23 Ekim 2009 Cuma

Son mektuplar 1..


Cuntanın idam ettiği devrimcilerden Ali Aktaş'ın son mektubu ailesine verildi.






12 Eylül askeri faşist darbesinin ardından İskenderun'da 24 yaşındayken tutuklanan Ali Aktaş, 23 Ocak 1983 gecesi Adana Cezaevi’nde idam edildi.Onu tutuklanmaya götüren olay sivil faşistlerle girilen bir çatışma oldu. Bu çatışmada yaralanarak polislerin eline düşen Ali Aktaş, gazeteci Ertuğrul Mavioğlu'nun "Apoletli Adalet" adlı kitabında da anlatığı gibi meşru müdafa da bulunuyordu. Fakat mahkemede bu husus hiç dikkate alınmadı. Normal şartlarda yapılacak bir yargılanmada kısa süreli bir hapis cezasına hükmedilecekken, cunta hakimleri diğer 16 devrimci gibi onu da idam sehpasına göndermekte hiçbir beis duymadı.Üstelik o doğum gününde ve ailesinin haberi bile olmadan idam edildi. Elleri kelepçeli halde yazdığı son mektup ise asılmasından 25 yıl sonra ailesine verildi.İşte bugün 72 yaşında olan anne Ganime Aktaş'ın, ömrünün üçte birini okumak için bekleyerek geçirdiği o mektup:




Benim için üzülmene ve düşünmene gerek yok.Ben yaptığımdan rahatsız değilim.Ve buraya düştüğümden dolayı ise hiç mi hiç pişman değilim.Çünkü ne yaptımsa doğru bildiğim için yaptım.Ama suçsuz olduğum bir meseleden düştüm.Böyle olmasına rağmen beni yargılayanlar halkın menfaatlerini savunduğumun ve o uğurda her zaman mücadele vereceğimi bildikleri için bana bildiğin ve herkesin bildiği cezayı bastılar pişman değilim ve hiçbir zaman pişman olmayacağım.Doğru olan ve doğru olarak bildiğim halkımın menfaatine olacak her şey için her zaman ölüme hazırım. Benim için önemli olan zor da olsa doğru olan şeyi yapmaktır.
Dört İnfazın Bir Tanığı (6)İdamların yapıldığı ailelere bildirilmemiş. Anne, oğlunun infazını arzuhalcide dilekçe yazdırırken öğrendi.






İskenderun Ses,



10 Eylül 2008O, doğurduğu, büyüttüğü, yetiştirdiği oğlu Ali'nin annesi. Oğlunun doğum günü, 'infaz günü' de olunca, 25 yıldır her 23 Ocak'ta belki de mutluluktan çok acıyı da en derinden o hissetti. Ali Aktaş'ın 72 yaşındaki annesi Ganime Aktaş, İskenderun'un 40 kilometre uzaklığındaki Hüyük Köyü’nde oturuyor. Ganime Aktaş, oğlunun doğum gününde idam edilmesinin getirdiği acıyı "İnsana o kadar büyük bir acı veriyor ki, buna yürek dayanmıyor" sözleriyle ifade ediyor.İnfazından bir süre önce Adıyaman Cezaevi'nden Adana'ya nakil edilen ve idam kararı infaz edilmeden bir hafta önce ailenin son ziyaretçileri arasındaki kız kardeşine 'beni idam etmeye getirdiler' dediği belirtilen Ali Aktaş, ihtiyacı olduğunu belirttiği bazı eşyaları da cezaevine istedi. İnfazdan haberdar edilmediklerini belirten anne Ganime, oğlunun istediği bazı eşyaları götürmek, bazı eşyaları da almak için, o dönemde hayatta olan eşi Abbas'la birlikte İskenderun'dan yola çıktığını söylüyor.
Arzuhalci: Nasıl söyleyeceğimi bilemiyorum"İnfaz Cuma günü yapılmış. Biz İskenderun'dan Cumartesi günü yola çıktık. Önce Adana eski Cezaevi'ne gittik. Ve oğlumuzla görüşmek, bazı eşyaları vermek istediğimizi söyleyince, bizi mahkemeye yönlendirerek 'izin almanız gerekir' dediler. Bunun üzerine mahkemenin karşısındaki arzuhalciye gidip, görüşme, eşya teslim etme ve alma isteğimizi dilekçeye yazdırmak istedik" diyen anne Ganime Aktaş, sonraki süreci şöyle anlatıyor:"Arzuhalci dilekçeyi yazarken oğlumun adını söyleyince durdu ve 'siz İskenderun'dan mı geliyorsunuz?' diye sordu. Biz de 'evet' deyince, biraz ilerideki arkadaşından gazeteyi almaya gitti. Benim okumam-yazmam yok. Ali'nin idamı gazetede yazıyormuş. Arzuhalci 'size birşey söyleyeceğim, ama nasıl söyleyeceğimi bilemiyorum' dedi ve oğlumun idam edildiğini söyledi. O anda önce sıcak, sonra da soğuk şekilde titrediğimi hissediyorum. Şaşkındık. Hemen orada, dilekçeyi cenazeyi almaya çevirdik. Ve mahkemeye gittik..."

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder