1 Mart 2009 Pazar

Ikarus


İkarus olmak…Özgürlük ve öğrenme tutkusu, tarihler boyunca hep eşdeğer görülmüş… Yunan mitolojisinde buna dair sayısız hikaye vardır. En çarpıcı olanı ise İkarus’unkidir.

İkarus’un babası Daidalos bilge bir mimardır. Sürgüne gönderildiği Girit Adası’nda Kral Minos’un yanında çalışmaya başlar. Onun isteği üzerine insan başlı, boğa bedenli bir canavar olan Minotauras’ın bir daha çıkmamacasına içine kapatılacağı Labirent’i inşa eder. Ancak bir süre sonra kral Minos’un emri ile, Labirentin gizini Theseus ve Ariadne’ye öğrettiği gerekçesi ile oğlu İkarus’la birlikte kendisi Labirent’e hapsedilir.

Daha çok özgürleşmek!
Daidalos, yaratıcı aklıyla, buradan çıkmanın yollarını arar. Ve kendisi ve oğlu için kanatlar yapar. Bu kanatları bal mumuyla bedenlerine, omuz başlarına yapıştırır. Oğlu İkarus’a ne çok alçaktan, ne de yüksekten uçmamasını, özellikle de güneş ışınlarına yaklaşmamasını tembih eder.
Fakat İkarus takma kanatları ile bir kez havalandıktan sonra, aydınlığı, güneş ışınlarını ve bunların ardındaki hakikati biraz daha yakından görmek, öğrenmek ve daha çok özgürleşmek düşüne kapılır. Ancak, güneşe yaklaştıkça, takma kanatlarını bedenine yapıştıran bal mumları erimeye başlar. Ve sonunda İkarus, Ege Denizi’nde Sisam Adası’nın yakınlarındaki İkaya Adası’nın önüne, bugün de, onun anısına, İkarus Denizi denen bölgeye düşer, yitip gider…

Ikarus olmak


bir türlü kusanip yakalamadigin Sagyan,da bahar,ürküntüsünü tortu halinde birakip
gitti yüregine...Bitti her sey diyorsun,zaman tükendi.
Yasamin ve Sagyan,nin gizemi,sevdasini anlatan gözlerinin feri söndü bu gece.
Yüregine takilan kelepcenin kilidini acacak Kürt kizi kaybolmus yasamda.Kaybolus bir
yitiristir yasamda,solmus güller takilir yüreginin nabzina.Yasamin ucunda ki namluyu
atesleyip,firlattiktan sonra ne anlami vardir gözlerinin,yüreginde ki kafiyeli dizelerin.
Umut umut,sevda sevda kostugun Hesarbaba,da söylenmemis klamlarin,söylendikten
sonra ne yazar Kaf Dag,ini düslemen.
Sessizlik sökerken yüreginin celik kasasina,yanlizligin bir nehir gibi okyonusunu ariyorken
Dicleden Munzur,a dogru.Yanlizligini korkularini asarken bir camasir ipine,mandal siki
kenetlemis onlari,esen rüzgarin hizina ragmen,astigin yerden bir bayrak gibi sallaniyor.
Sakliyorsun her seyi özgürlük diye,biliyorum Sagyan,farkindayim.Isiklar aydinlatirken
beride ki berivan,lari,dualar isik gülleri.Hayalet gibisin Karer,de.Ama seni fark eden bir
cift göz bile yok,yildizlarin aydinlatirken geceleri.
Sen yoksun,hayallerim zehirli bir mantar tazeliginde.Seni bir yaprak gibi bir ordan
bir oraya savuran rüzgardanmi korkuyorsun.Neden kendini bir midyenin kabugu icine
haps etmiyorsun mesala.Kürdistan daglarinin meltemini özleyeceksin bir mideye gibi
korkak,bir serce gibi telasli,bir akreb gibi kendini mi sokacaksin,sende biliyorsun Sagyan
yok edilmeye calisilan senin özgürlük cigligindir,yankilanan em kine,dönen semah
Yok apansiz inen bu kacinci hesaplasma,kacinci bahar.Zaman maratonsa adimlarda
ne zamanin hizi,ne an,nin hizi.Kir kabugunu,cik o dünyadan.
Bizim sevdali dünyamiza gelmekten korkma.Cünkü kolay degil dünyayi avuclayip
sikica sevdaya atilmak.
Sensiz ve sizsiz bu güzellikleri,yeralti nehirlerinin alevlerinde bir eksigiz KARER
Gözlerinizde ki,yüreginizdeki güller solmamasi icin haydi bizimle elele,yürek yürege
olmaya...Adresimiz belli.Firtinalara 100 metreyi birlikte gögüslemeye ne dersiniz.


berdan ildan


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder