30 Aralık 2013 Pazartesi

VALDEMORO GÜNLÜĞÜNDEN BİR DİP NOT

Günlük yazmaya karar vermiştim, katinden bir defter ve kalem aldım, esir alındığımda cebimde elli lira vardı. Üç gün sorguda kaldım, açlık grevindeydim, zaman geçmek bilmiyordu, bende kendi zaman tünelimde yolculuklara çıktım. Bizim haritamız görünmeyen acılarla dolu, coğrafyamızın dağlarında dolaşmak, çocukluğumuzdaki anılara dalmak gözaltında vakit geçirmenin en güzel yanı, bir yandan anılarla gülümserken, diğer yandan seanslarla dans etmek. Gözaltının üç günü zor geldi bana yine her gözaltında yaptığım gibi sigarayı bıraktım. Tutuklanıp Valdemoro zindanına geldiğimde tam bir hafta geçmişti. Franco faşizminin yüksek güvenlikli cezaevi. Sonra yavaş yavaş günlerimi planladım. Sabah sekizde kahvaltı, ardından 30 dakika koşu ve kültür fizik, saat 10′da çay molası sallama çay. 11. 1 arası kitap okuma. Saat 3′te hücrede yazı yazma vakti.  . . . .
. . .
BİR YOK ETME İMPARATORLUĞU OLARAK İSPANYA

Vatikan entrikaların, ölümlerin, dünya üzerinde yaşanan binlerce acının yeri. Bu yok etme ögretisine göre” Vatikan’da bilenen şeyler öbür dünyada bile açıklanmaz. Batı Avrupa topraklarında yaşanan tüm zulümlerin özelliklede Opus dei ” Tanrı İşleri” dünya çapında illegal örgütlü faşist örgütlenme, dünyanın her yerinde, siyasi, kültürel ve ekonomik güçlü kolları vardır. Milyonlarca hücresi vardır. İspanya iç savaşında Franco’nun iktidar taşınmasında, ve Kızıl Tugaylar’a karşı Franco faşizmin destecisidir. Türk Gladyosunun tetikleri M. Ali Ağca, M. Agar, Haluk Kırcı, Aptullah Çatlı bu örgütün Türkiyedeki tetikçileridirler. Latin Americada yaşanan tüm darbelerin destekçisidir de. Faşist darbelerde elde ettikleri ekonomiyle geniş alanlara hükmederler. . . Maya’nın Günlüğü  Kitabını okuyanlar bilir Şili Pinochet döneminde sermaye edinirler. Allende yıkarlar. İsabele Allende çarpıcı anlatımlarıyla Latin America halklarının nasıl tarumar edildiklerine tanık oluruz. . .
. . . . .
Valdemora zindanı Madrid’e 45 dakika uzaklıkta çok uzak bir yer olarak algılanıyor, bazen insanın bulundugu alanı tasvir etmesi imkansızlaşıyor, ne kadar mesafede olduğumu anlamaya çalışarak hücre tipi cezaevi arabasından camdan gök yüzüne bakarak nerde olduğumu kestirmeye çalışıyorum. Oto yolların karmaşası, ellerimin kelepçeli oluşu, araba sarsılırken toprak hendekleri aştığımı düşünüyorum, ellerimde platik kelepçe izi kalıyor, damarlarımda kan dolaşımı duruyor sanki, ellerim karıncalaşmaya başlıyor. Çok geçmeden yer yüzünün ve yer yüzünün tam kesiştiği Haziran sıcaklıkların ring aracında kan ter içinde bıraktığı binlerce devrimcinin hapsedildiği Valdemora hapishanesi göründü. . .
. . . .
günlükten bir dip not

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder