Güneş kızıltıları şehri kaplamaya başlamıştı.Yokuşlu bir yolun tırmanışları belki Ferhat’ın esmerliğine kesilmişti.Umutlu bir ülke arayışına ati Şopar'la birlikte yola çıktığı günü hatırladı,Ferhat ve ati Şopar uzun bir yolculuğa çıkış hazırlıklarını tamamlamıştı Ferhat,ama bir aksilik çıkmasın diye Şopar'ın akıtmasını okşadı,şekerlemeden verdi Şopar’a. Kentin alacakaranlığında kendinden emin,ama içinde dizginleyemediği öfkesini fark etti birden.Hayata adim attığı Sulukule duvar dibinde ki bebekliği aklına geldi,kendini ezik hissetti.Ne zaman yasam kavgasına tutuşmayı anımsadığında bir karabasan gibi doğum günü aklına geldirdi.İçi bos bir yasamdan söz etmiyordu,düşünerek çözümleri kafasında tasarlıyordu,biliyordu ki Sulukule vatanıydı.Ama o vatanını terki-diyar etme hazırlığındaydı. Öyle kimliğini arıyordu Ferhat. Öyle ki tüm Ferhatlar dağları deliyordu. Bu düşünceler arasından sıyrılarak güncel yasama katıldı,kendi sessizliğini Hacıhüsrevde bozdu.Kentin sessizliği,sokakların büyüsünü bozmuştu Ferhat.At arabasını ve atı Şopar’ ı güzel süslerle süslemişti.Günesin kızıltıları Hacihüsrevi daha da güzelleştiriyordu,masmavi gökyüzünün ve insan kalabalıklarının güzelliği çırılçıplak orta yerde muhteşemce görünüyordu. Esmer yüzlü insan manzaraları,doğa,güneş ve beton yığmalı gettoların arasında gecekonduların güzelliği cezbediyordu esmer yüzlü Ferhat’ı. O sabah Ferhat gecekondusunun loş karanlığından sıyrılarak sokağa cıktı, atı Şopar’la konuşmak,zihnini kurcalayan sorularla hesaplaşmak istiyordu. Çiçekçi Gülizar’ın sesli konuşmasıyla Ferhat düşüncelerinden sıyrıldı. Çiçekçi Gülizar’ın olduğu yöne doğru baktı.
-Abe merhaba Ferhat
-Merhaba be Gülizar abla.
-Seni böyle hep Şopar’la konuşarak mı göreceğim diye Ferhat'a takılır
-Yok ya Abla der...
Ferhat yüreğini kavuran birşeylerin olduğu kesin be diyerek yeni hazırladığı kırmızı,sarı,yeşil demetli bir tutam çiçek asar Ferhat’ın boynuna. -Abe Ferhat bu renkler kutsaldır der. -Nasıl yani diyerek mutluluğa bürünür Ferhat.
Dünden hazırladığı,süslediği renk cümbüşüne çevirdiği at arabası ve Şopar’la yola çıkarlar.Binlerce asırlık bir yurdu arıyordu..Uzağındaydı düşü.Gerçekleştirmesi olanaksız mıydı acaba? Evet olanaksızdı....!Ama o ülkeyi saksı da büyütüyordu üç renk gibi. Ferhat Çiçekçi Gülüzar’ ın yakasına taktığı gülleri ile bir arama sırasında yasak simgeleri taşıdığı için (sari,kırmızı,yeşil) ati ile beraber 12.6 ay ceza aldı.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder