8 Mayıs 2009 Cuma

Hristo Botev Radyosu...


Yaşamak çok zordur, kardeşim.
Kimliksiz budalalar arasında.
Yanan ruhumun yalımlarında
Ölüyor kalbim ,onulmaz yaralı.

Seviyorum vatanımı yürekten.
Bağlıyım mirasına.Ama kardeşim
Nasıl çıldırıyorum bir bilsen
Şu ahmaklardan nefret ederken.

Bir düşünceler düşler karmaşası
Çarmıha gerdi genç ruhumu benim.
Ah, kim gelip koyacak üzerine elini
Şu acıdan kıvranan yüreğin?

Kimse ! bilmez ki yüreğim benim
Nedir kıvanç ve nedir özgürlük,
Ama çarpar durur delicesine gene
Hıçkırıklarının yankısında halkımın

Şair Hristo Botev 6 Ocak 1848’de Stara Planina dağının güney eteklerine bürünen Kalofer kasabasında Uyanış çağı öğretmenlerimizden Botö Petkov’un ilk evladı olarak dünyaya geldi. Delikanlı öğrenimini Rusya’da sürdürdü. Orada geçirdiği yıllar devrimci fikirlerinin şekillenmesine büyük katkıda bulundu. 19 yaşında doğduğu kasabaya dönen Botev öğretmen oldu ancak orada uzun zaman kalmadı. Slav yazısını yaratan Kiril ve Metodiy kardeşlerin gününde gençleri büyüleyen ateşin konuşması daha muhafazakar Kaloferlilerde düşmanlık hisleri yarattı. Bu olaydan sonra kasabayı terk eden Botev Romanya’ya sığınan Bulgar devrimcilerine katıldı. Çeşitli gazeteler çıkaran Botev çok yetenekli bir şair ve köşe yazarı olarak dikkatleri üzerinde toplayarak, Bulgaristan’ın milli- kurtuluş hareketi liderlerinden birine dönüştü.




Gazetelerde yer alan makaleleri bugün de güncelliğini koruyor. Yazdığı 20 şiir ise bu sanatın bir doruğu sayılır ve çoktan beri dünyaca tanınmıştır.

Hristo Botev’in güçlü ve etkileyici şiir ve makalelerine Bulgaristan adına fedakarlığı da eklendi. Botev, 1875 Bosna- Hersek ayaklanması patlak verince: “Balkan yarımadasının faciası başlıyor. Avrupa ve oluşan siyasi koşullar yalnız bunu kendi başına elde edebilene siyasi özgürlük ve egemenlik tanıyor” fikrini belirtti. Ona göre Doğu sorununa çözüm getirilirken unutulmaması için Bulgaristan gelişmelerin seyircisi olarak kalmamalı.

Dahiyane bir şair, parlak bir gazeteci ve ateşin bir devrimci olan Botev 28 yıllık yaşamı boyunca fikirlerini uygulamayı başardı. Yenilgiye gebe olduğunun anlaşılmasına rağmen, Bulgarların beş yüzyıllık Osmanlı esaretine karşı kurtuluş mücadelesinde doruk noktası olan 1876 Nisan ayaklanmasına katıldı. Ayaklanmacılara karşı büyük ve iyi donatılmış birlikler kullanıldı. Bulgarların acımasızca bastırılmış ayaklanmadaki kahramanlıkları Avrupa basınında geniş yer buldu. Botev, bu yankıların büyük öneminin bilincindeydi. Kendisi, Romanya’dan Bulgaristan’a geçen 200 kişilik bir çetenin başına geçti. Çete hareket etmeden önce en büyük Avrupa gazetelerinden “Journal de Geneve” ve “La Republique Francaise” e gönderdiği telgrafta, üstlendiği misyonu anlattı. Çete üyeleri Avusturya bandıralı “Radetski” gemisine bindi. Gemi kaptanı bugünkü Kozloduy yerleşim birimine yakın bir yerde demir atmaya mecbur edildi. Çeteye katılanlar 17 Mayıs 1876 günü Bulgar kıyısına ayak basarak toprağı öptüler. Birkaç gün süren çarpışmalardan sonra çeteciler 2 Haziran günü Stara Planina/ Koca Balkan/ dağının Vola tepesi altındaki mevkilere yerleşti. Aynı akşam karargahında danışırken Botev bir düşman kurşunuyla öldürüldü.

Botev’le çetecilerinin bu fedakarlığı Avrupa gazetelerinin ana haberi haline geldi. Şair- devrimci Hristo Botev böylece 1877-78 Rus- Osmanlı savaşına yol açıp Bulgaristan’ın milli egemenliğine kavuşmasına sebep olan Nisan ayaklanmasının siyasi yankılarına katkıda bulundu. Bunun için bütün Bulgarlar 2 Haziran günü şair Hristo Botev’in artık ebedileşmiş olan ”Ölmez düşen özgürlük savaşımında!”mısralarını anımsıyorlar.

Anneciğim , tam üç yıldır aralıksız ,
Hüzünlü şarkılar söylüyorsun lanetleyerek beni.
Ve ben , başımı alıp gidiyorum;başıboş , umutsuz.
Her yerde insanlarla karşılaşıyorum , kalbimin kabul etmediği.

Babamın bıraktığı mirası , içkiyle değiştireyim mi?
Bu acımasız okları , sana da fırlatayım mı?
Anneciğim , gençliğim hala dipdiri , zinde;
Yitip gidiyor talihsizlik çöllerinde.

En iyi dostlarım , bana bakıyor neşeyle;
Çünkü , onlarla gülmüştüm bir zamanlar ben de.
Ama , şimdi ne mutsuz olduğumu bilmiyor hiçbiri;
Buz insanı yakarmış meğer ve ısıtırmış zemheri.

Nasıl bilsinler , hiçbir dostum yok artık;
Kime açayım şimdi gizlerimi?
Kim bilir , hangi korkunç düşünce alacak ,
Bir gün o ışıltılı düşlerimin yerini.

İnan bana anneciğim , etrafta hiç kimse yok;
Sen hala benim inancımsın!
Ama , dayanağım yok artık , umudum kalmadı;
Kalbime egemen olan aşktan gayrı.

Öyle düşler gördüm ki , gece-gündüz;
Mutluluk ve zaferi tadacağız birlikte!
Neyi arzu ettiysek , o olacak geleceğimiz;
Her düş için ödenecek kefaretimiz de.

Yalnızca , bir tek arzu kaldı kalbimde ,
Onu da senin kollarına veriyorum;tut!
Acılı , can çekişen gençliğim ellerinde;
Yatıştır onu ve avut!

Bir kez daha sarıl bana;
Babama , kız kardeşime ve sevgili bildiklerime!
O zaman , kanımda anlatılmaz bir kızışma;
Asla çürümeyecek yüreğimden , ne kaldıysa geriye.

Ulusal bagimsizlik mücadelesinin ve Bulgar halk siirnin yaraticisi Hristo Botev daima bizimlesin


berdan ildan.



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder