30 Aralık 2013 Pazartesi

O HEP DEVRİMCİ BİR HÜCREYDİ DÜŞLERİMİZDE

Munzur hep hüzünlü akar,Laç deresinden birikir acıların gözyaşları,umut,direnç,aşk,sevda kendi düşlerimizde hep sakladığımız.Her yağmur sağanaklarında aktık derinliklerine ülkemizin.O yüce güneş ülkesinin tüm gidenleri için.Her kayan yıldız bir başka yıldıza ver verirken o hep kendini siper etti.Amed zindanlarında tek direnen kadın oydu yoldaşlarına kol kanat geren.Her devrimcinin bilincindeki o heyacandı.Her devrimcinin hayalinceki Sara.Partinin göz bebegiydi/O sara yoldaştı.


İşte bazıları yagmurlar gibi sessiz akar topraklara,O gümbür gümbür aktı.Onun lugatında kendini beğenmişlik asla yoktur.O devrimci pratiğin ta kendisidir.Gözleriyle Dersim sözleriyle Munzur'dur o.Onun sözcüklerine kulak verdiğimizde o hep ya hewal sen bu konuda ne düşünüyorsun diye sual eylerdi farkı olan yanıyla.Onu Çewlik Karerde,onu Elazizde,onu yaşamın her yerindeki hızını görürdük.O bitimsiz bir aşk masalıydı Munzur gözelerde.



O mütavazi Sara yoldaştı,O baştan başa kızılbaş bir imgeydi sosyalizmin.Gürültüsüzce akan bir ırmaktı sadece o.Söylemindeki yoldaşlık,pyalaşımcı yanı,birleştirici özelliğiyle....


BİR ANEKDOT...


Şemzinan direnişçisi Ekin Morsümbül anmasında söylediği yoldaş uzunca dönemdir bu topraklardayım ama şimdiye kadar örgütlenen en devrimci eyleme tanık oldum sözüyle hep onurlanmışımdır.Evet öyledir ki yaşamlarında dimdik sömürgeciliğe karşı direnen tüm yoldaşlarımız onuru hep onurumuzdur.....


..İşte Sara yoldaş nerde zor bir görev varsa o her yerdeydi.Ve devrimin sınırı yoktur.O yaşam klavuzumuzdur.O devrim,sosyalizm ile ÖZGÜR KÜRDİSTANDIR SAİT KIRMIZITOPRAK direncinde....



berdan ildan

VALDEMORO GÜNLÜĞÜNDEN BİR DİP NOT

Günlük yazmaya karar vermiştim, katinden bir defter ve kalem aldım, esir alındığımda cebimde elli lira vardı. Üç gün sorguda kaldım, açlık grevindeydim, zaman geçmek bilmiyordu, bende kendi zaman tünelimde yolculuklara çıktım. Bizim haritamız görünmeyen acılarla dolu, coğrafyamızın dağlarında dolaşmak, çocukluğumuzdaki anılara dalmak gözaltında vakit geçirmenin en güzel yanı, bir yandan anılarla gülümserken, diğer yandan seanslarla dans etmek. Gözaltının üç günü zor geldi bana yine her gözaltında yaptığım gibi sigarayı bıraktım. Tutuklanıp Valdemoro zindanına geldiğimde tam bir hafta geçmişti. Franco faşizminin yüksek güvenlikli cezaevi. Sonra yavaş yavaş günlerimi planladım. Sabah sekizde kahvaltı, ardından 30 dakika koşu ve kültür fizik, saat 10′da çay molası sallama çay. 11. 1 arası kitap okuma. Saat 3′te hücrede yazı yazma vakti.  . . . .
. . .
BİR YOK ETME İMPARATORLUĞU OLARAK İSPANYA

Vatikan entrikaların, ölümlerin, dünya üzerinde yaşanan binlerce acının yeri. Bu yok etme ögretisine göre” Vatikan’da bilenen şeyler öbür dünyada bile açıklanmaz. Batı Avrupa topraklarında yaşanan tüm zulümlerin özelliklede Opus dei ” Tanrı İşleri” dünya çapında illegal örgütlü faşist örgütlenme, dünyanın her yerinde, siyasi, kültürel ve ekonomik güçlü kolları vardır. Milyonlarca hücresi vardır. İspanya iç savaşında Franco’nun iktidar taşınmasında, ve Kızıl Tugaylar’a karşı Franco faşizmin destecisidir. Türk Gladyosunun tetikleri M. Ali Ağca, M. Agar, Haluk Kırcı, Aptullah Çatlı bu örgütün Türkiyedeki tetikçileridirler. Latin Americada yaşanan tüm darbelerin destekçisidir de. Faşist darbelerde elde ettikleri ekonomiyle geniş alanlara hükmederler. . . Maya’nın Günlüğü  Kitabını okuyanlar bilir Şili Pinochet döneminde sermaye edinirler. Allende yıkarlar. İsabele Allende çarpıcı anlatımlarıyla Latin America halklarının nasıl tarumar edildiklerine tanık oluruz. . .
. . . . .
Valdemora zindanı Madrid’e 45 dakika uzaklıkta çok uzak bir yer olarak algılanıyor, bazen insanın bulundugu alanı tasvir etmesi imkansızlaşıyor, ne kadar mesafede olduğumu anlamaya çalışarak hücre tipi cezaevi arabasından camdan gök yüzüne bakarak nerde olduğumu kestirmeye çalışıyorum. Oto yolların karmaşası, ellerimin kelepçeli oluşu, araba sarsılırken toprak hendekleri aştığımı düşünüyorum, ellerimde platik kelepçe izi kalıyor, damarlarımda kan dolaşımı duruyor sanki, ellerim karıncalaşmaya başlıyor. Çok geçmeden yer yüzünün ve yer yüzünün tam kesiştiği Haziran sıcaklıkların ring aracında kan ter içinde bıraktığı binlerce devrimcinin hapsedildiği Valdemora hapishanesi göründü. . .
. . . .
günlükten bir dip not