28 Eylül 2011 Çarşamba

Ümüş Eylül...GÖRÜLMÜŞTÜR


Dağların doruklarına doğru koşmaya başladılar,son kez damladı gözlerinde damla,hayata dair,gölgeleri arkalamış düşler.Aydınlık şafakların teravi namazında yüreklerine sıkışan ince sızıya aldırış ederek yürüdüler.kokularını beyaz mendile sürdüler,bir anda yıldız yaladı toprağı,Sagyan.harabe evler.kimliksiz mezarlar.Düşler darmadağın Maskan yolunda.Kavak ağaçları.kesilmiş ormanlar.kurumuş su yatakları.Silah sesleri ve savaş tenekelerinin seslerinde başka ses yok.Tanrının çoktan terk ettiği ve niyaz edenlerin azaldığı düşler....Artık sürgün varoşlarda yitirdigimiz ölülerimize aglıyoruz diyor babam,ekliyor belkide aglamıyoruz aglar gibi yapıyoruz..Bir sebebi olmalı elbet babamn belirlemesinin dükünleşen düşlermidir yoksa boyun eğdirilmişlikmidir....Her kes sevdiklerine ağıt yakar.ama analarımızın agitlara damıttıkları gözyaşı düşleri bir nehre akar.Yaşadığımızı o damlalardan öğreniyoruz biraz...

içimizde hiç solmayan baharın.dağ yamaçlarında ki çiçeklerin güzelliğinde GÖRÜLMÜŞTÜR damgalı düşler.demiri tavlayan usta elde,gökyüzünün içimizi ısıtan mavisinde,havalandırmaya çıkmasakta gözlerinizin sıcaklıgına sıgındırıyoruz diyorlar GÖRÜLMÜŞTÜR damgalı imgeleri...
Sizinle gökyüzü çocuklar
Güneşin sofrasında....Gelecegimizin düşlerininde sizleri buluşturmaya davettir ÜMÜS EYLÜL ...

O koca dut yüzyıllık imgemiz.suya,ateşe ve semaha niyaz eden.Şimdi kıpkızıl akar Peri suyu.Nasırlarımızda kı yaralara merhem,mealimize derman Heserbaba,düş rengi/annemin beyaz tülbenti,sonra Kanireşten delikli taşa parlak ışık taşıyan o niyaz,karanlıklarımızı aydınlatan o düş...İnsan yüreğinin derinliklerinde sakladıgı yasak bir elma/Düşlerde aglar/yanlız kaldıgında/umutsuzluğa ddüştügünde/iste harbiden düşler o zaman ağlamaklı olur delikanlıca...Bir Newroz sabahıydı,soğuk topragı kavuruyordu.kardelenler yakarış içindeydiler...

Şimdi onu doruklara taşıma eylemi haydi....................ne durursun GÖRÜLMÜŞTÜR düşlere koş sende


berdan ildan

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder