17 Ağustos 2011 Çarşamba

Bir gögebakan ciceginide ugurladik....


Mihri Belli kimdir?

Komünist, siyasetçi, yazar Mihri Belli, 1916'da Silivri'de dünyaya geldi. Marksist düşünce ve devrimci eylemle 1936'da iktisat okumak için gittiği Amerika'da tanıştı. Orada bulunduğu sürede gençlik ve işçi hareketlerine katıldı. Bir süre Missisipi'de siyahiler arasında faaliyet yürüttü. 1940'da Türkiye'ye döndü. Mustafa Suphi'nin kuruculuğunu yaptığı Türkiye Komünist Partisi (TKP ) ile ilişkiye geçti. 1942 yılı sonlarında TKP'nin Merkez Komite üyeliğine seçildi.

Parti MYK üyesi ve İlerici Gençler Birliği kurucusu

1943-1944 yıllarında İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi'nde Ordinaryüs Profesör Fritz Neumark'ın asistanlığını yapan Mihri Belli, orada İlerici Gençler Birliği'nin kurucu ve örgütleyicilerinden biri oldu. 1944'de İlerici Gençler Birliği koğuşturmasında tutuklandı, iki yıl hapis ve sürgün cezasına çarptırıldı. Bu ilk tutuklanmasını, toplam 11 yıllık hapis ve 18 yıllık sürgün cezaları takip etti.

Yunan iç savaşında gerillaydı

1946'da yurt dışına çıktı. Yunan iç savaşına gerilla olarak katıldı. Demokratik Ordu saflarında tabur komutanlığına kadar yükselen Belli, çatışmalarda iki kez yaralandı. Bulgaristan ve Sovyetler Birliği'nde tedavi gördü.

'51 tevkifatında 7 yıl tutuklu kaldı

Mihri Belli, 1950'de Türkiye'ye pasaportsuz girmekten ve tabanca bulundurmaktan tutuklandı ve kısa süre hapis yattı. Serbest bırakıldıktan sonra ertesi yıl, ünlü 1951 TKP tevkifatında tekrar tutuklandı ve 7 yıl hapis ve 2 yıl 4 ay mecburi ikamet cezasına mahkum edildi.

18 yıl illegal yaşadı

Mihri Belli ilk kez 1960'larda yasal olarak, kendi adıyla konuşma ve yazma olanağını elde etti. "Türk Solu" ve "Aydınlık Sosyalist Dergi" adlı dergilerin yayınlanmasına yardımcı oldu. Bu dönemde de konuşmaları ve yazılarından dolayı iki kez tutuklandı, aylarca hapis yattı.

Mihri Belli bu dönemde ünlü Milli Demokratik Devrim (MDD) tezlerini geliştirdi. Arkadaşlarıyla birlikte kitlesel bir nitelik kazanmaya başlayan gençlik hareketinin Deniz Gezmiş, Mahir Çayan gibi liderleriyle ilişkiye geçti. MDD kısa süre içinde solcu gençlik hareketi içinde önemli bir etkinlik sağladı ve Türkiye'de, 68 kuşağı gençlik hareketinin devrimci ve Marksist bir nitelik kazanmasında rol oynadı.

Filistin Kurluluş Örgütü (FKÖ) ile...

Mihri Belli, 12 Mart 1971 darbesinin ardından yakalanmamak için yurt dışına çıktı. Bir süre Filistin Kurtuluş Örgütü'nün konuğu oldu. Ardından Türkiye'ye giriş yaptı. Ama birkaç ay sonra tekrar yurtdışına çıkarak Batı Avrupa'ya geçti. Orada bir süre kalarak Yurtsever dergisinin yayınlanmasına yardımcı oldu. Ecevit'in önderliğindeki CHP'nin en büyük parti olarak çıktığı 1973 seçiminde Türkiye'deydi.

Yeni partideki Kürt kelimesi partiyi kapattırdı

1974 Af Yasasından sonra arkadaşlarıyla birlikte 1975'de Türkiye Emekçi Partisi'ni kurdu. Parti kurulur kurulmaz Sıkıyönetim Mahkemesi savcılığı harekete geçti Program ve tüzükte Kürt sözcüğünün kaldırılmasını istedi. Aradan yıllar geçtikten sonra Anayasa Mahkemesi harekete geçti ve Partiyi Kürtlere eşit hakları savunduğu için TEP'i kapattı.

Suikast girişimi

Belli'ye, 1979'da suikast girişiminde bulunuldu. Saldırıda ağır yaralandı. 12 Eylül 1980 darbesinden sonra, 1981 sonlarına doğru yurt dışına çıktı. Bir süre Ortadoğu'da kaldı. "Faşizme Karşı Birleşik Cephe"nin kuruluşuna katıldı.

Öcalan ile görüştü

Oradan İsveç'e geçti. Tüm bu süreç boyunca Kürt hareketini yakından izledi. 1992'de Türkiye'ye döndü. 1997'de Abdullah Öcalan ile buluşarak Kürt sorununun fedarasyona gidilmeden de üniter devlet çatısı altında eşitlik temeli üzerinde gönüllü birliğin kurulabileceği konusunda görüş birliğine vardıkları uzun bir görüşme yaptılar. Bu görüşme sonradan kitap olarak yayınlandı.

1996'da ÖDP, 2002'de de SDP kurucusu oldu. 3 Kasım 2002 genel seçimlerinde DEHAP'tan İstanbul birinci bölgede milletvekili adayı oldu.

2005'te 50 yıl önce hapiste yaptığı portreler, "Hapisaneden çizgiler" adı altında sergilendi.

Belli başlı kitapları:

-Rigas'ın Dediği

-Türk Solu – Dün, Bugün

-Türkiye: Yapı, Ulusal Sorun

-Gurbetten Notlar

-Gerilla Anıları

-Asıl Mesele O Kiraz Ağaçları

-İnsanlar Tanıdım, Mihri Belli'nin Anıları

10 Ağustos 2011 Çarşamba

Gulizar ......Bitmeyen Yolculuk....kitap


Gulizar ......Bitmeyen Yolculuk....kitap



Ögleden sonra günes Pülümürde her yeri yakip kavuruyor,cicekler solgun günesten,savas arabalari her yani yakip yikiyor,teyyareler havada ucuyor yil 1938.Daragacinda sallanan Pir.Her yer yangin yeri,Pülümür deresi kan akiyor.Yakici günesin altinda yüzlerce kadin cocuk kipirtisiz,bir birlerine kenetlenmis askerlerin onlara ne yapacaklarini düsünüyorlar.Güliz...ar iki yasindadir birazdan kör mistonun mitralyözleri kursuna dizecektir.....


Teyyare havada bir kus gibi pike yapti kuslar ürkerek uzaklatilar.Üc kirlangic Pülümür suyundan gagalarina su alip hizla uzaklastiklarinda silah sesleri taradilar oraya topladiklarini.....Sonra kara dumanli trenlere bindirdiler sag kalanlarin Hitlerin yaptiginin aynisini kör mistonun askerleri yapmisti Gülizarin düsleri Pülümürde kursuna dizildi tüm ailesiyle beraber.Ve Sorguna yola cikar karavagon....Iste Gulizarlarin kursuna dizilen düsleri...simdi cogaltma zamani düsleri.....

Iste El yayinlari tarihsel bellegiyle,Pülümürün dokusuyla,katledilen Gülizarlarin düslerini bize sunan bir belge roman...


berdan ildan

3 Ağustos 2011 Çarşamba

Anadoluyum ben taniyormusun...


Utanırım,
Utanırım fukaralıktan,
Ele, güne karşı çıplak...
Üşür fidelerim,
Harmanım kesat.
Kardeşliğin, çalışmanın,
Beraberliğin,
Atom güllerinin katmer açtığı,
Şairlerin, bilginlerin dünyalarında,
Kalmışım bir başıma,
Bir başıma ve uzak.
Biliyor musun.....Haziran bahardir,barikattir,asktir,bir yangin ayidir.Zaferler kadar hep beraber sloganidir sokaklarda zilgizlarla kardeslesen.Anadoluyum ben taniyormusun diyen sair Ahmed Arif Haziranda salincak kurmak icin aramizdan ayrildi ise yüzdende kutsaldir kizil Haziran.Ölmek zordur haziranda.1925 yilinda bir kusluk vakti üc kursun sesiyle Amed'de dogmus,o günde bu günlere kadar yasamindan siirler,devrimci imgeler hic eksik olmamis.
Akşam erken iner mahpusaneye.
Ejderha olsan kar etmez.
Ne kavgada ustalığın,
Ne de çatal yürek civan oluşun.
Kar etmez, inceden içine dolan,
Alıp götüren hasrete....Hasretinden prangalar eskitir 49'lar davasinda sonra 1960,1971 ve 12 Eylül'ün karanligini ve yasak günler,iskenceler ve zindanlar görür,yanliz degildir,kitaplarin kursuna dizildigine tanik olur ve Kasaplar deresi Zilan ve Otuzüc kursunu ölümsüzlestirir....Bunlar,
Engerekler ve çıyanlardır,
Bunlar,
Aşımıza, ekmeğimize
Göz koyanlardır,
Tanı bunları,
Tanı da büyü...Yüzyillara dair bir düs gezginidir imgeleri alip götüre hasrete,hesap sorandir,imgeler soluk katar,barikatlara serhildanlar tasir,iskencede direnistir Ahmed Arif siirleri,hep yoldasimizdir bir ay gibi....Ay karanlık...
İtten aç/Yılandan çıplak,
Vurgun ve bela
Gelip durmuşsam kapına
Var mı ki doymazlığım?
İlle de ille/Sevmelerim,
Sevmelerim gibisi?
Oturmuş yazıcılar
Fermanım yazar
N'olur gel,
Ay karanlık....Kazlicesmeden Tersanelere,Tekstilden Tekele,Altinsehirden Cukurovanin kizil gelincik tarlalarina,acligi,yoksullugu,evsizligi,issizligi ve umud tasir bize bir yavru serce gibi.Vay kurban der....Beni, gözlerin götürür
Gözlerin
Aşkla, acıyla...
Kuşatmışlar
Sesimi, soluğumu
Kesilmiş
Tuz-ekmek payım
Vurgunum
Ve darda,
Gözaltındayım.
Dal, kor keser
Penceremde açarsa
Kuş, vurulur
Üzerimden uçarsa.
Ve hal böyle böyle,
Yol bu yöndeyken....Kimi aska dair bir hüzündür,kimi ilk opücügüdür gerillanin,kimi Dersimdir,kimi Adilos bebeler,kimileri haberin var midir.Zindan voltalarindan seslenir,duvarlari asar,tünel kazar firari güvercinler,görüs günüdür.....Haberin var mı taş duvar?
Demir kapı, kör pencere,
Yastığım, ranzam, zincirim,
Uğrunda ölümlere gidip geldiğim
Zulamdaki mahzun resim.
Görüşmecim yeşil soğan göndermiş
eKaranfil kokuyor cigaram
Dağlarına bahar gelmiş memleketimin,,,,Ihaneti kursuna dizdiren dizleriyle umut sairimizdir Ahmed Arif.Iste bu zulüm macera degil,leylak ve kardeslik tohumlari saciyor her bir siiri yoldas yoldas,hewal hewal,kardes kardes,alinteri,emek anadiluyum ben taniyorumusun....Bin selam olsun Ahmed Arif siilerine....Vurulsam kaybolsam derim,
Çırılçıplak, bir kavgada,
Erkekçe olsun isterim,
Dostluk da, düşmanlık da.
Hiçbiri olmaz halbuki,
Geçer süngüler namluya.
Başlar gece devriyesi jandarmaların...

Hırsla çakarım kibriti,
İlk nefeste yarılanır cıgaram,
Bir duman, kendimi öldüresiye.
Biliyorum, "sen de mi?" diyeceksin,
Ama akşam erken iniyor mahpusaneye.
Ve dışarda delikanlı bir bahar,
Seviyorum seni,
Çıldırasıya ....................


berdan ildan

2 Ağustos 2011 Salı

Ozanca düslere ozanca....


..Ozanca

Onun varligini düsünüyorum,gözlerimde bir ince sizi,duraksiyorum,irkiliyo​rum yasamin o soguk yüzüyle,hemen yildizlara bakip siir okuyorum,sanki sokaklarindayim Cewlikin,ruhum dipdiri,söz veriyorum tüm cocuklara bir kez daha,karanlik gökyüzünde bir güvercin geciyor hizla,ah iste o güvercinin sonsuzluguna kadar,umut hep Ozanca olacak....


......


Artik hic aglamayacagim diyor esmer cocuk,onlardan medetde ummuyorum,onlardan afda dilemiyorum,korkularimi su karanlik sokakta atese verip arindiriyorum,cesaret cicegim annem,seni cok seviyorum,bir düs kapliyor gögüs kafesimi,darliyorum,dag...larin menzilinde ki Tamama ruhumu oksuyor,Karer daginin cimenlerine uzaniyorum,sonra masmavi gökyüzüne bakip gülümsüyorum,ay isigi gözlerimi yakamozluyor,sonra ninnisinde uyuyorum annemin,yesil ormanda ki ask masalini anlatiyor,Mem ü Zin'i,Peri nehrinin cagaltisini duyuyorum,Aliye Helimenin tirpan sesini,sonra gururdayan ac mideleri,gözlerim bugulaniyor anne ,sonra yine güvercinler üsüsüyor daglara...........düsler kervani yoldasca Ozanlara....




berdan ildan

Tolika....kitap


bacikam al beni,bacimkam al benim...kiz kardesim al beni yanina diye bagiriyordu Samsun Bafra daglarina cikan yigit Rum delikanlilari,1919 yilinda Mezifonda yoksul Rum cocuklari Potnos sehirlerinden sürüldüler.Bafranin daglarinda yetim agitlara karisti direngenlik,alcakca katledilmektense yigitce ölmesini bilen Rum yigitleri o daglari mesken tuttular,benim meskenim daglardir.Yorga Andreadias Bacikam Al Beni ...kitabin bitirdim.Bafra daglarinin ne cok öyküleri var oysa ama lakin sömürgeci Kemalist rejim yok etmis bu tarihi,Rum halklari soykirimdan gecirilmis Merzifonda,Amasyada,Samsun​ ve Trabzonda 1908 mesrutiyetin ilk yillarinda halklar kardescede olsa Rum,Ermeni ve Müslümanlar ic ice yasiyorlar sairin degigi bi kiz alip vermisler yüz yillar boyu 1914 birinci paylasim savasi bu kardeslemeyide dinamitler.Istiklal Mahkemleri sudan gerekcelerle binlerce Rum emekcisini idam eder...


.Kirya Sofia söyle der sayfa 33.de..."Onlar biz Hiristiyanlari,bizde onlari Müslümanlari hemseri olarak görüyorduK"bizi sadece ayiran en temel özellik din olgusuydu diyor....


Sarikamiz 92 ve 93 tümenleri yenilgiye alindiklarinda Amasya Selanikli göcmenlerle doldurulur....Sonra Tamamalar artik linc,tecchir,tecavüz,yagma​,yikma baslar yil 1915-16 yillaridir.Sömürgeci Kemalistin Topal Osmanlari özel harpciler devrededirler tipki simdiki AKP ceteci iskenceci imamin ordusu gibii......berdan ildan