19 Eylül 2009 Cumartesi

Diclenin Sirri...KItap.


Dinleyin!
Bu yıldızları böyle
her gece
niçin yakarlar ?
Herhalde birisine gerekli diye?
Herhalde yanmalarını isteyen birisi var?
Ve herhalde birisi
bu balgam parçalarını
inci diye sayıklar?
Ve zorlayıp
bir öğle vakti kalkan toz borasını
Tanrı katına varır
geç kalmak korkusu yüreğinde
yalvarır
"Zincirlerimizi götürürüz gittigimiz yere kendimizle birlikte,tam bir özgürlük degildir kavustugumuz,döner döner bakariz geride
biraktigimiza,onunla dolu kalir düslerimiz demis Mayakovsinin siiri ardindan Montaigne..
Onlar düsleri.mücadeleleri,umutlari,sevincleri,acilari ve en önemlisi ise devrimci duruslariyla bize hep direngenligi,
onurlu yasamayi,kollektif düsünmeyi asiladilar benim icin en önemlisi okuma bilincini asiladilar bize.Bazen yazi yaza
rak,bazen isyerinde,bazen iskencede,bazen zindan da,bazen idama yürürken,bazen barikat baslarinda,bazen newroz
la omuz omuza bir ciyaye gabarda,bazen illegal bir randevuda ve eylemde yüreklerimize molotoflayarak bize okumayi
asiladilar iste Hatice Akdogan'in ceylan yayinlarindan cikan ve Madrid zindaninda okudugum Diclenin Sirri ile bize Eylül
karanlik günlerinde o günkü kahramanlari anlatiyor.Diclenin o günkü yasami,özlemleri,ruhi sekillenisi,devrimci gelenegin
katisiksiz direncligi,sevgiyi,aski,ihaneti anlatir kitap.Aclik.yoksulluk ve ötekilestirme,sigortasizlik,issizlik ve evsizlik.Hava
sisli bulanik 1 Mayis mahallesinde ve bize isminden kesitler sunar mucadele tarihinde.12 Eylül karabasan gibi devrimci
hareketi ezdigi,ezilen halklari yasamindan bezdirdigi,aramalarin,ev baskinlarinin,infazlarin,gözaltinda kaybedilmelerin
olaganlastigi,devrimcilerin afislerle arandigi günlerin tanigindan gercek bir kesit Diclenin sirri.Ama Eylülün ezemedigi
isimsiz kahramanlarda var yazilmayan,iste bu kitap o kahramanlari anlatiyor sadece,direnen,ama yenilmeyenlerin gercek
hikayesi Diclenin sirri ve fedakarligi.12 Eylül darbesi devrim ve soyalizm mucadelesini fasist ergenekoncularla ezmis,devrim
ciler idam ediliyor Erdal Eren gibi.Iste tamda bu sürecte Dicle ve kizi Nursel'in fedakarligini anlatiyor bu roman.
Rüzgâr, umutsuz, boşuna
dövünüp durdu insafsızca.
Karartarak damlayan kanı
ürpertip damların omurgasını.
Ve bir yalnızlık düşkünü yine
doğdu dulkalmış ay gecede.
Nurselin nasil devrimcilestigini basitcede ele almis yazar evet,sinifsal,ulusal,cinsel celiskilerin derinlestirememis yazar,toplumsal
yasamda devrimcilesmek bir insanlik görevidir diye söylememis yazar kitap Dicle ve kocasi Riza'nin iliskisine cikistirilmis.Bazi
bölümlerde barti,nesnellikten uzak ve basitte indirgenmis randevular,ihanet,dayak vs.Randevulari kücümsemis yada cok basit bir
seymis gibi ele almis Kizil Kaylarda ki ajanlastirmayi sanirsam yazar okumamis.Isbirlikci fasist siyasal iktidar devrimcileri yok
etmek icin her türlü yöntemi biliyor ve deniyorda Iste bundan ders cikartmak gerekiyorsa düsman bilgilerinden iyi yararlanmak
gerekiyor okumak,okumak ve okumak.
"Bir de torna tezgâhı başında göreydik seni.
Şiir de ne?
Boş iş.
Çalışmak, harcınız değil demek ki..."
Doğrusu
bizler için de
en yüce değerdir çalışmak.
Ve kendimi
bir fabrika saymaktayım ben de.
Ve eğer
bacam yoksa
İşim daha zor demektir bu.
Bilirim



berdan ildan....Valdemoro zindani madrid..2 Temmuz 20009

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder