23 Şubat 2009 Pazartesi

Iskence


Adi,Nuriye Aydin

Imran Aydin,Nuriye Aydin'in oglu.Ankara Hüseyingazi dogumlu.Yasami bu yoksul bölgede gecmis,yasami
ilmik ilmik sokaklardan ögrenmis.

Mezari basinda iskenceci polislere gür sesiyle haykiriyor Nuriye ana"söyleyin hanginiz katlettiniz Imran'imi.
dilinizimi yuttunuz,yoksa ben diyecek kadar onurunuz yok mu dedi ?Katiller Ankarar Derin Arastirmalar
bölümünde suskun,korkak,ne yapacaklarini sarsiriyorlar,mezarliktan geri geri adim atiyorlar.Ve Imran'in
yoldaslari ve Nuriye ana haykiriyorlar "Katil polis ! Iskencecilerden hesap soracagiz ! "

Ve Nuriye ana yüregi daha fazla bu aciya dayanamayip bayginlik geciriyor.Omuz basinda durdugu Imran
gözaltina alindiginda tarih 27 subat 1991'di.Ankara bembeyaz kar yagiyordu.Altindag,Hüseyingazi,Mamak,
ve en önemlisi Ostim'li emekciler Imran'i bekliyorlardi.Ama devlet,yükselen muhalefeti ve savas tam tamlarinin
caldigi sifir noktasinda,konusan,susmayan,bilgi tasiyanlari yok etmesi gerekiyordu tipki Birtan Altintas,Hasan
Asker Özmen,Satilmis Dokuyucu ve yüzlerce devrimci derin arastirmalar labaratuarinda iskencede katledildiler
ve Imran Aydin gibi ince yöntemlerle kaledildiler.Balyoz lakapli Hasan Özdemir Ankara emniyet müdürüdür.
Iste techilli iskenceciler hala yargilanmadilar tam 17 yildir suclular hala yargiya cikmadilar.

Devlet iskenceye hep tolerans tanidi bu yöntemle Imran Aydin'da diger devrimciler gibi direnerek susma
hakkini kullandigi icin DAL iskence merkezinde katledildiler.2 mart 1991 tarihinde Imran Aydin'in kendilerine
örgüt evini gösterirken cukura düsüp öldügü adli tip yalani düstü mansetlere.Bir kez daha insanlik sucu
olan iskence ve iskence yapanlarin dosyalari tekrar acilmalidir.

Geçtiğimiz o ilk nehirlerden beri
suyun ayakları olmuştur ayaklarımız
ellerimiz, taşın ve toprağın elleri.
yağmura susamış sabahlarda çoğalırdık
törenlerle dikilirdik burçlarınıza.
türküler söylerdik hep aynı telden
aynı sesten, aynı yürekten
dağlara biz verirdik morluğunu,
henüz böyle yağmalanmamıştı gençliğimiz...

Ne gün batışı ölümlerin üzüncüne
ne tan atışı doğumların sevincine
ey bir elinde mezarcılar yaratan,
bir elinde ebeler koşturan doğa
bu seslenişimiz yalnızca sana
yaşamasına yaşıyoruz ya güzelliğini
bitmedi daha sürüyor o kavga
ve sürecek
yeryüzü aşkın yüzü oluncaya dek!

Saraylar saltanatlar çöker
kan susar birgün
zulüm biter.
menekşelerde açılır üstümüzde
leylaklarda güler.
bugünlerden geriye,
bir yarına gidenler kalır
bir de yarınlar için direnenler...



Ostim'in yigit evladi daima bizimlesin-daima seninleyiz



berdan ildan

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder