18 Ekim 2009 Pazar

Sonbahar


18 Ekim 1977. Alman sonbaharının başlangıcı. Hala Alman burjuvazisinin kabuslarını süsleyen ve Almanya'da tartışma konusu olan Kızıl Ordu Fraksiyonu (RAF)'ın önderleri Andreas Baader, Gudrun Ensslin, ve Jan-Carl Raspe hücrelerinde ölü bulundu.

Bugün “Alman Sonbaharı”nın 32. yıldönümü. 18 Ekim 1977 sabahı RAF önderleri için özel olarak inşa edilmiş olan Stuttgart-Stammheim hapishanesinde Gudrun Ensslin, Andreas Baader ve Jan-Carl Raspe hücrelerinde ölü olarak bulundular. 9 Mayıs 1976'da da Ulrike Meinhoff hücresinde asılı olarak bulunmuştu.

1960'ların sonunda Batı Almanya'da yükselen öğrenci hareketlerinden doğan Rote Armee Fraktion (Kızıl Ordu Fraksiyonu-RAF), İran Şahı'nı protesto sırasında bir öğrencinin ağır yaralanması ve Vietnam Savaşı'na karşı yapılan gösterilerde bir öğrencinin öldürülmesi sonrasında yaptıkları silahlı eylemlerle adını duyurdu. Örgütün kurucularından Andreas Baader, Gudrun Ensslin, Horst Mahler ve Ulrike Meinhof yakalanarak cezaevinde sürekli işkencelerden geçirildi.

27 Şubat 1975'te, Hıristiyan Demokratik Birliği'nin Berlin başkan adayı Peter Lorenz kaçırıldı. 24 Nisan 1975'te Stockholm'deki Alman büyükelçiliği basıldı. 7 Nisan 1977'de Federal Savcı Siegried Buback, 30 Haziran 1977'de Dresdner Bank Müdürü Jürgen Ponto cezalandırıldı. Eski SS subayı Alman İşveren Cemiyeti'nin başkanı ve Batı Almanya'nın en güçlü sanayicilerinden olan Hanns Martin Schleyer kaçırıldı. RAF, bu eylemiyle tutsak önderlerinin serbest bırakılmasını amaçlıyordu.

Schleyer'in kaçırılmasının üzerinden bir ay gibi bir zaman geçmesine karşın Almanya hükümetinin pazarlığa yanaşmaması üzerine RAF, Filistinli militanlarla işbirliği yaparak bir Lufthansa uçağını 13 Ekim 1977 tarihinde Mogadişu'ya kaçırdı. 18 Ekim tarihinde Alman federal polisinin GSG-9 timi tarafından kanlı bir operasyonla uçak, militanların elinden alındı. Bunun üzerine RAF, misilleme olarak kaçırdığı Hanns Martin Schleyer'i öldürdü.

Üç devrimci intihar süsü verilerek katledildi

18 Ekim 1977 sabahı Alman resmi kurumları tarafından RAF önderlerinin tutsak edildikleri cezaevinde intihar ettikleri duyuruldu. Alman devleti “örgüt yöneticilerinin, kendilerini kurtarma eylemlerinin başarısızlıkla sonuçlanması nedeniyle intihar ettiklerini” açıklıyordu. Andreas Baader ve Jan-Carl Raspe'nin hücrelerinde silahla intihar ettiği açıklanırken, Gudrun Ensslin'in hücresinde kendini astığı açıklandı.

Alman devletince hücresinde bıçakla kendisini öldürmeye kalkıştığı iddia edilen ve göğsünde dört bıçak darbesiyle yaralı olarak hastaneye kaldırılan Irmgrad Möller'in açıklamaları ise Alman Sonbaharı'nın içyüzünü aydınlatıyordu. Möller, hiçbir biçimde intihar girişiminde bulunmadığını, olan-biten hiçbir şeyi anımsamadığını, zira bayıltıldığını ve gözünü açtığında kendisini hastanede bulduğunu söylüyordu.

RAF üyelerinin yüksek güvenlikli bir hapishaneye silah soktuğu iddialarına kimse inanmadığı gibi, Alman devletinin gözden kaçırdığı bir ayrıntı da yaşananların bir intihar değil cinayet olduğunu gösteriyordu. Tabancayla kendisini vurduğu söylenen Andreas Baader solaktı ama adli rapora göre silah sağ elini kullanan biri tarafından ateşlenmişti!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder