27 Eylül 2010 Pazartesi

Komplo sürüyor


Komplo sürüyor


Imha ve inkarda israr...Sömürgeci korsanlik hareketi yeni savas yöntemleri ile devam ediyor...Derin ergenekoncu asena derin devlet Kürt halkina ve devrimcilere ve onlarin hakli insani taleplerine karsi yillardir sürdürdügü geleneksel inkar ve imha politikasini Hewler savas konseptiyle sürdürmekte kararli ......anlasilan.20 Ekim'e kadar tek tarafli ateskes ilan eden özgürlük hareketini tasfiyeyi amacliyor ki avuclarini yalar....


Yillar önce 18 Kasim 1937'deSeyyid Riza ve yoldaslarini Bugday meydaninda asanlar bu günde hükmünü sürüyorlar...

Yine 29 Haziran'da Seyh Said'i katledenler,onlar ölüm fermani verenler simdi Kürt halkimizin boynuna yagli ip gecirmeye hazirlaniyorlar.Iste SDP,TÖP,ESP,DTP'ye yapilan saldirilari bir hizaya cekme operasyonu olarak görmek gerekiyor.Iste komplolar kirli savas konsptinin süreceginin ilanidir.Ama unutmayin ki karanligin en karanlik oldugu ana aydinliktir.

Simdilik bu süreci ancak devrimci dayanisma bozabilir.Kürt özgürlük mücadelesini tasfiye etme,devrimci direnis mevzilerini yavas yavas kemirerek tasfiye girisimidir.Bu plan bizzat ABD ve AB ile Ortadogu'da ki Süriye,Irak,Iran gericiligi tarafindan yürütülmektedir.Iste Hewler de ki trafik derin devletin özgürlük mücadelesine karsi yönelimleridir....


Son sözü dedem söylesin........
Ben sizin yalan ve hilelerinizle bas edemedim, bu bana dert oldu. Ama ben de sizin önünüzde diz çökmedim, bu da size dert olsun." (Seyit Riza)


berdan ildan

23 Eylül 2010 Perşembe

anilastirdigim düsler..siir..asi esitim ekim özlemim




Sürgün serzenisler tasimdim safakca
zulamda asi sevdalar
kirlenmemis ask halleri
yakamozlara süzülen mor menekseler

sen asi esintimsin....


safagin koynunda
hazan yapraklari icin illegal kalan yesil yapragim
yagmurlari pinarlarinda biriktirmisin gözyassiz
simdi siirce gelen ates böcegim Amase


gündüz son erecek birazdan
zula bekleyecek karanfiller
kuytuda simdi ölüm nammussuzu
can pazari
daglar
baris pazari
Colemerg
yagmurlardan sonra boran firtinasi


sen asi esintimsin....


simdi barisa gebe kadin
umuda umut
ve biliriz ki
simdi devrim zamani
yüreginin tam ask yarasi yerinde
ince bir cocuk sizisi baris

esmer kizlara sarildik
esmer kentlerde
ihaneti kusattik barisla
ama dil yarasi bu


sloganlara karisti asiti
celik kanatli baris havalandi
Dicleye asik oldu Firat
safak daglari deldi özleme

seyrinde kina yaktilar genc kizlar
zümrüt yesili gözlere siir okudu Beriwan
gülüsü ask cocuk
ölüme sevdali kus


sen asi esintimsin....


tavizsiz direnmeler
kutsal ekmek
onurlu bir ülke baris
bitimsiz bir ask gözlerim

sen asi devrim esintimsin Özlemim Ekim...

12 Eylül 2010 Pazar

Dar agacindan Notlar..Kitap


Dar Agacindan notlar...kitap

"bakma acilarimiz kadar yasli oldugumuza
düslerimiz kadar genctir ömrümüz
ve sanmaki bu ömrün üstü sende kalir
...unutmaki
zindan da ölmektir simdi yasamak demis sevgili yoldas Safak Tamer bu siirinde.
Fasizmin iskencehanelerinde boyun egmemek icin direnenlerin ölüme karsi direnislerini nasil emek emek örüldügünün resmidir Julius Fucik yoldas ve Dar agacindan notlar.Fasis dünya gericiligi otuzlu yillarin baslangicinda emperyalizmin en barbar bicimi olan fasizmi Sosyalizmin gelisimini engellemek icin tüm dünyada fasist iktidarlari is basina getirir.Hitler,Salazar,Franco,Mussoluni,Augusto Pinochet , Yorgo Papadopulos,Kenan Evren'ler
Biri kapıyı çalıyor. Ziyaretçiler sabırsızlanıyor. Kapıyı yumrukluyorlar. 'Açın kapıyı, polis!' Pencereden kaçmalı. Çabuk olun! Tabancam var; ben onları oyalarım. Ama çok geç. Pencerelerin altında Gestapo’nun adamları, tabancalarını odanın içine doğrultmuşlar bile. Sivil polisler kapıyı kırıyorlar... Beni görmüyorlar; çünkü kapının arkasındayım, onları rahatça arkadan vurabilirim. Ama ellerinde dokuz tabanca, iki kadına ve üç silahsız erkeğe doğrultulmuş. Ateş etsem, hepsini öldürecekler, kendimi vursam, silahlar patlayacak yine o insanları vuracaklar. Ateş etmezsem altı ay ya da bir yıl hapis yatacaklar ve devrim onları sağ olarak kurtaracak. Yalnız Mirek’le ben bu işten sağ çıkamayız... Ateş edersem (kendimi vurursam) kimseyi kurtaramam, yalnızca kendimi işkenceden kurtarırım, öte yandan beş yoldaşımı feda etmiş olurum öyle mi, değil mi? Öyle.”
Iste böyle basliyor Gestapo zindanlarinda direnis.Ve gönüllü bir gardiyan Juilius Fucik yoldasin notlarini disariya tasir ve kitabin yaratilmasinda rolu olur.Iste dar agacindan kitabinin yazari Cek Komünist Parti savascisi 8 Eylül günü fasizmin zindanlarinda idam edilir tipki bizdekiler gibi.
ne cok öldük biz
biz her yenilgide öldük
biz daha cok ölecegiz

Rosa Lüxsemburg
karanlik bir su kanalinin kiyisinda
kursunlanip düstügünde öldük biz,
kursunlani düstügünde öldük biz
Madrid Barikatlarinda karanlikta kar yagarken

daha cok ölmenden

.......umud ve düslerimizi yazarken
daglara siirler okurken öldük
is kazasinda......




berdan ildan

3 Eylül 2010 Cuma

Devrimin Pedagojisi...kitap


Devrimin Pedagojisi....Kitap

Evren...Dünya....Insan...Devrimci düsün.Iste Devrimin Pedagojisi bu olusumlarin iz düsümlerini aralar bize.Yadilisa göremi Pedagoji yoksa Evrim kuramina göremi devrimici Pedagoji.Toplumsal gelismenin belli bir asamasinda üretim araclari üzerinde ki mülkiyet hakki,(deyim yerindeyse bir kisim kapitalistin mallarina el koyma)yani bu mülksüzlesenlerin baskalari yani iktidari elinde bulunduranlarin yaninda calisma zorunlulugu,bir üretimin pedagojik olarak üretim faliyetinin insan varliginin nedenimdir,yani onun sürekliligi kücük meta üretimimidir.

Ezilenlerin ve sömürülenlerin gercekten sosyalist bir pedagojiye ihtiyac vardir,Ernesto Che Guevara ile Freire bu marksizmin reel sosyalizmine katki sunmuslardir,devrimci yasami icsellestirenlerin,emperyalist küresel kapitalistlere karsi emegin sosyalizmini ortak düslere tasima gerek.

Iste son olarak kitaptab bir kac baslik tarihsel diyalektik metod olarak yönteme dair bir kac anekdot.....

Ezilmişlerin durumunun tarihsel bir boyutu vardır ve bu iktidardakilerin şiddet eylemleri ile başlamıştır. Ezilenlerin şiddeti bu ilk şiddet eyleminin bir sonucu olarak ortaya çıkmıştır. Devrimci şiddet ya da direniş, barışı (ya da kanun düzenini) yeniden tesis etme iddiasındaki ezenler tarafından uygulanan şiddetle karşılaşır.

Ezilen/ezen çelişkisinin çözüldüğü durumlarda (örneğin devrimlerde) önceki ezenler kendilerini özgürleşmiş hissetmezler çünkü şimdi kendilerine göre barış içinde yaşama hakları (yani etraflarındaki her şeyi kendi hakimiyetlerinin nesnesine dönüştürme eğilimleri) ezilenlerin insaniyetlerini kazanma isteğine boyun eğmek durumundadır.

Ezenler genellikle cahaleti mutlaklaştırma eğilimindedirler. Ezilenlerin yeteneklerine karşı derin bir kuşku geliştirirler ve onları yetersiz görürler.
Şartlar izin verse bile, ezilmişlik durumunu reddettikleri ya da rasyonalize ettikleri için ezenlerle dürüst bir diyalog geliştirmek mümkün değildir...


berdan ildan