleri naksediyor siirlerinde.

Kimi kez iskencede,kimi kez sehpada,kimi kez barikat baslarinda,kim kez kürt halkinin zilgitlarinda,kimi kez kalbinin tam
orta yerinde haykirir

Sarabi bir tat var gecede
usul usul yudumluyoruz
kapimizi caliyor deniz
coskuyla kucaklasiyoruz
diyor ki ;
yüreklerimiz daha engin be cocuklar
ucsuz maviliklerden
utangac gülümsüyoruz

Neoliberal kapitalizm kosullarinda bireyin diz cökmesi,bireyi anlatan roman nasil satilmissa,romanin simgesi paraysa,siirin
alanida daraltilmistir der sair.Günümüz siiri inancsizligi,rantciligi,umutsuzlugu,hiclesmeyi siiridir.12 Eylül siirleridir kast ettigim,

Ama direnenlerde var, kendini his ettirir,saksida boy verir,basaklasir safaklar Nazim,H.Hüseyin,A.Arif,Neruda,N.Siyahikan,E.Gökce
vd.gibi.Ama emekci sairleri gibi,onun direnmesinde gizli safaklar.Su dizeler gibi

Cikagelirsiniz
sarsiliriz
cehennem mezarlarda depremlerle
cikagelirsiniz
aralanir gecenin perdesi
firari dügünler kurulur ellerimize
cikagelirsiniz
savrulur harmani acilarin
okyonuslar dolusur gönlümüze
cakagelirsiniz
halay tadi gözlerinizle
sesimizi sunariz size

Bir hergep direnisidir yeniden sahlanan,böyle anlasilmalidir Safak Tamer'in siirleri.Cocuklara sorun beni/yarali kuslara/zindan
avlularinda duyun sesimizi/direncli fabrikalardan/barikat boylarindan/az sonra ölecekmisiz gibi/bin ömür yasadik biz/ve üstelik/
az sonra ölecekmisiz ne gam/varsin hüznü damitsin yildizlar demis sair.

Direngecli,umutlu ve devrimcidir gelecege dair söyledikleri safakca,acili ve sancilidir yarinlara yürüyüs sapina kadar der
Iskencelerden,zindanlardan,mezarliklardan gecmektedir
isyana duranlarin yolu
ama umut daima vardir
yarali bir kusun türküsünde
göcüge tutsak madencinin yüreginde
umut daima vardir umut
mavi bir isik demetiri der sair.umut daima vardir

Safak Tamer devrimci bir tutukludur,kavganin sairidir o,F tipidir safak vakti carmiha gerilen ve o kavga neferidir
hergeptir o yüreklerimizi isyana sürükleyen.

Saatim yoktu bu yil
telasli bir yildizdan duydum
vaktin yeni yil mustuladigini
iki sicak damla
koca bir caglayana dönüstü kalbim
siire kostum
ölmüsüm meger susuzluktan sonra....

Ve Safak Tamer bu iste simdi kelepceli bir tutkudur F tipi hücrelerin de.

berdan ildan

27 Nisan 2009 Pazartesi

Biz düsecegiz,fakat bizden sonra bu kavga mutlaka sürecektir


İstanbul'da bugün sabah saatlerinde evler basılarak onlarca kişi gözaltına alındı. Bostancı'da ise devrimciler ile polis arasında çatışma çıktı. Devrimciler, polise, “Biz düşeceğiz fakat bizden sonra bu kavga mutlaka sürecek. Nasıl binlerce yıldan beri sürdüğü gibi” diye seslendi. Çatışmada bir devrimci şehit oldu, yaralanan polislerden bir başkomiser hastanede öldü.

İstanbul'da bugün sabah saatlerinde birçok eve baskın yapıldı. Devrimci Karargah'a dönük yapılan operasyonda onlarca kişi gözaltına alındı. Bostancı'da ise polisin operasyonunu devrimciler direnişle yanıtladı. Bostancı Gösteri Merkezi'nin arkasında, Emanet Sokak'ta bulunan Pınar Apartmanı'nda devrimcilerle polis arasında çatışma çıktı. Polisin, kurşunlarla, gaz bombalarıyla, yangın bombalarıyla saldırısına devrimcilerin yanıtı direniş oldu. Sabah 05.30'da başlayan çatışma 6 saat sürdü. Polisin saldırılarını karşı ateşle yanıtlayan devrimcilerden birisi şehit oldu. Diğer devrimcilerin yaşayıp yaşamadığı bilinmiyor.Istanbul'daki operasyonlarin Fettullah Gülen basinin devrimci ve komunistleri hedef göstermesinin ardindan gelmesi bizi yine 1990'li yillara götürerek devrimcileri,yurtseverleri,sosyalistleri ve koministleri kitlelerin gözünde karalama kampanyasidir.Bu ESP,DTP ile baslayan yargisiz infazlar devrimcileri karalamaya dönük bir ergenekoncu rejimin cikmazidir.Direnmek mesru bir o kadar da dogaldir iskenceciler karsisinda.Engel yoldasin deyimiyle zor karsi devrimci sidddet meshurdur der.

Ve direnerek sehit düsen devrimciden su cümleler yansir

Direnişin cevabı: Biz düşeceğiz, fakat bizden sonra bu kavga mutlaka sürecek

Operasyona direnişle yanıt veren, teslim olmayan devrimciler, polisin telsiz frekansına girerek, polislere seslendi: “Biz düşeceğiz, fakat bizden sonra bu kavga mutlaka sürecek.

TMŞ polislerinin kullandığı frekansa giren devrimciler, İstanbul Emniyet Müdürü Celalettin Cerrah ve basın mensuplarına seslendi. İsminin Orhan Yılmazkaya olduğunu söyleyen devrimci, telsizden “Bu kavga bitmeyecek” dedi.

Orhan Yılmazkaya'nın sözleri şöyle: “Müdür duyuyor musun sesimi? Teslim olmayan bir özel devrimci kuşağına layık olmaya çalışacağım. Devrimci Karargah savaşçısıyım. Yaşasın devrim ve sosyalizm. Yaşasın hakların kardeşliği. Yaşasın Türk ve Kürt halklarının mücadele birliği. Biz düşeceğiz fakat bizden sonra bu kavga mutlaka sürecek. Nasıl binlerce yıldan beri sürdüğü gibi. Thomas Münzer'den, Şeyh Bedrettin'den, Mahir Çayanlardan, İbrahim Kaypakkaya'lardan ve Deniz Gezmiş'lerden beri sürdüğü gibi.”


Devrimciler ölür,devrim ve sosyalizm mücadelesi yenilmezdir.

Devrim sehitleri ölümsüzdür


berdan ildan





26 Nisan 2009 Pazar

Kurtlarla dans


Cocuklugumuzdan simdiye kadar Kizilderelilerle ilgili onlarca pek cok
film seyrettik.Kizilderelilerin ne kadar "vahsi" ne kadar gaddar ve insafsiz kelle
avcisi olduklari seyrettirdiler.Iyi kalpli isgalci beyazlara saldiran Kizilderelilere gerekli
ders verilmeliydi ve verildide ve filmler beyazlarin mutlu üstünlügünle biterdi vs.
Iste"Kurtlarla Dans" yüzden gercegi tersden sorgulayan bir filim.Vahsetin
gercek sahiplerini,kimin isgalci ve katil oldugunu,kimin kelle avcisi oldugunu izliyoruz.
Amerika yerli halklarinin makus tarihi Kristof Kolomb,un Amerikayi kefsiyle
baslar .Kesifle beraber ilk sömürgeci koloniler Amerika Kitasina gelir.Sömürgecileri
ciceklerle-hediyelerle karsilayan yerli halklar,bunun karsiliginda soykirimla köleligi
görürler ve tüm bu yapilan insanlik disi uygulamalar sonra Vietnam,Hirosima,Nagazaki
ve Afganistan ile Irak,a mediniyet uygarligi olarak yutturulur.
Yerli halklarin dedigi gibi;Beyazlarla ilk karsilastigimizda onlarin elinde incil,
bizim elimizde toprak vardi;bize gözlerinizi kapatip dua edin dediler,gözlerimizi
actigimizda toprak onlarin,incil bizim olmustu.
Sömürgeci beyazlar,sonradan geldikleri bu topraklari yerüstü ve yeralti zenginlikleri
talan etmenin yani sira da milyonlarca yerli halk katletmistir.Amerika kefsedildiginde sadece
Meksika,da 30-37,5 milyon yerli varken bügün tüm Amerika kitasinda 3 milyon yerli
kalmistir bu da bize katliamlarin boyutunu gösteriyor.
Aslinda gelelim Kevin Costner,in "Kurtlarla Dans"filmine.Öncelikle sunun altini cizmem de
yarar var,film sistemin gerceklerini ortaya cikarmaktan uzak:Ancak genel Holywood,un klasik
Beyaz-Kizildereli yaklasimina aski bir bicimde yaklasmistir.
Film,de Amerikali bir subay Kizilderelilerin bulundugu bölgede ki bir kaleye gönderilir.
Kale issiz bir ciplak alandadir.Kendi basina "düsmana"karsi savas plani olusturur,cephaneler
hazirlanir ve düsmani beklemeye baslar.Uzun bir sürecten sonra bir gün kaleye ilginc
ziyaretciler gelirler.Iki tarafta bir birlerinden ürkerler,ama birbirlerinin niyetlerini ögrenmek icin
ve ziyaretlerin sonunda korkunun yersiz oldugu,dost olabilecekleri,hic bir menfat iliski gütmeyen
tarzlari görür.Subay gercekleri görmüs onlardan biri gibi düsünür.
Oysa Kizildereliler icin öyle degildir.Onlar icin hala düsman vardir.Ve onlar bu sefer
beyaz adamlarin daha kalabalik,daha vahsi oldugunu bilmektedirler.Subay onlara beyazlarin
sadece topraklarindan gececeklerini dokunmayacaklarini iddia eder.Kizildereliler onlari daha
önce ki nice katliamlar nedeniyle iyi tanimaktadirlar.Cok büyük bir soykirimin kendilerini
beklediklerini bilmektedirler.
Ve nitekim beklenen olur "Beyazlar" gelir ,insan aklina gelmeyecek bir vahsete imza
atarlar sonra bildiginiz gibi Vietnam,dan Irak,a kadar binlerce vahsete imza atarlar.
Kevin Costner üstün meziyetli oyun gücü izleyenler bilir.Amerika,nin gercek sahipleri
Güney Amerika,da iktidarlari sarsmaya Inkalarin büyük ruhu adina geri aliyorlar...soykirimlarin
gercek boyutlarini görsel temalarla anlatan izlenile bilecek bir film tekrardan...


berdan ildan

25 Nisan 2009 Cumartesi

Yeryüzü askin yüzü oluncaya dek.VII


CANI CEHENNEME YALANIN

Barisa ve kardeslige atif

“Bu korkunç kuraklık Boynu bükük buğday başakları
Bu çorak toprak,
bu susuzluk Tanrı’nın kuruyan gözyaşları
Bir büyük gözaltı hayatımız
Ölü çocuklar coğrafyasında
Kayıplar destanı hikayemiz
Melekler anaların dilsiz yasında
Bebeler ergen doğuyor
Ninniler
kahramanlık masalları
Yaşayan bu kanlı haritada
Taşırken iki büklüm onca yası
Bu korkunç bataklık
Yutuyor körpe tomurcukları
Dört kitap yazıyor
Eşittir Tanrı’nın çocukları.
Sezen Aksu.kardesleslige yazdigi son dizeler.
Havalar sisli/
yol aliyor yalan pusuda hain bir söz/
yalanin perdesi aralaniyor
Canı cehenneme yalan
cani cehenneme susmanin
cani cehenneme perdesini örtenin
cani cehenneme dayanismayi bilmeyenin
cani cehenneme sansürün
cani cehenneme savasin,
isgalin ,
cani cehenneme sigortasiz ölmenin
cani cehenneme vatani harac mezat satanin
ve cani cehenneme yalan medyanin
umudu
aydinlar degil sokakta siir okuyanlar söylüyor,
kirmizi baslikli cocuk,
dagdaki newroz gülüslü cocuklar ve kizlar.
Cani cehenneme ölürken yasamanin
cani cehenneme görmedim,duymadim,bilmiyorumun
cani cehenneme trafik kazalarinin
cani cehenneme fukara ölümlerin
cani cehenneme cocuklari 13 kursunla vuranlari
cani cehenneme panzerle ezenlerin
cani cehenneme hainlerin,
fesatcilarin,
rantcilarin
cani cehenneme göbekten devrimcilere laf edenin
cani cehenneme görmedim,duymadim,bilmiyorum
cani cehenneme öldüren bombalar
cani cehenneme parababalarinin
cani cehenneme irkcilik-fasizm,kapitalizm-emperyalizm
cani cehenneme tersanelerde iscileri coplayanlarin
cani cehenneme gözaltilarin,iskencecilerin
cani cehenneme korkunun ve kabüllenmenin
Cani cehenneme yalan cümlelerin
cani cehennneme kadina siddet uygulayanin
cani cehenneme taciz ve tecavüzlerin
cani cehenneme kanli tezkere
cani cehenneme incirlik
cani cehenneme halklari katledenler
cani cehenneme operasyonlarin,isgallerin
cani cehenneme camide sahtece dua edenlerin
cani cehenneme bukelemun gibi davrananlarin
cani cehenneme cocuklari iskence ve infaz edenlerin

Ve cehenneme karşi işik damlalari
cemre,
gulan rojbas,
braye delallar yeter artik,
edi bese,
no pasaran,
es reicht.

hin bese


berdan ildan

24 Nisan 2009 Cuma

Hababam sinifi ve Marko Pasa


Gözüm toplumdan kulagini halktan ayirmayan 1911 yilinda Kastamonu'nun Cide kasabasinda dogar Rifat Ilgaz.Yasami hep hastaneler ve
zindanlarda gecer.Fakat asla bunlardan pismanlik duymadan,yazdiklarindan taviz vermeden,ölümüne kadar Tütün iscisi emekcilerin,dag
lardaki cocuklarin düslerini yazar.Karadenizde Osman,Kürdistan'da Berivan'i hep buluruz onun yazitlarinda.Ilgaz okumaya merak saldigin
dan beri,yasami hep kollektifcedir.Esekli Kütüphaneci Emin Amca'dan okumak icin hep kitaplar alir,okur,yenisini okur."
Gözlerimizi bir pusula
satip gecmisiz bu yana/Ölenlere yüz cevirisimiz bundandir/Körüz göbebeklerimize mil cekilmistir mil/Acimasiz bir namlu sakaginda soguk/Tetikteki kendi
parmagimiz yabancininki degil
der bize.1940 yillarinda gercekci kusagimizin olusmasinda büyük rol oynar Rifat Ilgaz.Ikinci emperyalist paylas
im savasi baslar.Dönemin namuslu yazarlarinda biri olarak öne cikar.Ilgaz 1926 yilinda cocukken siire basladigina göre emekci degimiyle o
emekcilerin katagorisindedir.Toplumsal gercekcilige siirleriyle kavgayi,mücadeleyi,mizahi,ve öyküleri ile yer alir.Ilk kitabini zindan da ve sü
rgünde yazar.Yarenlik.1943 yilinda onu cezaevine yollayan Sinif'i ise 1944 kaleme alir.Öyle bir sansür uygulanir ki sadece 25 gün özgür kala
bilir bu kitap.1945 yilinda gözaltinda kaybedilen Sebahattin Ali ile yollari ortak sofrada bulusunca ve Marko Pasa yasaklaninca Malum Pasa,
Hür Marko Pasa,Adem Baba,Yeni Basta.Ve Rifat Ilgaz yavas yavas hastalaniyor ama derin devletin onu hastaligina ragmen Iran Sahi,Ingiliz
kralina hakaretten acilan davalarla yildirmaya calisiyordu.Ve baskilara,cezaevlerine,sürgünlere,aciliga,ve sansür ve tüm yaptirimlara ragmen
asla hizaya gelmez Rifat Ilgaz,gözdagi icin Sebahattin Ali katlediler ama o Sebahattin Ali ile kaldigi yerden Aziz Nesin'le devam eder.Ve söyle
der siirinde
/Güvercin dedigin uyanik olmali/Tüyleri duman duman öfkeden/Yanip tutusmali gözbebekleri/Sevginden tipir tipir bir yürek/Özgürlügünce dövü
sken.

Evet Hababam sinifini unutmadan.Sivas katlimina dayanamamisti ölümünde bir gün önce sunu söylemis sevgili Rifat Ilgaz"Ben firavunlarin ilk
caglarda kitaplari yaktigini biliyordum.Ama bunlari üretenlerin yakildigini,binalarin yakildigini bilmiyordum.Iste Sivas katliamin'da ben hep
üretenlerin,nasil bir bina yakildigini gördüm.Iste bu yüzden yasama yalama oldu der Rifat Ilgaz.
Savaslar,soykirimalar gördük/Iskenderler,Sezarlar/
Ne atlar kaldi onlardan,ne meydanlar/Dal kirilir,yaprak dökülüer/Ölmez sevgiden yana olanlar/Defneler ölmez..



berdan ildan

Azize Türkan Saylan


'Vecd'' kelimesi ''kendinden geçecek derecede dalgınlık, kendinden geçecek kadar Tanrı sevgisine dalma, yüksek heyecan durumu'' olarak açıklanıyor İngilizce ''ecstasy'' olan kelime İspanyolcada ''éxtasis'' olarak kullanılıyor. Uyuşturucu piyasasında talebi yüksek olan bir tür hapa da benzer isim verilmekte.Iste tamda burda bizim Azize Türkan'a tamda uygun bir söylem.
Türkan Azize ve Yök rahipleri gözaltina alindiginda kiyamet koptu,Bu Ergenkon dergahinin Azize'sine ziyaretci akinlari düzenledi,cocuklari olmayanlar,Üniversiteyi kazanan cocuklarinin bursu icin siraya girenler,Eski Cumhurbaskanlari,bakanlar,iskenceciler,sahte bol soslu solcu gecinen ergenekoncular,dinciler,haki mehmetcik
basin,savcilar,yazarlarlar vb.Orayi ibadethaneye sovuna cevirdiler.Benim orduya saygim var.Rejimizi koruyorlar,iyi cocuklardir.Remzi kitap evini bombalandiginda da
ayni sözü dönemin Genel Kurmay Baskani Yasar Kücükanit'a söyledi tanirim iyi cocuklardir.Evet bizde taniyoruz bu iyi cocuklari.Bizim anladigimiz dilden söylersek
bu iyi cocuklar derin devlet labaratuarlarinda özel tipte yetistirilmis.Türk sömürgeci Gladyosunu kavraya bilmek icin Sahra Talimatnamesini tekrar okumanizda
yarar var.Sözüm ona Türk aydini Azize Türkan'in hala utanmadan darbeci rejimi savunmakta,öyle birileri varki Birgün gazetesi ve IP;cilige soyunan TKP isi iyice
sulandiriyorlar.Rahibe Türkan Saylan kendini ifade ederken daha irkcilasiyor,ne mutlu Türküm diyene diyor.O fasist sömürgeci rejimin sürdürülmesinden yana,o irkci
ve kafa tascidir,o üniversitelere devrimci sosyalistleri dekanlik odasinda sorgulayan ve fislendir,o bilimsel,demokratik,özgür üniversite mücadelesi yürütenleri
okuldan uzaklastirandir.Bundan dolayidir ki "ne seriat,ne darbe"sloganiyla sizleri manipile etmektedir.Caglanya ergenekoncu Sener Eruygurlarlar kolkoladir.Sömürge
ci fasist rejim Kürditanda kelle kulak avciligi,köyleri bosaltip yakarken,kayip edilirken gencler o sokaklarda bunu yapanlari güclendirmek icin yandaslariyla dualar
ediyoru.Türkan Azize bir Kemalist kadindir.Onunla onur duyuyordur.Kemalistlerin son Azize sahip cikmasinin nedenleri bunlardir.Iste onun ziyaretcileri her renkten,
her tondan olmasinin nedenleride bunlardir.

Birde Cia labaratuarlarinda yetisen irkci,kafatasci,laikci,kemalist,fasist yardakcilari bazilari ilerici yaftalar yapistirilabilir.Kürdistanda ki ayaklanmalarin kanla bastirilmasini destekleyen Sefik Hüsnü TKP'si,bugun yine dinci yesil sermayenin laikcileri tasfiye hareketi olaraklar MGK'ci ceteleri destekliyorlar.Iste Aydemir
Güler gibi kiblesi darbe olan bol soslu sahte solcularin yeride o cukurdur.Kürdistan'da yürütülen pis kirli düsük yogunluklu savas stratejisinin diger ayagini asimalasyon faliyetini CYDD yürütüyordu.Ilker Basbug asimileye özel vurgu yapmasinin nedenide bu,o yüzden Türk Azize Türkan Saylan dergahindan destur
aliyorlar.Acik ne olan sudur ki sermayenin ve sömürgecilerin payandasina bu kadinda toz kadar ilericilik yok.O kemalist ordunun Kürdistanda ki asimilasyonun
mimaridir Azize Türkan Saylan


berdan ildan

Tampon bölge


Özelikle son bir kac yildir Kürt sorunu,gerek Türk besinci kol basininda,gerek
Avrupa emperyalist basinda daha cok tartisilir hale geldi.Kürt özgürlük sorunu daha fazla
gündemlesiyor birinci nedeni Büyükkantin hedef gösterici aciklamalari ve operasyonlar,
ikincisi ise Ortadoguda emperyalist ABD desteginde ki özerk federatif Kürt parlementosu
ve Kerkük,Musul petrollerinin statüsü.Ülkemizde en azgin kafatasci partilerden tutalim
baslarinda sol diye baslayan sahte solculara kadar ki nühas farkliliklarina ragmen.Kürtlerin
ezilmesi ve yok edilmesinde hem fikirler.Özellikle son iki aylik fasizm-irkcilik-linc,ci gerici
saldirilar karsi terane ayni bölücülüge gecit yok. Nisan bildirisinin esas konusmasi bu
Küzey,i isgal ve ilhak altina alan sömürgeci zihniyet,bunu devam ettirmek icin her
yol ve araca basvurdu ve basvurmaktadir.Kürt hareketine karsi silahli-silahsiz-korucular
seferber etmis her yer kan gölü ve sürekli artan yeni derin örgütlenmelere girisiyor ve
yeni saldirilari ile katliamlar kacinilmaz görünüyor secimler öncesi.Sikiyönetim,
Olaganüstü Hal,Bölge valiligi,Özel Kolordu,Özel tim,Jitem ve Korucular ile isbirlikci asiretler

90,li yillarda "terörüstlerin girislerini engelleme" bahanesiyle yine "Tampon Bölge"
olusturdu ve yeni saldiri konseptini Irak sinirina yakin üc bölgede tampon bölge olusturmanin
tek hedefi baski ve saldirilarin daha da siddetlenecegi.Asil amac ulusal direnisi törpüleme
ve lojistik destegi engelleme ve secimlerde Kürt halk vekillerinin engellenmesi nasil ki
olaganüstü hal,bölge valiligi,koruculuk, sökmediyse simdide Tampon Bölge hic bir ise
yaramayacaktir.Ama gördük secimlerede DTP güclenerek cikmistir ve ardindan buna bagli olarak yüzleresi tutuklanmistir,DTP'yi yanliz birakmaya ESP ve Atilim calisanlarida bu tutuklanmalardan nasibini almistir 1 Mayis öncesi.
Yillardir ulusal haklari ellerinden alinmis,dillerine, kelepce vurulmus ellerine,faili belli
cinayetlere,gözaltinda kaybedilmelere,evlerin yakilasina,zorunlu göclere,diski yedirmelere
iste ilhak ve isgal,in sonucu yine Topyekün savas derin devletin Tampon Bölgenin hedefi
bunlar.Ergenekon rejimini almak icin buraya bakmak yeter.


berdan ildan

23 Nisan 2009 Perşembe

Ermeni Kültür ve Asimilasyon


Ermeni ulusu,yüzyillar öncesine dayanan ve tarihsel kesit zamanlarinda farki egemen sömürgeci ulus güclerinin
baski.asimilasyon,soykirim,techir kiyimina dayanan bir tarihsel süzgece dayaniyor.Osmanli ve Cumhuriyetin ilk
kurulus asamalarinda da Türk-Islamci senteci sömürgeci zihniyet top yekün olarak ülkemizde ki tüm halklara
karsi bir seferberlik ruhu ile yok etmeyi öncelleyen kararlar almistir.Yogun,baski,talan,techir,sürgün,infaz ve
cinayetlerle Ermeni halkinin dilini,kültürünü,sanatsal gelisimini dogrudan in direk engellemistir.Ermeni halk kültü
rü tikpi Kürt halkimiz gibi egemen sövenist inkarci,asimilasyoncu ziniyetin saldirilarina karsi onurluca kendi kültü
rünü,kendi halkina ulsatirmak icin yogun baski süreclerden gecmistir.Sömürgeci Anadolu topraklarinda yasayan
Ermeniler 84 yil boyunca Türk sövenist rejimi tarafindan Osmanlidan devralinan soykirim ve susturma merkezini
daha ustalasarak sürdürmüstür.Fakat Ermenilerin bu zülme karsi direnisleri hep ciliz kalmistir.Bu nedenle Ermeni
zanaat ustalarinin emeklerinde görmek mümkündür.Anadolu topraklarinda ki Ermeni mimari yapilar Türk-Islamci
rejim tarafindan yok ediliyor.
Iradem
umudum
direncim
ve yüregim de ki
acelya

gelecegim
pusim
zilgitim
tililim
techirim

yerin derinliklerinden
bir varyos gibi
zülmün tam orta yerine
vuracagim
newroz cicegim
acelyam

kavgam
barikatim
gözyasim
halay basim
siirim,klamim
hergep'im
sevgilim
acelyam

umudum
direncim
ve yeryüzünde ki
tek güvercinim
azadi
ülkem
acelyam.Iste su siir gibi berdanca.Kültürünün baskaldirisini görmek mümkün Mezopotam'ya topraklarin.Bu kavim halkin
direnisleri cok zayfi.Yeniklik,sürgünlü,caresizlik direnise engel olmus demek daha dogru bir tanim.Ermeni ulusuna sahip
sermaye sahiplerinin,Türk sermaye sahipleriyle icice gecmisligi görmekte gerekiyor.Ermeni sanati ve Kültürü,tarihsel sü
rec icerisinde ic sermayeye dönüstürülmüstür.Katliamlari yasayan CIlosman gibi yoksul Ermeniler ailesini dahi tanimadan
sürgüne yollanmislar,bir kusak böylece bertaraf edilmistir.Iste bu kusatilmislik icinde Sanat ve Edebiyatta yeni bir kücük
burjuva kusak cikmistir.Ermeni Patrikanesi ve Ermeni is adamlarina kalmistir kültür ve sanat.Iste bunlarinda payi vardir
diye bilinir,carpik bir bilinc bulanikligindan tarihsel gercekligi sorgulayan bir cikar Hrant Dink ve onuda yok eder,güvercini
vuranlar.Iste Hrant Dink gibi onurlu Ermeni evlatlari,sermaye ve bir ulusun suskunluguna samar vururlar.Teslimiyeti ve aci
yla terbiye edilmeyi kabül etmiyerek tarih sahnesine yerini aldilar.

Toprak,emek,onur,dayanisma,alinteri,aci,techir,zülüm ve bunlara yanit yasamin her alaninda ezilen halklar kültür ve sanat
alaninda bu egemen olacaktir.Tanriyi kutsama,aclik,sefalet,yoksulluk,issizlik,geleceksizlik,nese,ölüm,yasam tarzi,gelenek,
görenekler coskusu tüm halklarda egemen.Bir ulusun ortak krakteri dili,müzigi,kültürü,sanati ve tarihdir.Dinsel ikon muzikleri
evrensel karakterlidir,dilden dile dolasarak otantikleserek günümüze ulasirlar.Anadolun arkolojik calismalarinda bulunan
kalintilara bunlari görmek mümkün,ama tarih carpiticisi Türk Dil Kurumu anadolu arkolojik calismalarini Türk-Islam sentezi
geregi Türklestirilmistir.O yüzden o irkci gazenin basligi "Türkiye türklerindir".V.yüzyilda dinsel agirlikli Ermeni kültür ve müzik
leri Sinohali,Neragatsi,Nahaben Kusagi,Seyat Nova,Civan,Sahen Seram,Asod günümüze kadar dinsel motifler tasidilarinda
gelmislerdir,ama Ermeni halk türküleri asimile edilerek Türklestirimistir.Öyleki Azerice ve Gürcüce de siirler yazmistir Ermeni
ler,bu halklarin ic iceliginin,etkilenmenin ürünleridir.Rahip Gomi,Aram Hacduryan,Gomidas dengebejler gibi anadoluyu köy köy
dolasarak türküler söylemisler.Sari Gelin Ermeni halk türküsüdür ama öyleki asimile edilmistirki,her kes sahip cikar.Ermeni
halkinin Kafkaya,Anadolu ve Mezopotamya'da ücgeninde Kültürlerini aratirlanlar 38 harftan olusan Mesrob,Masdost ve Sahas
Martevin tarafindan alfabe 404 yilinda.Iste kültürel bir doku olan yazinin bulunusundan sonra Ermeniler de kendi Alfabelerini
yaratiyorlar.Ermen kralligi, Bizans ve Iran tarafindan yikilir ve bölüsülür.Binzanslilar Ermenileri cok yogun bir asimileye tabi
tutarlar.Kürtler gibi Ermeniler de Hint-Avrupa dil grubu icinde yasana bir ulustur.Memet Ulusoy Hergep com.adli sitesinde
Duvarda ki Tas Ustalari adli bir yazi kaleme almisti.Bu yazida gördügümüz gibi Kürdistan'da geleneksel Ermeni mimarinin izleri
hala yok edilmemistir.Bunlar harabeler,kiliseler büyük bir yikima ugramislardir.Kürdistan ve anadoluda ki yüzlerece yapi,Ermeni
mimari mirasini temsil etmektedirler.Iste somut bir örnek Koca Sinan ve Balyan ailesi,bu mirasin esas sahiplerdir.Ama inkarci
ve sömürgeci rejim hala yok etmeye devam ediyor.


berdan ildan

Yeryüzü askin yüzü oluncaya dek.XI


özlemim üc kirbrit cöpü
dualarda sifrelendirilmis
yasak harflerin ülkesi
duvar cizilen üc renk zamani
bir slogandir simdi
sürgün kentlerin meydanlarinda
Ne kadar cokuz biz diyesim geliyor,her yenilgi sonrasi,ama sessiz bir karabalik gürültüsü bzimkisi.Her
düsünüs tarzimiz yol ayriminda,ölümü ekiyorsun randevu yerine,kimliksiz sehirler huviyet ariyorsun,b
ulabilirsen,bazilarimiz sürgün kentlerde göz yaslariniza isikdamitiyor,ölüme randevular veriyor.Ne cok
ölüyoruz diyorsun yildizlara bakarak,ne cok öldük biz.
daglarda zilgit
fabrikada grev
okulda dayanisma
yasak cümlerler kurduk biz
karsi kiyida bir gemi
ardin da martilar
limana ulsan bir balina
ülkesiyim ben asi direnislerin
Seslerimiz Yusuf'un atildigi cukurlarda kalmis,mayin tarlalari cocuklara ölüm veriyor,celige su verir gibi,
ucurtma sörfü yapiyorlar yasak düslere dair,derin vadilerde suilemiz kayboluyor,bir mezar ariyoruz bir
gül birakmak icin,dönüyoruz semah,dönüyoruz ölüyoruz,dönüyoruz gözlerimiz kapali,dönüyoruz elimiz
bagli arkadan,tepemizde cinar yok hani,tasmas ta istemez yani.Ne cok öldürüdük be kardesler,ne cok.
yürümek;
yürümeyenleri arkasında boş sokaklar gibi bırakarak,
havaları boydan boya yarıp ikiye
karanlığın gözüne bakarak yürümek..
yürümek;
dost omuzbaşlarını omuzlarının yanında duyup,
kelleni orta yere
yüreğini yumruklarının içine koyup yürümek..
yürümek;

yolunda pusuya yattıklarını,
arkadan çelme attıklarını bilerek yürümek..
yürümek;
yürekten gülerekten yürümek..
Yürümek istiyorsak günes ülkesine dogru,türküler,siirler ve insanlik yok edilmesin diyedir,Seyranbagi ö
lüm evleri,Botas cukurlari,Kimsesizler mezarliklari,Dikmen vadileri ölüm solmasin diyedir,yürümek aclik
ve sömürü bitsin diyedir.Hep ölüm soluyor dünyamiz ölüm,her kuyulardan,nehirlerden,cuk
ur ve vadilerde,
daglarda,dipsiz cukurlarda düslerimizi yaktilar,infaz ettiler,telle bogdular,bir halki jenosiden böyle gecirdi
ler,mezar taslari bile olmayan,dua okunmaya,siir söylenmeyen,su dökülemeyen ,binlercemizi yok ettiler
ne icin,bi düsünün kardesler neden,dolasin düs kurun bu yaziyi okuyunca,belki sensin yok edilen,düsü
cukurlara gömülen.Her sehrin bir rakimi var ya,bizim rakimimiz yok tabelada,her sehre bir kanli tarih düsmüs
Türk dil kurumu,bunun üzerinde calisilmali.Kan kokuyor bu corafya kan,ölüm soluyor aclik ceken nefesler.Iste
öfkemiz bundandir kardesler.Bir utanmayan su resmi Tarihtir,inkarci resmi tarihle yürüyerek yüzlesin be
kardesler ne cikar bundan,bir kez olsun,bir an bir düsün,bak göreceksin ki yüzlestigin senin suiletindir.


berdan ildan

22 Nisan 2009 Çarşamba

Ulusal ve Uluslararasi Hukuk Sorunu Olarak ;JENOSID


Jenosid son günlerde Ermenistan ve Ezarbaycan sinir kapisinin acilmasiyla tekrar gündeme giren ve sömürgeci Türk
fasist irkci-ergenekoncu devletinin Osmanlidan miras aldigi gelenek"soy kirim"lardan biri olan 1915 Ermeni soykirimini
inceleyen bilimsel verilere dayanan bir arastirma kitabi.Kitabin yazar Vahakn N.Dadrian 1970-1991 Genosa,New York
Devlet Üniversitesinde sosyoloji pröfösürü.Soy kirim kavramina dillendirmesine neden olarak 1915 Ermeni katliam süre
cinden yola cikarak uluslar ve uluslararasi Hukuk Sorunu Olarak Ermeni sorununa bir cerceve getiriyor.Yazarin soy kir
im üzerine cok sayida makale ve kitabi var.Belge yayinevinin bu yayinladigi kitap toplam üc bölüm halinde.
-Birinci Bölümde;Osamanli döneminde toplumu bicimlendiren islam ideolojisinden yola cikarak islam ideolojinin inanlarina
dan ve gelenklerinden Türk-islam sentezinde Ermenileri irdeliyor.Ikinci bölümde Ittihatci rejimin 1.ci Dünya savasinda
Ermeni katliam sürecine nasil hazirlandiklarini ve nasil katliam uyguladiklarini,techirin,yok etmenin ip uclarini okuruz.Üc
üncü ve son bölüm diliminde gerek ic kosullarda ve uluslararasi ceza hukukunda Avrupa devletlerinin iki yüzlülügü ile
Türkiye irkci sömürgeci rejimin inkarci baskilarini ele aliyor.Ve yazar söyle sesleniyor okuyanlara"Bu Jenosidin gözden
kacirilmamasi gerekiyor,son derece yasamsaldir.Ermeni halki üzerinde uygulanan bu vahsi katlima unutturulmaya calis
liyor.Bu kitap tartismalarin odaginda hala,1.500.001 fazla,erkek,cocuk,kadin sömürgeci ve inkarci rejim tarafindan hala
inkar ediliyor.Ve yazarin elinde ki belgelerle cevap veriyor.Osmanlinin resmi gazetesi"Takvimi Vekayi" gazesinin eklerinden
arasinda buldugu mahkeme tutanaklari var.Osmanli Türkiyesinde 1.ci dünya savasinda Almanya ve Avusturya'nin sagladig
i özel destekleri var.Osmanli devlet arsivlerinde cok gizli damgali dökümanlari,Türk Divan Harbinde Mahkemelere sunulmayan
belgeler ve resmen devletce onayli belgeler cok gizli ya aciklamiyorlar.Alman,Avusturya dökümanlari da haric diyor yazar.

Iste tüm gizli anlasmalar ve dökümanlar bu gun bile devrimcileri,sosyalistleri,yurtseverleri agir ceza mahkemeleri cok gizli
ibaresi koyarak delil karartmasi yapmiyorlar iste Osmanli gelenegi devam ediyor.

berdan ildan

21 Nisan 2009 Salı

Kürt Pervanesi Asik Ihsani seni cagiriyor.


İzmir bura Kordon boyu
Üç kişi bir tabuttayız
Elimiz ağzımız bağlı
Üç kiçi bir tabuttayız

Altımız taş üstümüz taş
Ayaklar su içinde yaş
Sancı bastı yavaş yavaş
Üç kişi bir tabuttayız

Tavan alçak bacası dar
Uzunluğu bir metre var
Eni altmış santim kadar
Üş kişi bir tabuttayız

Nöbetçiler dizi dizi
Tenimizde yara izi
Ölmeden koydular bizi
Üç kişi bir tabuttayız

Dışarsı kedili itli
İçersi fareli bitli
Kapısı demir kilitli
Üç kişi bir tabuttayız

Sorguya çekildik tek tek
Ne cigara ne bir ekmek
Suçumuz türkü söylemek
Üç kişi bir tabuttayız

Bıktık ceza yiye yiye
Suçumuz yok diye diye
Demokrasi varsa niye
Üç kişi bir tabuttayız
Atesin hirsizi Premeheus yüzyillarca nasil yürüyorsa,tüm tarihsel gercekligimize bize isik demeti tasiyorsa
iste oda öyle bir esin kaynagimizdir.Newroz ülkesinin direnis sehri Amed'de direnis türküleri söylemis ve be
deller ödemis,asla zincire baglanamamis bir pervanedir Asik Ihsani,Türküleri bir bayram sevinci tazeliginde
ateste sinamistir.Kürt halkinin yasamindan damitarak bir anlam katmistir söylevleriyle.Kürt halkinin efsanevi
inancina göre Hz.Ibrahim'in atesle sucsuzlugu ve berrak düsünüsü ates sinanmistir,iste Asik Ihsani'de öyle
abi-hayat gibi.Onlarca aci tutustursu Amed surlari,onlarca yasam üretti "Ev xizanbun,yada arexve res bu
diyerek atesin ve günesi türkülerini söyledi hep.Kuskunuz olmasin ki basit bir tercih degil onunkisi,türkü söy
lemek,bagir bagir bagir o gürsesiyle.Dünyanin en zor isine karsi direncini katik yapmis bir ozan.Bu bir yeralti
yanginidir asla söndüremezsiniz,dört kitaya yayilan.Bir sehir ki alevler ortasinda,bir ozan ki kalbini Amed sur
larina yaslamis.Kürdistan'in yigit evladi ozan.Bitmedi sürüyor o kavga ve sürecek,yeryüzü askin yüzü oluncaya
dek.


berdan ildan

Dogru secenek


Aylardir irkci rejim kan kusuyor,aylardir irkci rejimin botas kuyularinda iyi cocuklar tarafindan iskence yapilarak katledilen
cocuklari icin eylem yapiyorlar Cumartesi anneleri.Fasist gerici,laik rejim ikilem yaratiyor topluma.Ekonomik ve siyasal kri
zin üstüne binen ergenekon klikleri dalasindan bunalan oval ofisci Fettullah Obamaci haki rejim cemaati,emekci yiginlari
MGK ile antlasarak ic dalasta sosyal taban yaratiyor,alevi,sosyal demokratlari,reformculari,Abcileri rejime yedekliyor.Seri
at mi ? Darbe ikilemiyle gibi pis tercihle beyinler sulandiriliyor.Hangi kanadi tutarsaniz tutun bu sömürgeci,bu sömürüjü re
jimi güclendirmeye dayaniyor tüm bu yapilanlar.1000 operasyon,3500 köy,binlerce faili devlet cinayet,binlerce infaz ve g
özaltinda kayip,Sivas,Gazi,1 Mayis 77-96,19 Aralik cezaevleri katliamlari,Kanli Pazar,Kizildere,Güclü Konak vb yapilanlarin
gercek faillerini derin ergenekoncu rejim koruyor.Brifingler,Mehmetcik basin haki haberleri,santajlar,tutuklamalar"ESP ve D
TP'ye yönelik devlet terörü ve daha bir cok yöntemle "ordu ve politik Obamaci yesil sermaye"ekseninde ki ser ikilisine
yedeklemeye calisiyorlar.1 Mayis yasallastiriyorla ama 1977'de katledilen 34 iscinin katilleri yargilanamiyor.Dava dosyasi acilamiyor

Her tartisma ve yeni gelisme "darbe ve seriat ikileminin temel espirisinde tuzla buz oluyor,her atilan adim siyasal ordunun
AKP tarafindan ve Fettullahci medya tarafindan güclendiriliyor.Bu pis ergenekoncu alternatif seceneke sizi de Cumhuriyet
mitinglerine katarak alet etmediler mi ? Ve irkcilik ile gericilik arasindan sizleri mengene gibi posanizi cikarttilar.Sizi botas
kuyularina gömenleri güclendirdiniz.

Öyleyse dogru tercih nedir ?

Bunlarin hic biri ezilen sömürülen,imha ve inkar edilen halklarin tercihi almamalidir,olamazlarda.MGK'nin basinda bulundugu
fasist-gerici Fettuhlahci Obamaci yesil dolarli sermaye diktatörlügü,yanlizca ve yanlizca sömürü,aclik,issizlik,geleceksizlik,
aclik düzeni demek degilmidir,adaletsizlik degilmidir yasadiklariniz ? Esittir it dalasinda MGK ve AKP size adil düzen,orducu
darbe düzeni,ergenekoncu düzeni utanc verici degilmidir.YÖK'ü kim kurmustur size sormak gerekiyor,binlerce ögretim
görevlisini 141-142 maddelerinden yargilayan 12 Eylücü 82 Anayasiyla kurulmadimi.YÖK'cü ergenedekancilar ilericileri,sosy
alistleri,demokratlari,Kürtleri okuldan uzaklastirmadimi,sizleri satircilarin eline vermediler mi.Oruc tutmadigi icin Kenan Mak
adli ögrenciyi ne cabuk unuttunuz,Seher Sahin'i birinci kattan asagiye kim attirdi Istanbul universitesine.Taylan Özgür'ün
katillerini bilen Baykal ve Ertugrul Günay YÖK'cü kenekonculari neden savunuyorlar,Türkan Saylan IÜ'sinde polis gibi ögren
cileri fislemedimi,okuldan uzaklastirmadimi ?

Bunlarin size verecekleri ancak agziniza calacaklari biraz baldir.Biz dogru bir secenek,dogru bir perspektifle gercekleri neden
görmek istemiyorsunuz acaba.Iste bu rejimin adi bes yilda bir yapilan MGK rejimini güclendirme projesidir ve sizi de yedekliyorlar
arada baska yolu yok,bir baska dünya düsü dünyayi dolasiyor.Öyleyse dogru tercih ta orada yildizlarin icinde arala yüregini
bak kalbinin üstüne,elinde ki alinterinde,baskinin sömürü ve zülmün olmadigi,her kesin yeteneklerine ve ihtiyaclarina göre,ulus
larin kendi kaderlerini özgürce belirleme hakkinda.Öyle ise dogru secenek icin zihinsel devinim icin citayi yükselt arkadas


berdan ildan

20 Nisan 2009 Pazartesi

Jean Paul Sartre


Dünya aydinlarini tanimak sadece kitaplarini ve meziyetlerini bilmek
yetmiyor önemli olan gercekten aydin mi ? Yasadiklari dönemde ki
olaylara karsi tutumlari ve davranislarini belirleyen ezilenler ve haksizliga
ugrayanlar cephesinde ki pratik tavir alislarida ve bu yanlarida önemli degil
mi Karer,liler.
Bir oyuncunun oyunculugu,yazarin eseri,hukukcunun hukaka bakisi ayri bir
tartisma konusudur.Ben iyi kötü icra ettikleri mesleklerle birlikte tasidiklari
aydin tavri üzerinde duracagim-
Size tanitacagim Sartre,yi tanimaya iten ne diye soracak olursaniz yazdigi
kitaplar,felfesik düsünsel düsüncesi degil.Ülkesi Fransa emperyalizminin
Afrikadan Cezayir,e kadar bir sömürgeci ölüm aygiti oldugunu genis emekcilere
pratik durusuyla gösteren ve bu konuda dünyayi aydinlatan onurlu aydin tipi
Sartre Fransa ulusunun Cezayir,de ki vicdanidir.
Yazmak,konusmakla yetinmemis bizzati Cezayir,e silah ve katliam timlerini
tasiyan trenin önüne bedenini barikat yapmismis ve engellemistir.
ABD,nin Afganistan,i ve Irak,i ve bizim Sömürgecilerimizin isgal edip tampon
bölge olusturmalarina kac tane onurlu aydin bedenini siper etti söyleye bilirmisiniz
konusmaktan baska,baris panelleri örgütlemekten baska.
Belgesel dalinda Benim cici silahimla oskar alan sanatci Sartrenin mirasinin tasiyicisi
ünvanini hak ediyor bir oskarda ezilen milyonlardan.
Bu enternasyonel tavir ile SARTRE bayrak edilmelidir bence.

Jean Paul Sartre 21 Haziran 1905,te Pariste dogar.Babasi cok kücük yastayken ölür,
annesi de ailesinin yanina döner La Rochelle lisesine devam eder ama olgunluk sinavi
icin Louis le Grand lisesinde verdi.Devamla Fribourg Üniversitesi iel Berlin,deki Fransiz
Enstütüsünde sürdürür-
1929 yilinda Simone De Beauvoir,le tanisir,cesitli liselerde egitmenlik yapar Sartre-
2 Dünya savasi sirasinda Alman fasizmi tarafindan zindana atilir.Hapisten ciktiktan sonra
partizanlara katilir,Sinekler adli tiyatro oyunu,onun direnis saflarinda oldugunu bilmeyen
Almanlar tarafindan izlenir 1943
1045,yilinda egitmenligi birakarak"le Temps Modernes"adli edebiyat ve felsefe dergisini
cikarir ve politik söylemleriyle Sartre savas sonrasi dönemde SSCB ye destek veriyordu,
elestirilerini sakli tutarak.
Bu edebiyat dergisi 1953,te baslayarak savas ve isgallere karsi 1957 bir mücadele yürütür.
1966 ile 1967 yillarinda Vietnam katliamlarini sorgulamak icin kurulan Russel Mahkemesinin de
baskanligini yapar.
1974,te gözlerini büyük oranda göremez olur son söyle der..."Yazmak,okurun özgürlügüne
cagrida bulunmaktir der.Sartre 15 Nisan 1980.de Paris,te ölür.
Önemli eserleri arasinda,Özgürlügü yollar, Bulanli,Gizli oturum,Kirli eller,Sözcükler
ve Hepimiz Katiliz ile Gizlilik en önemli kitaplaridir diye bilirim.


berdan ildan

Özgürlük




Fabrika dişlileri arasında ezilen işçinin, gerici-ırkçı eğitimdeki gencin, tarladaki yoksul Kürt köylüsünün,
sokaktaki geleceksizliğin pençesindeki issizlerin, hiç bir sosyal güvencesi olmayan ev kadınlarının yada günde 10-12, saat çalıştırılan çocukların tutkusudur bu özgürlük!

Kaderciliğin pençesinde gözlerine siyah bir karanlık örtüsü düşmüş düşlerine, ama özgürlük düşleri ve ideali, tüm bunlara rağmen en sıcak ay gibi temmuzca önümüzde bize gülümsüyor.

Özellikle de gelecek hayallerimizin mimarları, desinatörleri, örgütleyicileri düzenin çarklarında una çevrilemediği genç düşler sokağı da var hala öteki özgürlüğü arayan.

Kapitalistin, gerici eğitimin ve toplum düzeninin baskıları, kurulu zorba düzenin ürettiği haksızlıklar, yolsuzluklar, dejenerasyon vahşet ve zülüm...

Tüm ezilenlerin zihinsel tasarımlarında "özgürlük düşleri güçlüdür"; güncelliğini koruyor, hem de düşünenleri kimse buna zorlamamışken, tertemiz duygular, idealler ve niyetler, hep ayni nehirler gibi o büyük okyanusta buluşurlar.

"Özgürlük", ayni zamanda da burjuva sahtekarlarının da "sahiplendiği" bir argümandır ve bu baylar, bayanların özgürlüklerine aldananlar buralardan alıntı yaparlar.

Ama onlar, zihnimizde ki denizin lodoslarına dalgakırandır ayni zamanda da, henüz netleşme arayışındayken çelme takarlar, güllere su vermezler açmasın, kurusunlar diye. Onların düşü burjuva köşe dönmeciliğin, kariyerizmin, "bireysel kurtuluşların" gündelik televolelerde beslenen bir özgürlük arayışıdır.

"Avrupa gençliği" 68 kuşağı "tüm kurallara başkaldırdı (yasakları yasaklamayı ilke edindiler). Ülkemizde ise "çelik disiplinli kurallara" dogmatizme dayalı bir "68 kuşağı gelişti"

Dünyadaki 68 gençlik özgürlükçüydü, bizimkiler ise hedefe iktidarı koydular. Mesela aradığı düşler hep aynı toplumsal düşlerin izlerinin ortaklaşmasıdır da diyebilirim.

Tüm toplumsal kategoridekiler hep bireysel özgürlüğü kazanmanın kilometresi toplumsal özgürleşmeden geçtiğini birlikte haykırdılar, ve Vietnam işgalini birlikte lanetlediler ayrıca sömürü ve zülüm etmede kılıç salladılar tüm özgürlük koşucuları.

Birey olmanın özgürlüğü toplumsallaşmadan geçiyor. Toplumsal kölelik koşullarında bireysel özgürlük düşleri de olmaz. Şayet olursa da ben bu özgürlüğün tasvirini bilmiyorum.Toplumsal ücretli köleliğin hüküm sürdüğü koşullarda, yalnızca ona karsı mücadele edenler değil etmeyenlerde bireysel yeteneklerine ve bireysel özgürlüklerine de kavuşurlar.

Özgürlük; zorunluluğun zihinsel kavranmasıdır diye bilirim. Kuralsız, sinirsiz bir ütopyadır bu tasarım...

Aslında tüm kesimlerin üzerinde anlaşacağı bir özgürlükten de bahsedilemez değil. Herkes sözlerine bir sınırına kadar götürür, ama bu sekiz harfe herkes kendi harfini ekler.

Özgürlük sınıfsaldır, sınıfların üstünde genel, soyut bir özgürlükte söz edilemezde, ve her sınıf bu kelimeye kendi maddi yasam koşullarına denk düsen bir anlam yükler.

Yöneten sınıfın sömürme özgürlüğü köşe dönme özgürlüğü, milliyeti histeri vb. anlamlar içerir.

Emekçiler ise tüm ezilen sınıfların özgürlüğünü kendi özgürlüğüyle birleştirerek kendi özgürlük rotasını çizer, sevgili CAN YÜCEL o cümleyi söyle tasvir eder:

”Yüz metrenin en iyi koşucuları onlardı” der buna katılmamak imkansız

Aşkolsun özgürlük, aşkolsun...

19 Nisan 2009 Pazar

Adaletsiz Kafirler Partisi


Politik islamin her renkten temsilcisi Genelkurmay ve parababalari tekelci sermayenin bir bölümüyle tutustugu it dalasinin
ve her türlü kirli agizlarla sürdürülen iktidar savasinin gereklerine uygun tam bir strateji izliyor.AKP'de temsil edilen.ilkesiz,
düzeysiz ve halki aldatarak gelistirilen"hesapta direnis"parlementoda ve sokaklarda da özgün bicimlere bürünerek devam
ediyor.

Anti-emekci düsmani,antidemokratik ve halk düsmani bir gerici karekter üzerinde yükselen yesil politik sermaye Türkiye'de
kisiliksiz,ahlaksiz ve teslimiyetci bir politika yürütüyor.Kendi icinde tutarli bir rotaya sahip degildir.

Devletcidir;Resmi ideolojinin yeni ümmetci yalancisidir.Güncel siyasal gelismelerde (ABD,IMF,Dünya Bankasi,AB,)yanadir.
Isci ve yoksul halk emekcilerine verebilecegi aba altindan havuc politikasidir,bir baska deyimle sekere batirilmis zehirli
ignedir.

Adaletsiz Kafirleri Partisi politik islamci söylemleri hak ve özgürlük mücadelesi yürütmedikleri gibi,bu ugurda mücadele
edenlere karsi halk düsmani yüzünü göstermistir.

Parlementoda esas olarak devleti temsilen AKP gericiligi (BBP ve MHP dail)sokaklarda,okullarda,isyerlerinde,Kürdistan'da
emekten-özgürlükten yana olanlara saldirdi.AKP iktidarda bulundugu dönemde yasanan is cinayetleri,polisin öldürdügü
gencler,yürütülen kirli savas ve isgal,iskence de hic sinir tanimadi.

1969 yilinda ABD 6 filosunu protesto eden anti-emperyalist gencligin üzerine "Allah,allah"sloganlariyla saldiranlar,kan
dökenler,irci-fasist MC hükümetlerinde yer alarak halkimizin,Alevi emekcilerinin kanini dökenler dün oldugu gibi bu günde
Kürt-Türk.Laz.Ermeni,Cingene, halklarimizi kanini akitmaya devam ediyorlar.

Adaletsiz Kafirler Partisinin tüm kadrolari iki yüzlüce elhamdüllah biz müslümaniz diyorlar ama Israilden silah ve
stratijik antlasmasi yapiyorlar ve hemde mahalle kabadayisinin deyimiyle söylersem asil SIZ YALAN SÖYLÜYORSUNUZ !

Onlar ABD'nin iyi cocuklaridir,onlar IMF,nin Türkiyede ki aynasidirlar.Ordu-CHP,MHP arasinda ki catisik durum
aldatmaya yöneliktir.

Ampül Partisinin sahte isigi,Hitler fasizminin Krital gecesine benziyor.AKP diger politik-irkci BBP baskani Katil Muhsin
Yazicioglu alevi ve Kürt düsmanidir.Isteyen Akit ve Zaman gazetelerine bakabilirler.

Burjuva ahtapot cifteteli medyasi MGK soslu haberler yapiyor.Oysa ordunun kirli savas yürüttügünü pop star yarsmasindan
Bülent Ersoy suratlarina yapistirdi linc kanpanyalari basladi.

Bu arada tüm düzen partileri emekci halk yoksullarini arkalamaya calisiyorlar.Hepsi de haki renklidir.Düne kadar
dini halki aliklastirmanin araci olarak kullananlar simdi gercek sinif kimliklerini öne cikartiyorlar.Bazilari Genelkurmay'la
anlasarak"bunu en bariz örnegi AKP,inin ABD'in icazetiyle kuruldudugu"bir bölümü laikci,bir bölümü Kürtleri,Alevileri
kardesim söylemleriyle aldatmaya calisiyorlar.Iste AKP ve CHP,MHP icinde ki halk düsmanlari.

Tüm bu islamci,laikciler,liberaller düne kadar susurlukcu kontrgerilla ergenekonculari varligini kabül etmeyenler.Agarlari,
Catlilari,Bucaklari,Hanifi Avcilari,Ayhan Carkinlari,Resat Altaylari,Mahmut Yildirim(Yesil),Veli Kücük,Hasan Kundakci,
bu gün yapilan bu aklama operasyonlara ne oldu diyen varmi.
MGK ,AKP,CHP,MHP,BBP bu düzenin sahtekarlari halklarimiza hala yalan söylüyorlar.


berdan ildan

18 Nisan 2009 Cumartesi

23 Nisan cocuklari ve Adalet arayan cocuklar


23 Nisan ulusal cocuk bayrami da bu senede cocuklarin resmi törenlerle politik sovlarlar pazarlayacaklar.Cumhur
baskani,Basbakan,Meclis baskani,Valililer,canli yansitacaklar.La
ik Türkiye'de Türk cocuklarinin basarilari yansitilcak yine 23 Nisan da.Aynanin öteki yüzüne kimse bakmayacak,a
ma biz öteki yüzünü yazmaya devam edecegiz.Istanbul Valisi Muammer Güler cocuklarin ellerine telsiz verecek
bu 1 Mayis arifesinde,ardindan babalarina ayni telsizden emirler yagdirarak gazbombalari yagdiracak.Celalettin
Cerrah ise iskencileri gözaltina aldiklarina iskence yapacak.Bu 23 Nisan'da da kirli savas suclulari masum cocuklari
kullanacaklar.Kürt halkini ve azinliklari katleden uniformalar giydirilecek cocuklara,asker,polis elbiseleri.Kirli katliam
ci yüzlerini gizleyeceler yine"bu gün 23 Nisan nese doluyor insan" siirlerini ezberletecekler cocuklara.Kürdistan'da
kendi dilini kullandigi icin örgüt yöneciliginden yargilanacak,yada Ugur Kaymaz gibi 12 kursun sikilacak bedenine,ve
yahut Cüneyt Ertus gibi canli yayinda iskence yapilacak,mesala Diyarbekir'da Baskan söyle demisti"Kadin olsa,cocuk
ta olsa güvenlik güclerimizi gereken yaniti verecekler ve 9 yasinda ki Enis Ata'yi infaz edecekler.Yanlizca son bir yil
dir 11-14 yas arasinda ki 91 erkek,8 kiz cocugunun yargilandigi,14-17 yas grubundan cocuklarin agir ceza mahkemele
rinden ceza aldigini ve cocuklara irkci siirler ezberlettigi,ve daglarda devletin mayinlariyla ölen cocuklari düsünürsek
23 Nisan balonunun Firatin öteki yüzünü görmedigini biliyoruz.Diyarbekir belediye cocuk muzik grubu örgüt üyeliginde
n yargilandigini size Sezen Aksu söylesin.Cünkü onlar Kürt cocuklari da ondan.

Laik Cumhuriyetin temsilcisi cocuklar bir kac saatligine o koltuklara oturacaklar ve basina demec verecekler,fakat öte
yüzüne bir bakalim,cocuklar yine sendikasiz,sigortasiz agir is kollarinda calisacaklar,her gün sokaga itilen,Cocuk esr
gemede dayak ve siddet gören,cocuk pazarlarinda seks kölesi olarak satilan ve polis kursunlariyla ölen cocuklar.Bu
gün 23 Nisan nese doluyor palavralarina son.DIE verinlerine bir bakalim 4 milyon cocuk ciraklik kapsaminda,yüzde
otuzu aclik sinirinda,yani resmi olarak 9.5 milyon cocuk kayit disi calistiriliyor ve aclikla pencelesiyorlar,hazir haydi
cocuklar okula cete davasindan yargilaniyorlarken okula gitmeyen cocuklar yüzde 4 gitmeyenler ise kayit disi issizler
yüzde 39.Peki Türkan Saylan sormak gerekiyor bagislari botas cukurlarini kazanlara ve cumhuriyet mitinglerinde ki
kizil-elmaci,yesilcilerin cocuklarina bayrak mi aldiniz.

Kürdistan'da 3.500 cocuk kirli savasta yasamini yitirdi,bununla birlikte sadece Amed'de son 6 ayda agir cezada yargi
lanan cocuklardan 325 örgüt yöneticiliginden suclaniyorlar.Bildiginiz gibi bir cocuguda ceza aliyor.23 Nisan nese
doluyor yalanlarina biz inanmiyoruz.Cocuklarin yakalarindan pis kirli ellerinizi cekiniz.


berdan ildan

Anlatilanlar yasananlardir


Ayni kan,yani gözyasi,ayni iskenceler,ayni tecavüzler hala devam ediyor,ama öyle bir gercek varki
direnenlerin kararliklari hic gerilemeden,durmaksizin devam ediyor yola.Tipki baris icin Italya'dan
yola cikan ve tecavüz edilerek katledilen Pippa Bacca gibi öyle hala tecavüzcü üzmezler yargilana
miyor ergenekocularin davasinda.Diyarbekir'den Bismil'e giderken yolda yapilan yol kontrolunde
yapilan aramada gözaltina alinir,herkesin gözü önünde elbiseleri cikarilarak aramaya tabi tutulur ve
cirilciplak bir sekilde sorgulanmak icin bir Jitem karargahina götürülür.Orada bir kösede bekletilirken
her gecen elle taciz etmeye baslarlar,ince onur kirici bir aramadir bu,ve gözleri siyah bantla baglanir,
elleri arkadan telle baglaniri ve filistin askisina asarlar,elektirik verirler,sok gecirir gözaltindayken mi
de kanamasi geciri,iskenceciler bir kuytu götürür atarlar.Bismil'deki bu karargah iddianamede vermi.

Batman il merkezinde bulunan bir eve ergenekoncu ceteler oprasyon cekerler,saat 05.00 siralaridir,ev
de yanlizca bir kadin ve yedi tane cocugu vardir.Kapiyi acar acmaz,kadini döverek bir odaya götürüler.
Oda da kadini ciril ciplak soyarak arama yaparlar,kadin buna izin vermez,kadin polis ister,senmisin kadin
polis isteyen.Ellerinde ki bir sopayla kadina tecavüz girisiminde bulunurlar.Kadin direnir askerlere ve
üzerini giydirmek zorunda kalirlar.Batman da bir kontr-gerilla merkezinde sorgulanir,agir iskencelerden
gecirilir ve oda bir yol kenarinda atilir.

Yollda yürüyen esmer bir kiz ve babasi,yengesi cirilciplak soyulurlar.Esmer kizi bir araba lastigine icerisine
koyup bir o yana,bir bu yana top gibi ceviriler,lastigin icindeyken esmer kizi tazikli suylada islatirlar.Esmer
kiz iskende tecavüze ugrar,bir kac gün sonra hücresinden alinip,köylerine yakin bir tepede serbest birakirlar.
Tehdit edilir"kimseye bir sey söylemeyeceksin"Köye yaklastikca adimlari geri gidiyordu,icinde kin,öfke ve
hesap sorma tohumlari yeseriyordu ve mazlum yüzlü esmer kizi yönünü daglara verdi.Bir cesmenin yanina
yaklasti bir avuc su icinti,yumruklarini kenetledi bunlarin hesabini soracagim,yüzlerine tükürecegim diyerek
o suya ant icindi ve gözden kayboldu.

Kapi ayni sifreyle calindi,kaypiyi acti üzerine cullandilar Kardelenin,bir iskence merkezinde tecavüze ugrar ve
sustu,icine kapandi.Tutuklandiktan sonra itirafcilarin arasina attilar,onlarla kalmamak icin aclik grevine baslar,
iskence sonucu bebegini kaybeder....Listeyi uzatabilinir ama unutmayinki bu Ergenekoncu derin devletten
hesap sormak mesru ve gereklidir.

Iste magdurlar milyonlarca,hangi demokrasiden,hangi kardeslikten,hangi masumiyetten bahs edebiliriz,Cagdas
Yasami Desteklem kenekonculari da sucludurlar.Hemcinslerine yapilanlara tek ses cikartmadilar neden ?Bu
cumhuriyet bekcilerinin ipleri MGK'nin elinde'de ondan.



berdan ildan...

17 Nisan 2009 Cuma

Orhan Kemal,Nazim Hikmet,A.Arif ve Mahsuni


Mücadele denince ilk onlarin maceralari var.Onlar ezilenlerin adina ciktilar yola, ,susuz,ciplak,iskence,mahpusluk hepsinin ortak özelligi olmakla beraber hepside haziranda elele tutuştular.
Kendi topraklarindan cok uzaklarda sürgünde karsiladi özgürlügü Nazim usta.
Akin var akin
Günese akin
Günesi zapt edecegiz.
Günesin zapti yakin
diye seslenir sürgünden mavi gözlü dev.Mücadeleye dair.ask,a dairemege ve insana dair yazdi.yazdiklari düsündürdü,cezaaldi,mahpusluk yatti,ama aslateslim olmadi büyük usta iste Nazim ustayi devrimci yapan bu basegmezlikti.3 Haziran 1963

Orhan Kemal;Bursa zindanlarindan söyle seslenir,yillarca emegi anlatir,mücadeleyi, asklari,ihaneti anlatti bize Orhan Kemal. O bir emekci olarak Yasar Kemal gibi Adana,da dogar ve circir fabrikasinda el isciligiyapar yirmidört saat,dokumacilik,katiplik,ardiye memurlugu,Nazim,i ve Gorki,yi kitaplarda tanir ve komünist kitaplar okuyor diye tutuklanir,siirlerini okudugu Nazim Hikmet,le Bursa hapisanesinde tanisir 5yil birlikte kalirlar ve Nazim ona der ki,sevgili yoldas yazdiklarini romanlastir ve roman yazmaya yönelir Orhan Kemal,siir ve roman.yasami boyunca yoksullarin saflarindan asla taviz
vermedi,asla yoksullara ihanet etmedi ve 2 Haziran 1970,de yasama merhaba dedi.

Nazim, Arif, Kemal ve Mahsuni hepside halk emekcisi,hepsinin ortak özeligi Haziran dördü de ezilenlerin ozanlari.

A.Arif,daglarin sairidir,newrozdan seslenir,tütün iscilerine ve Deniz görmemis esmer cocuklarin sairidir.Bütün siirlerinde Kürt kentleri vardir.Otuzüc kursun,Anadolu,Adilos bebe, Hasretten Prangalar eskitir,saclarina kan gülleri takayim.Kardeslik,Esitlik,Özgürlük kokar siirleri: Saraylara, saltanatlara, zalimlere karsi Ücüncü Cephenin birligini gücünü anlatir.
toprak - umut - hasret -kavga ve özgürlük ve cicek ve karer ve cocuklar iste bu özgürlük ciz bu satirlari sayfana,yani kalbine
Anadolunun ozani ,Amerika Katil diyen dizeleriyle savaslar ve isgalcilerin adresini resmeder Mahsuni.
Ellerinde pankratlar geliyor bak cocuklar köylerden ve kentlerden diye ozan.

Türkülerinde Anadolu emekcilerinin acili yüregindeki volkani tasfir eder baba Mahsuni
hani der ya sair

seni anlata bilmek seni
iyi cocuklara,kahramanlar
seni anlata bilmek seni der A.Arif


1960 elinde saz,kent ve köy,kasaba emecilerin sesi,dermani 1939 dogumludur Enver Gökce,ni anlatimiyla yoksuldur,actir,ama namusludur. Ve sürgünde yasama merhaba der Mayis,ca

ORHAN,ARIF,NAZIM,MASUNI daima bizimlesiniz.. Mayis'ta ölmek zor Karer.

Savas'a Karsi Siirler


"Savas istiyoruz"
En önce vuruldu/bunu yazan..
Insanlar savasa savas acmadiklari sürece hic bir sey savaslari ortadan kaldiramaz.Halk emekcileri savas düskünü degillerdir,yeter ki irkci-fasist propagandayla zehirlenmis olmasinlar.
Sürüyor savaslar,isgaller,meclisten geciyor kanli tezkereler.Mülkiyet iliskileri var oldugundan beri,savaslar hic eksik kalmadi insan oglunun yakasindan.Degisik kiliflarla savas tam tamlari calmaya basladi,isgaller basladi, ardindan yeni savaslar hic eksik olmadi yine.Vuruldu insanoglu ansizin bir bombardiman sonrasi.
Geriye kalan kül ve aci kaldi.Gözleri yasli analar,nisanli genc kizlarin kanatlari kirildi güvercinler gibi.Güvercinler havalandi telli turnalar gibi süzüldüler ve bir yandan ise savas isteyenlerin ucaklari süzüldüler yerküreye. Evler yikilmasin bir daha/bombardiman ucaklarini kimse bilmesin.

Dolsun uykuyla geceler
Cezasiz olsun yasamak
Analar aglamasin
Öldürmesin insanlar insanlari
Versin kendini herkes ise
Onur duysun herkese yaptigindan
Elde etsin gencler istedigini
Yaslilar da hos görsün.

Savas tezkeresine karsi adil onurlu bir barisi savunmak bilinc isidir.Bu bilinci yaratmadan baris'ida yaratamayiz.
Hirosimadan beri nükleer savaslari yasiyor dünyamiz.Insanlik tarihinin gecmis 5517 yilinda 20000 savasta 4,5 milyardan fazla insan yasamini yitirmistir.Bu günümüz dünya nüfusu kadardir.Ürkütücü degil mi ?

Ogullar kizlarimizdi
Cocuklar daha yürümediler
Kiminin aski bile olmadi
Yillari yillari var yasayacak

....
Yer demir,gök bakir
Toprakta kan
Bizim kanimiz bu bizim topragimiz. Arif Damar

Oysa bu savas,isgal,yada tezkere olmasaydi,umutlari,gelecek günlere dair düsleri, dostluklari,asklari var olacakti.Onurlu adil demokratik bir baris icin ses ol,isik ol yumruk olmak isteyenler barisin,kardesligin ve esitligin düsler sokaginda elele
tutmayi bekliyecekleri bir dünya var ta orada.

Hürriyet hepimize yetmiyor
Hürriyet hepimize yetebilir
ve sevda kederi
hasatalik kederi
kitap hepimize yetebilir
Ormanlari kadar ömrümüz uzun olabilir. Yeter ki emek ve hürriyet yolunda dövüsebilmek/icin yasayabilelim.N.Hikmet

Savas ölüm ve yok olus demektir.Onurlu baris ise yasamak ve yasatmaktir,iyiden, güzelden,yok etmek olan savasa karsi, toprakta yeniden yasatmaktir onurlu barisi. Bu günlerde baristan cok az söz edilir oldu.Ben tüm dünyada adil ve kalici bir
baris istiyorum.Ama sunuda biliyorum barisin kalici olabilmesi icinde savas kosullarinin ortadan kaldirilmasi gerekiyor.
Barisin korunmasi,güclendirilmesi,genel ve kalici silahsizlanma,silahlanma sürecinin durdurulmasi,yumusama süreci baslatilmali,uluslararasi ve bölgesel antlasmazliklarin küvvete basvurulmadan cözülmesi baris isteyenlerin öncelikli
görevleridir.Ama saldirgan savas ve isgal ve tezkerenin sömürü düzenlerinin ömrünü uzattigindan,bu nedenler ortadan kalkmadan adil onurlu baris asla gelmeyecektir.

Eger baris istiyorsak kapitalime,fasizme ve irkciliga karsi cikmaliyiz.

Benim güvercinim tunc gagali
Kimlerin bakisi kardescedir
Kimlerin bakisi düsmancadir
Kendisi hangi kavganin güverciniri bilir

Baris taklalari süzülmeler
Gagalarinda zeytin dali
Parendeler mavilikte
Tüm gösteriler resimlerde kalmali. Rifat Ilgaz

Biliyoruz adil,onurlu baris susmayala gelmeyecek baris.Bos verip aman bana ne dersek.Bosa tusa dokunursak, isimizi, ekmegimizi, özgürlügümüzü baska bir ölüme atariz.

Baris
gökyüzünde bir marti
Vapurun pesi sira kanat cirpan.
El cirpisi cocuklarin sevincle
ucan bir balonun ardindan.

Baris
döl yataginda ki cocuk
annenin sabirla bekledigi

Baris
ekmek ve sevgi
babanin aksamlari getirdigi.Gülsüm Akyüz

Evrensel adil dünya barisi icin önce tezkereyi durduracagiz,savas gözyaslarinda kan damlayanlarin degil,baris analarin ve bizlerin ellerinde gelecek yeter ki barisa inanalim.

Bir gün gelecek,oh diyecek insanoglu;
Silahlari birakin,artik ihtiyac kalmadi !
Güzel günler gelecek bir biri ardinca
Cikaracaklar depodan bir gün
bakacaklar ki paslanmislar.
Bertol Brecht
....

Ömründe tüfegi olmayacaktir
Eger olmussa
cicekler sürmüstür namluya.Gülten Akin
...

Yasayanlar unutmustu bizi
Biz öldügümüzle kalmistik.Cemal Süreyya
...

Bütün namlular üstüne cevriliyken
Uzatilan bir cicek degil
Bir silahtir insana siir
Ama kabzasi mutlaka
Cicek islemelidir.Ismail Uyaroglu
....

Genciz namlu gibi
Ve catal yürek
Barisa bayrama hasret
Uykulara derin,kaygisiz,rahat
Otuz iki disimizle gülmeye
Doyasiya sevismeye,yemege.Ahmed Arif.

Adil onurlu bir baris icin halklarimizin katledilmesine sessiz kalmayalim,ses ol, isik ol,yumruk ol.
Rifat ilgaz.


Harbe giden sari sacli cocuk
Gene böyle güzel dön
Dudaklarinda deniz kokusu
Kirpiklerinde tuz ;
Harbe giden sari sacli cocuk.Orhan Veli

....
Bu günleri görecegimi bilmiyordum,
ne yapayim,
sana o gömlegin kefen olacagini bilmiyordum.Bertolt Brecht

...
Yanlizlik ne kelime
ellerimiz dirseklerine kadar kana gireli
durdugumuz yerde durabiliyormuyuz
hem nasil oyuna gider gibi gidiyoruz
Barisi kazanmak icin savasa. A.Ilhan

....
Atomlu otamsuz silahsizlansak bütün iklimlerde
ve insanca islesek yeryüzü imetlerini.Nazim Hikmet Ran

...
Aynalar paramparca kiyo
aynalar Hirosima.Hasan Hüseyin Korkmazgil

...
Insancil bomba diyorlar nötrona ama
Mülkcül bomba adi
daha cok yakisiyor aslinda ona
Mülkiyet hakkina olan
Su saygisina baksana
Esyanin kilina dokunmuyor mübarek
Insan öldürüyor. Ismail Uyaroglu.

Iste ozanlarimizin baris icin,barisi siirlerinde dörtlükler,

Berdan Ildan.