24 Ekim 2009 Cumartesi

Siyahi bir direnis abidesi Rosa


Tarih 1 Aralık 1955'tir. Ağır aksak ilerleyen otobüsün içinde, ayakta kalan bir beyaz adamın ayak sesleri siyahların oturduğu bölüme gelir ve “Kalk oradan” der. Montgomery eyaleti kanunlarına aykırı olmasına rağmen kalkmayacağını söyler siyahi kadın Rosa Parks. Siyahilerin otobüslere ayrı kapıdan binmek zorunda kaldıkları, üniversitelere alınmadıkları, yaşamın her alanında aşağılandıkları bir dönemde bir beyaz adama yer vermeyerek siyahi direnişin işaret fişeğini ateşlemiştir. Rosa Park o gün ayağa kalkmaz, tutuklanır fakat ayağa kalkan, okulda, işte, sokakta aşağılanan milyonlarca siyahinin direnişi olur.

Rosa’nın tutuklanma haberi, siyahlar arasında hızla yayılır. Aynı gece Kadınlar Siyasal Konseyi toplanır ve toplantıda siyah çocukların gittiği okullarda dağıtılması için el ilânlarının hazırlanmasına karar verilir. İlân metninde eylem çağrısı yapılır: “Sizden, bütün siyahlardan, tutuklama ve yargılamaları protesto etmeniz için, gelecek pazartesi otobüslere binmemenizi istiyoruz. Bir günlüğüne okula gitmeyebilirsiniz. Eğer çalışıyorsanız iş yerinize yürüyerek gidebilirsiniz. Ama lütfen pazartesi günü otobüse binmeyin.”

Ertesi gün 35 bin ilân basılıp bütün şehirde dağıtılmaya başlanır. Birçok siyahinin katıldığı toplantılar sonunda, Rosa’nın duruşmasının yapılacağı 5 Aralık günü otobüslere binmeme kararı alınır.

5 Aralık 1955 pazartesi günü geldiğinde yağmurlu havaya rağmen otobüslerde tek bir siyah yolcu yoktur. Siyahlar gidecekleri yerlere yürüyerek, taksi tutarak, bisikletle, hattâ katırla giderler.

Bu sırada Rosa’nın duruşması aynı gün başlayıp biter. Yarım saat süren duruşmada Rosa, eyalet yasalarına karşı gelmekten dolayı suçlu bulunur ve 14 dolar para cezasına mahkûm edilir. Bize türkülerimizi söyletmiyorlar Robson
inci dişli kardeşim
kartal kanatlı kanaryam
türkülerimizi söyletmiyorlar bize
görmekten, duymaktan, dokunmaktan korkuyorlar
korkuyorlar Robson
şafaktan korkuyorlar
Yağmurda çırılçıplak yıkanır gibi ağlamaktan,
sımsıkı bir ayvayı dişler gibi gülmekten korkuyorlar.
Sevmekten korkuyorlar, bizim Ferhat gibi sevmekten..
Sizinde bir Ferhat’ınız vardır, elbet Robson adi ne?
Tohum ve topraktan korkuyorlar.
Ne ıskonto, ne komisyon, ne vade isteyen bir dost eli
sıcak bir kus gibi konmamış ki avuçlarının içine.
Ümitten korkuyorlar Robson, ümitten korkuyorlar
ümitten korkuyorlar kartal kanatlı kanaryam
türkülerimizden korkuyorlar
Aynı gün öğleden sonra, Montgomery İyileştirme Birliği kurulur. Birliğin yaptığı toplantıda boykota, haklarını alıncaya kadar devam etme kararı alınır. Toplumun yüzde 75'ini oluşturan siyahlar, o günden sonra otobüslere binmemeye başlar. Boykot bir yılı aşkın, 381 gün sürer ve Yüksek Mahkeme, 20 Aralık’ta ırk ayrımcılığının yasadışı bir uygulama olduğuna karar verir.
Rosa Parks ve siyahiler, artık otobüsteydi, fakat bu sefer ön koltukta şarkılar söyleyerek yolculuklarına devam ediyorlardı. Tek bir kişinin bir otobüs koltuğundan kalkmayı reddetmesiyle başlayan mücadele on binleri birbirine kenetlemiş, Montgomery’de 17 bin siyahın yaptığı boykot zaferle sonuçlanmıştı. Rosa, ömrünün geri kalanını da insan haklarına adamış, ayrımcılığın, ırkçılığın olmadığı bir dünya için çaba sarfetmiştir.


berdan ildan

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder