13 Ekim 2009 Salı

Isimler..


ADI: Hasan Saraç. Balıkçı. Beş çocuk babası. Kızı Seda’yı ortaokula kaydettiremediği ve gerekli parayı bulamadığı için intihar etti. Hem de (Kimse eğitim ve öğrenim hakkından yoksun bırakılamaz... ilköğretim kız ve erkek bütün vatandaşlara zorunludur ve devlet asimile okulları da parasızdır" gibi reklam söylemlerinin anayasal düzeyde yazılıp çizildiği bir ülkenin MEB’ı bunu yaptı. Kuskusuz ki bu ilk olay değil, olmayacak. Olayın yaşandığı yer, her türlü devlet terörünün, kirli savaş ilişkilerinin hak gasplarının olağan görüldüğü coğrafya. Hem de Kürt realitesini nutuklarının atıldığı her ziyarete olduğu gibi.

Hasan Saraç yoksuldu. Ne Amerika’da trilyonları aşan mal varlığı, ne de isçi emekçilerin alınteri üzerine kurulmuş fabrikaları vardı. Zaman zaman rasgele dileğiyle denize acılan bir balıkçıydı. O ARTIK ARAMIZDA DEGIL.

ADI: Hüseyin Çelik. MEB Bakanı, onlarca bakan açıklama yaptılar, timsah gözyaşı döktüler. Şimdi asimilenin adi: Haydi kızlar okula. Sistem böyle isliyor çünkü.

Adı: Fırat Lokmacı. Komando er, Aydinli. Kirli savaşta öldü. Cenazesi; kardeş halka "lanetler" yağdıran sözlere dönüştürüldü. Fırat belki de cenazesine katılan bu güruhu hiç tanımıyordu. Zorunlu askerlik yasası gereği askere gitti ve öldü.

ADI: Yasar Büyükanut. Genekurmay Başkanı. Anaları anlıyoruz dedi, cenazenin ardından, maniple etmek için ezilenleri. Tayyip gitsin askere sloganları attırdı medya. Çünkü sistem kanla isliyor.

ADI: Hüseyin Morsümbül. Karanlığın bekçileri tarafında gözaltına alındı, sonra kayboldu devletin elinde. F. Morsümbül hala Hüseyin’in yolunu gözlüyor sürgüne geldiği İstanbul’da Hüseyin’in izini sürmek beklemek için eşikte hala oğlunu hem de gözyaşsız.

ADI: Demirel. Fırat’ta kaybolan bir koyun devletin himayesindedir demişti yeğeni devleti dolandırdığı zaman.

ADI;Ceylan Önkol 14 yasinda kimligi belirli MGK yapimi bir seyle katledildi,simdi adli tip kurumu orduyu aklamak icin dalavere pesinde tipki Gatakulle gibi yani.Ugur'a yasida kadar kursun cikanlar,Dila'yi kapitalist sel de katledenler hep ayni sadece unutmayin diye bu isimleri yazdim

Bu sayılan isimler tanıdık; aynı coğrafyayı paylaşıyoruz onlarla. (...) “Asmayalım da besleyelim mi” diyerek 17 yaşında bir çocuğu idam eden Evrenler.

CÜNKÜ; sistem böyle işliyor, fakat zaman durmuyor geleceğin temsilcileri dimdik ayaktalar çünkü... Sair demiş ya;

Parçalanmış kayalar gibi gece
Tutsak
Ve güzel düşlerden uzak
Hangi kapıyı çalsak bu saatte
Kanayan bir yara çıkar karsımıza
Bir sinsi tuzak
Aşklar ter içinde san ki
Sevdalar çatlamış bir toprak
Ne kar altında tohum çığlıkları
Ne ağaçlarda bir yaprak
Pınarlar susuz
Tarlalar baştanbaşa kurak
Biz ki bağdaş kurup yasamın yüreğinde
Dopdolu sofralar donatmışız
Davul zurnayla kararlar alıp
Halaylarla kavgalar başlatmışız
Avunmanın anlamı yok bos yere.
Simdi geceler düğünsüz
Ağıt karanlığında bütün yıldızlar
Umutlar tükenirken umutsuzluk içinde
Varsın kabarsın içimizdeki sular
Bahar değil iste mevsim
Bahar içinde sonbahar
Nerdesiniz ey çocuklar. . . adnan yücel yoldasin dizerlinden



berdan ildan..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder