31 Mart 2009 Salı

Biz günesin gördük !Siz hala görmediniz mi ?


Bozuk düzende dogru cark olmaz demis Pirsultan yasadigi o yüzyilda ne kadar dogru ve özlü bir söz
tamda bugünlere özgü capcanli Pirsultan sözleri.Gecen aksam CNN'de Günesi Gördüm oyuncularindan
Erkan Erekli ile yapilan reportaji dinledim ve bir film seridi gibi Günesi Karartanlarin resmini yeniden
gördüm.Tabiki bizim de günesimiz farkli.

Derin ergenekoncu devletin botas gercekligini gördügümüz,toyekün Kürt halk gerceginin citasini yükselt
tigi su Mart sürecinde,29 mart öncesi tüm sömürgeci gücler ve isbilikcileri Kürt halkimiz ve onun bilesenleri
olan birlikte basarabiliriz platformun "ESP" ve saldirilarinin yogunlastigi bu ayda Günesi Gördüm filmi star
aldi,ne tesadüfdür ki Mahsun Kirmiz"gül" ile Aptullah "Gül"ün kürt sorunda iyi seyler olacak sözü ile Mahsun
Kirmizigül'ün Günesi Gördüm'ü ayaklari nasilda havada kaliyor.Birileri filmin konusundan yola cikarat bu filme
meziyetler düzüyor,bu iki sahsiyetin de gördükleri günes olsa olsa devletin botas kuyularinda ki karanlik
yandir bence.

Evet biz biliyoruz 38 Dersim'i,Lac Deresini,Nevala kasaba,Liceyi,Sivas,Maras,
Gazi,1 Mayis 77,Halepceyi,
Kocgiriyi bizim günesimizi karartanlari da cok iyi taniyoruz ve sunu da dillendiriyoruz.Magazinciler Dernegin
in gecesinde sende vardin Mahsun Kirmizigül ama korkudan sinmistin köseye,simdi de o eylemde olan
alcak Reha Muhtar sana övgüler düzüyor.Besbin köy bosaltildi,3,500 köy yakildi,binlerce Kürt sürgüne
yollandi,bilercesi metropollerde cadir kentlerde yasamak zorunda birakildi.Biz biliyoruz Mahsun derin
devletin gercek günesini,sen yeni görüyosan da bu da bir gelismedir sana o gercekleri hatirlattigimiz
icin.Günesi gördüm filmi daldan dala atlayan bir serce misali,cok hakli olarak Erken Ereklinin de vurguladigi
Yilmaz Güney asla olamaz.Cünkü sevgili Yilmaz Güney halkin sanatcisiydi,Halkin sanat alaninda ki gercek
aydiniydi.Sosyalist ezilenlerin sanatcisiydi Yilo.

Evet biz biliyoruz Günesimizi karartanlari.

berdan ildan

29 Mart 2009 Pazar

Gövdesinde bir atesle yasadi ;Behcet Aysan


Seni düsündügümde her Temmuz'da,bahar cicek sagiyor gökyüzüne.
Garip bir sucluluk,eziklik durumu yasiyorum,yüregim öfke akitiyor beynime.

O sicak kavurucu Temmuz ayi,umut yüklü siirlerin geliyor aklima,bu Temmuz aksaminda.

kirginim,sacilmis
sesiz akan bir irmagim
geceden
git dersen giderim
kal dersen kalirim

Anadolu halklarinin iradesinin Siwas'ta atese verildigi,umutsuzlugun dal budak salinmasi
icin Ergenekoncular yine is basindaydilar,tipki Dersim,Kocgiri,Agri,Maras,Corum,Malatya,
Madimak,Gazi,1 Mayis,Kizildere,Halepce,16 Mart,1915'te oldugu gibi Anadolu halklar mezarligina
dönüstürüldü.

Ve senin sesin Madimak'ta koynunda semah dönüyordu,tereddütsüzdün,ateste bir rüzgar gibi
okudun siirlerini yanan o merdiven basinda.

söylenmemis
sahipsiz bir sarkiyim

belki
sararmis
eski bir resimde kalan
belki esmer bir cocugun dilinde

Belki duygusalligimin sürgünde verdigi cümlelerdir bu yazdiklarim sevgili Behcet Aysan can.Kusura
bakmayacagini ve beni,benim gibileri anlayacagini cok iyi biliyorum.

bütün derinlikler sig
sözcüklerin hepsi igreti
degisen bir sey yok hic
ölüm haric

ayni gökyüzü
ayni keder
yagmura durayim

Ve her Temmuz ikisinde aralayacagiz penceremizi,umudu,direnc yüklü siirlerin yolumuzu aydinlatacak.
Bir kez daha alacagiz atesten haberini,okudukca siirlerini.
Kavgayi,omuz omuza siir okumayi,slogan atacagiz güzellemelerle.

Yani sevgili Behcet Aysan umud büyüyor hala,yavas yavas olsada,arka sokaklara kacanlar olsada,ahkam
kesenler olsada,baris,evrensel insan haklarindan tv'lerden yapsalarda köhne beyinsiz düslerinde
umud ateste semahla gelecek.

Yani devrim tüm sokaklara umud tasiyor hala,pusuda olanlar bunu anlayamazlar,sahte edebiyatcilar ise
asla,onlar mirasinizi yiyiyorlar can cekiserek,yani sen her Temmuzda devrimi yeniden örüyorsun.üretiyorsun,
onlar tükeniyorlar.

Cicek sagiyorsun gökyüzünden,yeryüzüne bir Temmuz gibi,atesi koynunda sakliyorsun.


Ve sana söz veriyoruz,her bahar cicekler sokaklarda bahari resmedecekler kipkizil.emekci Anadolu cocuklari
her renkten.

Ta ki her yer umud,her yer siir kesinceye dek.

Yani o büyük sürüvenci Özgürlük ariyor senin gibi Behcet Aysan Hewal.merhaba Temmuzca

Daima Bizimlesin...


berdan ildan.

28 Mart 2009 Cumartesi

techire dair


Aciya,techire ve ölüme dair

baharim benim
ömrüne doymamis a cocuk
bu bir kara yazgimi
ask cigliginda
daha dogmamis a cocuga
mektuplar techirde

ey kendine ölümü reva gören
bakirciyan
iste ask bu ise sakin aldanma
yasadim,öldüm ve yine öldüm
caresiz buyruk kesindi
bindokuyüzonbeste

ey ara yüregini emekci
bu dökülen
senin emegin
isci tulumu icinde ki

ne o
o soylu askindan
ne kaciyorsun
ey emekci tulumlu isci

iste senin soy agacin bindokuzyüzonbes

oysa bak bir
her sey ayan beyan ortada
ve biraz o nasirli
ellerine güven
birak irkci söylevleri kenara
haydi
haydi
davran bu kavga
irkciliga
bu kavga fasizme karsi

emekci onuruyla
iste sana kalan bir tek
tecir
ölüm
sürgün

haydi davran
bu kavga son kavgamizdir artik
insalikla kurtulur insanlik

berdan ildan...

kelebek


Duvara bir kelebek
cizdim
Solunda papatya
Saginda gelincik
Altinda yaprak yesili

Hepsini birlestirdim

a
z
a
d
i

berdan ildan.umutlu ve o ülkeyi hep ama hep özleyin.

a cocuk


soguk o hücrede,
sicak cümleler kurmali,
ya buz gibi cözülürsek,
tüketiriz ömrümüzü

a cocuk

soguk o sokakta
sicak bir köprü bulmali
ilik ilik limanlara akan

a cocuk

soguk o mezarda,
bir yer bulmali
yer yok ki a cocuk
cok kaybedildik

a cocuk

soguk o iskence odasinda,
direnis gerek
a cocuk
yoksa cok üsürsün sonra

a cocuk

soguk o magarada,
siir okumak baris diye
a cocuk
yoksa cok ölürüz

a cocuk

soguk o evde
seni seviyorum demek lazim
a cocuk

yoksa cok,
aglarsin
be a cocuk

a

orada bahar
var
a
cocuk
adi ne
a
cocuk


berdan ildan.umudu cocuk olanlara.14 mayis 08

27 Mart 2009 Cuma

Bizimde Günümüz Gelecek....ACLIK


Bir çocuk düşer karanlıklara
elleri zayıf, bedeni zayıf
yüreği kocaman
uçar gider parmaklıklar dışına

Bir ana ağlar karanlıklara karşı
yüzü ıslak düşleri yarım
acısı kocaman
gelir girer parmaklıklar içine

Açlıksa öldüren insanı
ne gam be çocuk
yeterki düşmesin adın
adı karanlık yüzü karanlık
adlar yanına

Sonbahar ile ayni tarihsel sürecten kesitler sunan Aclik filmi gösterine girdi.Aclik filimde ki Bobby Sands
adli devrimciyi dünya özgürlük mücadelesi icinde bulunan ve 12 eylül fasist balyoz hareketinin teslimiyet
ine karsi direnisleriyle bir döneme damgasini vuran cezaevlerinde ki aclik ve ölüm orucu sürecini ele aliyor.
Daha öncede O Bir Ana filmiyle ülkemizde 1986 sürecinde gösterime giren ve bize direngenligin dünyada
nasilda ortaklastigina dair fikirler veren tarihsel sürecin yeni bir versiyonu Aclik filimi.Sonbahar filimde ki
gibi sürekli aclik grevi ve ölüm orucu gibi,dört mevsime yayilan Aclik ile ortak özellikleri kardeslik aclik ve
ölüm tarihsel sürecini islemeleri.Gercekleri dünyaya tasima misyonu oynamalaridir.Onlarca zindan muhare
belerinde ölen,sakat kalan,korkafkov hastaligindan,kansere karsi devrimci iradenin nasilda direndiginin adi
dir Aclik yani HUNGER Filmi.Felfast barikat savaslarindan,sokak catismalarina,gecekondular ve iskencede
direnislere ve f tipi zindanlara Hunger filimde görmek mümkün.1981 Belfast Meza zindaninda baslayan IRA
savascisi Bobby Sands 66 günlük aclik grevinin her saniyesini izleriz.Amed'de dörtleri.Metris'te dörtleri ve
1996 süresiz aclik grevi ve ölüm oruclari ile 2001 dört mevsim direnisi ve 19 aralik katlimalarini animsatir bi
ze.

Düsman saldirilari sadece bunlarla sinirli degil elbet.Devrimci tutsaklarin can bedeli yürütükleri kazanimlari
halkin gözünden düsürmek icin ve karalamak icin n igrenc teklifleri ve yöntemleri de kullanirlar.Devrimci
kimligige yönelik,insani degerlere yönelik saldirilar olmakla birlikte buradan zaferle hep direnenler cikmistir.
Bobby Sands secimlerde kraliyet sarayina agir bir yenilgide tattiri.Bölgenin en cok oy alan tutuklusu Sands'tir.

Iste ACLIK ve HUNGER filmi sizi bekliyor.


berdan ildan

Göge Bakanlarin Can Babasina Berdanca


Sevdan içimde ki umuttur belki kelepçe vurulmayan pranga ayaklarda dirençtir bu saksıda boy vermeye aday yüreğimin gözeneklerinde hircin bir magma dizginsiz bir molotof asi bir fular asi bir kardelen sakladığım zulada newroz umuttur göğe bakan sairin kutup yıldızıdır zindanda bölüştüğü hayattır voltada sürgün bir vatandır kelepçeli dili yasaklı kırlangıç gibi yeniden umut umut örendir karanlığı aydınlığa özlemdir dağlara söylenen türkü başağa gebe gökce bir fidandır bir güvercindir ömrümüz vurulmayı bekleyen dize umut dize hayat dize yasam dize azadi belki de hasretle gelecek göğe bakandır bu aksam yarin sabah öbür gün ondan sonra ki gün yine düs ile özlemdir yüreğimde sakladığım Düşleri hala gögebakan saklayanlara...

Ellerimde bir göztaşı, gözlerim boş gidiyordum
Ne bileyim, bir damlanın böyle deniz olduğunu
Şaştım, mavi bir fal gibi açılınca önümde
Giritli bir ölümüm varmış, bir balıkçı fitil gibi
Patlayacakmış avucunda otuz çubuklu gençliğim
Üç günde mi desem, üç gökte, üç kulaçta mi
Ben ki, o camgöbeği çiçekler açan ağaç
Kırılmaz bardaklar gibi tuzla buz olacakmış
Ne zaman boğulsam böyle yosun kokuyordu ışık
Sabahçı kahvelerde bir çiroz ötüyordu
Ve dalgalarımı geçen o deniz şoförleri
Böyle uyur düşlere bindirmiş gemiler
Uyuklar gibi üstünde mermer masaların
Bir tahta parçasıydım, osmanlı bir kazadan kalmış
Yüzüyordum, islam kaptanın ahşap ayağında
Öbür tahtalara öbür insanlara doğru
Cumhurdu mürekkep balığı, simsiyah yüzüyordum
Ne bileyim, bir korkunun böyle destan olduğunu
Ağardım, nişanlayınca gece ve yavrulayan yalnızlık
Ya da ilk insanın doğdugu, öldüğü dağdi Moby Dick
Nefes aldıkça filbahriler köpürüyordu sulardan
çanlar çalıyor kulaklarımda, yunuslar yarışıyordu
Alyuvarlar, dolkuşları ve rüzgar midyeleri
Dedim, dünya gibi bulut yok dünya üstünde
Ellerimde bir göztaşı, gözlerim boş gidiyordum
Ne bileyim, bir türkünün böyle Veysel olduğunu
Açıldım, çıkmaz bir sokak gibi, kapanınca denizde...canbaba


berdan ildan

26 Mart 2009 Perşembe

Icimizde ki BAHAR


Gebze Mahpushanesinin devrimci kadınları, kendi tarihlerine karşı hissettikleri sorumluluğu göstermek bakımından, bir sorgulama süreci geçirmişler: “Bizim de söylenecek sözümüz var” demişler. Ve İçimizdeki Bahar ortaya çıkmış. Kitap, ortak bir imecenin ürünü… Bu imecenin kadınları, yaşadıkları tartışma ve sorgulama sürecini şöyle anlatıyorlar:



Sanki onlarsin bu yasami /Okul yolunda telasli bir ögrenci /Grev sözcüsü isyerinde /okuna kitap/
yazilan defter/yükselen bilinc/ve eriyen cevher/simdi sabahin ala safaginda/dolu dizgin/bir at
gibi giriyor sulara..demis o büyük sair Adnan Yücel.Yüksek güvenlikli duvarlar,etrafinda gözetleme ku
leleri,tel örgüler ve demir parmakliklar ardinda özge canlarin bahari.Zindanin düs tasirimidir zihinlerrimiz de
hep canlandirdigimiz.Icini bilenler ve bilmeyenler icin soguk bu bahar günlerinde icimizi sogutan bir buz kali
bi zindanlar.Kuskusuz ki zindanlarin sevimli bir yani yok,ama ortak duygulara dair mektuplarin,düs kurmanin,
dogum günlerinin,büyük güne dair düslerin harmanlandigi,iki metrede voltalarin bittigi,isyanin gülüslerinin du
daklarimizda siire kesistigi güzel türküler yankilanir.Zindanlara ki güzellikler,sevdaya ve ülkeye dair düsleri
güzellestirenlerin yüreklerini okumali bu bahar arifesinde.

Bugüne dair Nazim,Yilmaz,Enver Gökce,Ahmed Arif,Orhan Kemal,Aziz Nesin,Safak Tamer,Hüseyin Demircioglu
zindan kosullarina dair onlarcasi bir makale,roman,yazi,siir kaleme aldilar,o yüzden yabancisi sayilmayiz bu
yasanmisliklara ve yasayacaklarimiza.Ancak kadin yazarlarin kaleminden bir sürecin taniklariyla zindanlar gerce
gini yeniden bilince cikartmak icin göz nuru,el emegi bu bas yapiti okumaliyiz hep beraber.Gecenin karanligin
da ates böcekleri/dizilmisler kursuna tek sira halinde/Dillerinde direnis türküleri ölmeden önce/Um
ut yüzleriyle isciler bekliyorlar/kursuna dizilen yerde/daha ne kadar ölecegiz belli degil/zindan da
yasarken bile/bagiriyor iclerinden biri edi bese/magma okyonuslu cocuklar agliyorken.Zindan da bir
kadin olarak bahari örgütlemek,yillardir devletin teslim almasina karsi erkek tutuklularla direnen kadinlarin
direngenligi var bu hayati örgütlemekte.Ona uygun politika yapma sanatinda ustalasan,kimligine yönelik baski
ve saldirilara en önde siper olan,yillardir teslim alinamayan devrimci kadinlarin hayati.Peki nedir zindan da ki
kadinin rolu,toplumda ki,evdeki,okulda ki,grevdeki,daglarda ki.Bu bilincle iyi okumalar.


berdan ildan

25 Mart 2009 Çarşamba

Iskence bir insanlik sucudur


Bursa'nın Kestel ilçesinde bir polisi vurduğu iddiası ile tutuklanan Ender Bulhaz Aktürk, gözaltında askı, falaka, tazyikli su gibi yoğun işkenceye maruz kaldı. Kaburga kemiği kırılan Aktürk'ün hastaneye kaldırıldığı, sağlık durumunun ciddi olduğu bildirildi. Geçtiğimiz Çarşamba günü Bursa Kestel'de yaşanan çatışmada bir polisi vurduğu iddiası ile tutuklanan Ender Bulhaz Aktürk'ün gözaltında yoğun işkence gördüğü ortaya çıktı. Edinilen bilgeye göre, Aktürk, elektrik işkencesi dışında neredeyse bilinen bütün işkence yöntemlerine maruz kaldı. Ters ve düz askıya alındı, falakaya yatırıldı, buz üzerinde yürütüldü, üzerine tazyikli su sıkıldı ve sürekli dövüldü.
Bursa Emniyet Müdürlüğü'nde 2 gün gözaltında tutulan Aktürk'ün gördüğü işkence sonucu kaburga kemikleri kırıldı. Vücudunun pek çok yerinde ezikler ve yaralar bulunan Aktürk, yaralı halde tutuklanarak, hapishaneye götürüldü.




15.10 Tarihinde Memet Ali Sahin Engin Ceber'in iskencede katledilmesini özür dileyerek yanit verdi.Hükümet adina yapilan
bu aciklamanin esas nedeni PSVK yasasinin üstünü örtmeye yöneliktir.Bir iki isim sayarak bunlarin ise aslinda hic bir zaman
tutuklanmadiklarini,iskenc
eyle öldürme,sokakta katletmeyi gizlemeye calisiyorlar.

Söyle bir tarihe de bakarak yalanlarin izini sürelim.12 Eylül fasizmi döneminde ve daha sonra ise gözaltilarda.polis merkezlerinde,
sokaklarda agir iskence ve baskilara karsi binlerce insan yasamini yitirdi.

Yönetenlerin isbirlikci Adaletsiz Kafirler Partisi bir yandan insan haklari,baris ve kardeslik sahtekarligi yaparken,iskence katledilen
Engin Ceber'in ailesinden özür dileyerek Sistemli ve Sürekli olarak bir devlet politikasi olan Polis Selahat Yasasini kullaniyorlar.
Oysa ki biliyoruz ki bu yasayi AKP tek basina meclisten gecirmistir.Ama bunu pervansizca uygulayicilari sanki kendileri degillermis
gibi iki yüzlüce yalan söylüyorlar.Bu yasanin esas amaci son yillarda özelde Kürt halkina ve batida ise devrimci hareketlerin
gelisimini engellemek icin bu yasayi cikartilar.Katletmeye devam ediyorlar hala.

Bizzat sahte demokrasicilik oyun oynayan AKP,CHP ve tüm düzen partileri binlerce iskencede ölümlerden sorumludur.Bingöl'ün
Genc ilcesi Suveren jandarma karakolunda Siddik Bilgin'in,Ankara Dal'da Imran Aydin'i.Gayrettepe'de Maksut Tepe'liyi,Mardin
Derik'de D.Savgat'i.Metris'te Engin Ceber'i,Izmir'de Baran Tursun,Istanbul Feytzullah Eke,Antalya Cagda Gemik öte yandan
Kürt illerinde Kiziltepede Ugur Kaymaz vb:Insan haklari Newroz raporlarini acikladi Cüneyt Ertus'a canli canli iskence yapanlar
sucsuz bulundu.Iste AKP'nin demokrasi anlayisi.

Günes Balcikla Sivanmaz....

AKP ve derin devlet bu gerceklerin gizlemenin yeni yollari olarak:Iskence ve kötü muameleye karsi PSVK polise sinirsiz yetkiler
veren yasayi meclisten gecirdiler.Hatirlayiniz Basbakan demokratik haklari icin sokaga cikanlara karsi gereken yaniti polisimiz
verecektir demisti.Öyle davraniyorlar.Iskencenin kanli yüzüyle,iki yüzlülügün birlesiyor;Kültürel ve ideolojik alanda,bireci cikarcilik,
isbirlikcilik,dinci simsarlik ve sövenizmin pompali tüfekleri,insanlik düsmani AKP'nin cürümüslügünün telasini eleveriyor.

Bu cürümüslügü yikacak ve iskencesiz bir dünya kuracak olan ise bizim itirazimizdir.Baran Tursun'un babasi sokakta polis
kursunlariyla katledilen ailelerle yürünecek yolu gösteriyor.

Iste binlerce emekcinin katilleri hala yargilanmiyorlar,biz mudail olursak yargilanirlar,katilleri halk yargilamalidir meydanlarda


Iste Bursa'da ki Guantomo'yu aratmayan iskence yöntemleri,biz susma hakkimizi kullandigimizdan envayi uygulamalar yasiyoruz.


berdan ildan

Süleymanca


Süleyman Yeter'e

O an inceden inceye
senin sesini duydum
yan iskence odasinda

tüm iskence zadeler duydu
hic görmediler seni

sesin yankilandi vardiyalara
yan hücreden yoldasim

nasil anlatirim
nasil kabül ettirebilirim
seni 7 mart'a katlettiklerini

günes direncini vurmus
iskence merkezine
söylemem diyorsun
bilmem diyorsun
susuyor dilin ask gibi

iste böyledir direnis yakamozu
isyan ediyorsun
elinde ki ölüm molotofu salliyorsun
dizeler tutussun diye
adarin yapraklari 7 mart

berdan ildan.sendikaci,limter-is egitim uzmani.1999'da iskencede katledildi.Unutma

24 Mart 2009 Salı

Siire cemre düstü


Cemre,su ve bahar
Umudu hancerleyemez hic bir pusu
günesin karanlik yüzüne dokunur
nehirsu
dondurucu subat
ve bir safak vakti
yakamozlarda süzülen
resitaldir simdi ask

yoksullugun ve sürgünün cocuklari
on eylül günü ciktilar yola
yollari sarp ve akabeydi
bir nehirsu gibi aktilar
zülmün kalelerine
akinlar düzenlediler burclara
aka aka
yürüyor umudi vardiyalara

hasada sürülen tarla
toprakta tohum
filizleri bereketlidir
insan ve emek

her mevsim cicek acar
baska bir ay
tomurcuk düser
bir basak daha
ardinda bir cocuk dogar
adi
azad olursa

siire cemre düstü
bu kis günü su
vakitsiz bir subatti bahar
kuslar döl yatagindaydi
siire adar düstü

ellerim nasir tuttu
icime cocuklarin gülüsleri düstü
uykusuz ayyas aksamda
dilime kelepce vurdu
bu soguk kentte
gözyaslarim
simdi bir güvercin düsünde

siire cemre düstü...

berdan ildan.

Sokak randevulari


Sokak siirleri

Sokaklar yasamin vucutta ki kan damarlaridir,kalabalik hali,
öglen ayri,gece ise hep karanliktir,bazen sorguda bulunulan
izbe bir bodrum dibi.

Hep o karanliklari aydinlatan bir siir vardir mutlak zulamizda

Ama o sokak ve caddeleri randevularda ki yoldasca bulusmalar aydinlatir,ister gece olsun,isterse karafatma gibi
kapkaranlik

O randevularda bulusanlar karanlikta isik sacan ates gecitleri gibi hep umud dagitirlar.

Randevular özgürlügün bilinmeyen adresleridir,yeter ki dogru okuyalim söyle ki

Bu randevulari tel örgüler ardindaki cocuklar gibi göre bilme tüm mesele
Ömrü haps edilen üc mum gibi,dizelerim simdi asirlardir
yol eyledi.

Yasamin sah damarin nabzi atar kizil fularli ve pusili cocuklarin gözbebeklerinde

Asi bir ceylandir simdi daglar da,simdi kardeslik zamani
diyen,üc filinta patlamaya gece su siirler gibi.

Sokak siirleri

randevu siirleri
karanliga isik damlalari
sonra can yoldas
elinde bir demet kir cicegi
bulusma ani
aylardan kizil renkli ay
hemde sekizi

***
Randevu konusmalari

o zulada ki sözler
bilinmedik cicekler gibi
kaybolan cocuklara dair
masmavi bir düs sokaginin
dizeleri
yanliz onlara ait bahceler
ve nasirli eller

***
Kaybolan cocuklara

ey aileleri kaybedilmis kizlar
simdi ömrünüzü yakomozlara
sürme zamani
artik plaza de mayo anneleri
sesleri
cumurtesi anneleriyle bulusuyor
bu kizil fularli
bu beyaz tülbentli
cocuklari kaybedilen annelerin tililisi

gülü ektiler randevu yerine
o gün

Berdan ildan...




23 Mart 2009 Pazartesi

Kursun eritmeye cagiriyorum


"Dostlar,ki bir kere bile selamlasmadik
ayni ekmek,ayni hürriyet,ayni hasret icin
ölebiliriz
Düsmanlar ki,
kanlarina susamisim,kanima susamislar...."

Dost ve düsmanin böylesine berrak sekilde tasvir eden baska bir sair varmidir acaba,böylesine
at izinin kurt izine karistigi,barikatlarin hangi yanindayiz diyen Nazim Hikmet.
Kanina susamislar irkcilar-kafatascilar,onlarca akin düzenlediler emekcilerin zihnine ama Nazim
usta icin.Nafile.Susturamadilar yapilan siirleri ve türküleri.Halklar icin yazan emekci sair Nazim.

Nazim tanimadigi dostlari icin carpan yüregi,ugruna ölümlere gidip geldigi,zindanlarinda,sürgünlerde
umudun siirlerini dalgalandirdi.

Sermaye yikamadi o burclari,hala kizil bayraklar dalgalanir emekcinin en umutsuz oldugu anlarda.
Cünkü bu kosu,bu kavga,yeryüzü cennetini ,Pirsultan gibi tarihi kökleri ve motorlari maviliklere sürecegi
yakindir,umut doludur der.Sermaye ise hem emekcilere,hem de Nazim düsmanligi ondandir.
Akar suyun
meyve caginda agacin
serpilip gelisen hayatin düsmanidir...der mavi gözlü dev.Düsman tasvirlerken yani" bir daha dönmemek üzre
yikilip gidecek derken hava buz kesmistir.Nazim Hikmetin kalesini savunanlarin ütopyalarini ele gecirmek icin
her türlü yöntemide kullaniyorlar.Emekcilerin kalelerinde ki bayragi indirmeden kalenin fethedilmeyecegini
biliyorlar Nazim ustaya düsman olanlar.Nereye elini atsalar barikatlarla karsilasiyorlar,topragin derinliklerine
bir magma gibi direnc önlerini kesiyor.Bundandir Nazim ustanin siirlerine sarilmalar,cenazesini ülkeye
getirmek icin elbirligi eden soysuzlar.Komünist sair Nazim Hikmet gidecek,geriye tehlikesiz ve zararsiz bir sair
olacak Nazim Usta.

Ezenle ezen arasinda ki,cürüyen,yozlasan ile toprakta filizlenen,serpilip göge bakanlarin kavgasidir bu.Bu amansiz
esitsiz kosullarda gelisen sert.Nazim'in düsmanlari her türlü yöntemi kullanacak kadar sinsi ve kalles.
Ya dostlar.
Ayni ekmek,
ayni hürriyet,ayni hasret icin ölecek dostlar nerede ?
Toprakta karinca,suda balik
havada kus kadar cok olan dostlar.
Korkak
cesur
cahil ve hakim...olan dostlar.Yani nasirli ellerinde ekmegi bölüsenler,cilak ayaklariyla göge bakanlar,elde varyos
cekic sallayanlar yani bu safta Nazimca düsünenler

Demir,kömür ve seker
ve kirmizi bakir
ve mensucat
ve sevda ve zülüm ve hayat
ve bilcümle saniyi kollarinin
ve gökyüzü
ve sahra
ve mavi okyonus
ve kederli nehir yollari
sürülmüs ve sehirlerin bahti..Bu degistirecek olanlar birlesiniz manifestosunu esas alir Nazim Usta.

Nazim yoldas bir dava adamidir,isci sinifinin partili sanatcisidir,destaninda yanlizca onlarin emekleri vardir.
Bir sabah her kes uyurken agir adimlarla heybesinde alinteri tasiyanlarin düslerini anlatir.
Onun kahramanlari deri iscisi Hikmet,tersane ölen Ekrem'dir.Emekcileri dir .Yani yaratan ellerin hayatini
resmeder Abidin Dino gibi.

En güzel siirleri emekciler icin yazdi,hapishanelerde onlarin mücadelesini savundugu icin yatti,aclik cekti,
Vatana olan özlemini bildiklerinden sürgüne yollandi,ama tüm bunlara ragmen asla ve asla emekcilere
ihanet etmedi.
Büyük kavgada/acik ve endisesiz/girdim safima
Ve disinda bu safin
toprakta sen
bana yetmiyorsunuz
Halbuki sen harikülede güzelsin/toprak sicak ve güzeldir..diyerek özgürlük ve esitlik mücadelesine dair net
cümleler kurar,af dilemez düsmanlarinda,damarlarinda Seyid Riza'in direnci var.
Ve elbetteki sevgilim elbette/dolasacaktir elini kolunu sallaya sallaya/dolasacaktir en sanli elbisesiyle;isci tulumuyla
bu güzelim memlekette hürriyet diyerek.Emekcilerin iktidarina duygugu güveni ifade eder bu cümleler.

Siirlerinde anlattigi ayni düsmanlar bügünde.Savaslar,yikimlar,ekonomik krizler,linc kültürü,aclik ve yoksulluk,
issizlik,baski,zülüm ve katliamlar ve yalan pompalayan rotatifler.Yani Mavi gözlü devin anlattigi
gercekler.
Irkci saldirilarin yogunlastigi,Kürtlerin evleri ve isyerlerini yakildi,tüm Nazim usta düsmanlarina;
Hava kursun gibi agir
Hava toprak gibi gebe
Hava kursun gibi agir
Bagir,bagir,bagiriyorum
Kosunmkosun
Kursun eritmeye cagiriyorum der hey emekci sana.Irkcinin suratina tükür der Mavi Gözlü Dev.


berdan ildan

21 Mart 2009 Cumartesi

Bir direnis manifestosu KIZILDERE


Bir bir düser tohumlar topraga,baharda filizlenir leylaklar.Bereketlidir bu topraklar,her mevsim menekselesir cicekler,bir tomurcuk daha
düser topraga,bir kardelen daha,sonra bir daha.
Ardindan cicek acar,bir cicek daha,30 Mart 1972 direnmenin ortak bir direnise dönüstügü günün adidir Kizildere.

Oy dere Kizildere
Böyle akisin nere
Bizde halmi biraktin
Sana can vere vere

Dere bizim deremiz
Suyu alin terimiz
Söyle nedendir dere
Vurulur geçlerimiz

Dere böyle durulmaz

Gence kursun vurulmaz
Sanma fasist olandan
Birgün hesap sorulmaz.

Bir dere nicin kizil akar ? Ve o gün infazlari icin boyunlarina takilan ölüme hangi cüretle meydan okudular ? Bu kelimeler
ortasinda fasizm ve bin operasyondan biri olan Kizildere katliamini gereceklestirenler hala derin devlet tarafindan
devlet sirri olarak gizleniyor.

Bunun icindir ki Kizildere 1972 karanlik gün dönümlerinde boyun egmeyenlerin gücü ve halklarina inanc tutkusunda
gizlidir.

1971 devrimci atilimi yükselis dönemlerindedir,12 Mart askeri fasist darbeyle ezilmeye,devrimci gelenegin yok edilmeye
calisildigi zamanlardir.Firarlar,Deniz,Hüseyin ve Yusuf Aslan'in idam edilmeye calisildigi,operasyonlarin,infazlarin her gün
hizla gelistigi o günlerde direnmeyi ilmik ilkmik örenler de vardi.Mahir Cayan ve Cihan Alptekin basta gelmek üzre
Kizildere'de bir birleri icin ölmeyi ve omuz omuza savasmanin adidir 30 Mart Manifestosu.

Ülkenin dört bir yaninda fasizmin parolasi yok etmekti ve o günlerde devrimci önderler,Deniz,Hüseyin ve Yusuf'un idamlarini
durdurmak icin üc Ingiliz teknisyenini kacirarak idamlari durmak istediler.Deniz'in,Hüseyin'in,Yusuf'un boynuna gecirilen
ilmegi kendi boyunlarinda his ettiler.

Ezilmeye yok edilmeye calisilan devrimci cüret ve fedakarligin önderleri ölümleri pahasina Kizildere manifestosunun adi
oldular.Bu düsman kusatmasi altinda onlar;kendi köselerine cekilip,bastiran karanliga karsi gözlerini kapatabilirlerdi.

Fakat onlar tarihsel bir mirasin öncüleri olduklarindan en ufak bir kusku duymadan tarih yapmaya devam ettiler.Bu nedenle
36 yil gecmis olmasina ragmen,anlami ve direnisinden ,mirasindan hic bir sey kaybetmedi.

71 devrimci atiliminin önderleri Deniz gülü,Mahir gülü,Ibrahim gülü'nün yarattigi degerlerin basinda omuz omuza devrim
yoldasiydilar.Bir birlerinin farkli programlari ve stratejileri olmasinda ragmen aksine fasist rejimin saldirilarina karsi
birbirlerine sahiplenmisleridir.

Devrim yanginin düsünceleri ve eylemleriyle büyüten herkesin bu üc gülden ögrenmesi gereken tek sey var.Devrimcilerden
yana olamak.

Kizildere'de yenilen karsi-devrim olmustur

O günler devrimci kusaklari betonlamak,devrimci kivilcimlari söndürme,devrimci parti ve örgütleri öndersiz birakip tasfiyeyi
amaclayan yillardi tip ki bu günkü gibi.Tarih tekerrür etmedigi halde bazen öyle anlar vardir ki benzerlikleri kacinilmazdir.
O günün karsi-devrimci saldirilarinin yasama daha güclü etkileri varsa;Ibrahim gülü,Deniz gülü ve Mahir Gülü'nden ögrenmek
ögrenmek ve ögrenmek o menifestolardan.

Bu yüzden zafer ve yenilgilerden zikzakli döngüsünden,bitimsiz bir direnis güzellemesi duyumsayanlar,acilarini,öfkelerini
inadina örgütlü yasam ve kolektif düsüne dönüstürenler kazanacaktir.

Kanayan ayaklariyla mayin tarlasinda kosmaya benzer Kizildere.

Unutmadik-unutmayacagiz

Daima bizimlesiniz

Berdan Ildan

20 Mart 2009 Cuma

Uslanmaz cocuk


düslerini yildizlarda
askini newrozda tut cocuk
yarin güzel günler görecegiz
sol yaninda mutlu bir günes
dogacak

yarin bir baska olacak
uslanmaz cocuk
basinda partinin kizil yildizi
yaninda göge bakan cicekler
olacak uslanmaz cocuk

okyonusa acilan o gemide
o büyük güne dair
siirler olacak newroz atesinde



hasan ocak anisina.21 mart newroz 1995'te gözaltinda kaybedildi.


berdan ildan

Newroza we Piroz be


Her adare ayri bir hüzünle bulusur,umudlarimiz,asklarimiz,sevdalarimiz,gülümsemelerimiz hep ortak sofralar
dair iz düsümleridir.Bazen gözyaslarrimizi akitiriz kalplerimize,bazen zulandan sessiz sessiz hickiriklara
tutuluruz,bazen yanliz kalinca isyanin siirlerini savururuz,yasamimizi calanlarin suratlarina.Her adare de
yeni ask ve sevdalara tutuluruz,saksida büyütür ya tutsak özgürlügü,biz ise günesi sofrasinda bagdas
kururariz kardeslige dair.Her adare de dipten gelen bir dalga,inceden maden iscilerinin homurtusu vardir.
Her adare geldiginde topragi uyandirir günesin ve atesin cocuklari,her adare geldiginde öfke kusanir soluklar,
yeniden tohuma verilenler harmanlar daglarda ki newroz ciceklerini.Adare bir simgedir ezilen halklarin mücadele
tarihinde;7,8,12,15,16,21,30 adare yildizlarin koynunda salincak kuran sira neferleri gelir aklimiza.

Ölümlerin ardindan hep kina yaktik ellerine,asla teslim olmadilar,asla aman dilemediler ve hic bir zaman elveda
demediler,dudaklarinda hep direngenlik vardi.Cünkü tutkulu bir newroz hali,irmaklar boyu aktilar yasamimizin
Ikaruslari,direnisimizin Prometheuslari,baskaldirinin Kawa'lari yasam damarlarimiz.Bu yüzden can baba gibi hep
umutsuz kaldigimizda yildizlara bakariz.

Adare yanlizca onbirinci ayin pesinden gelen,topragi uyandiran,sirasini bekleyen /Sizi yüreklerimizde newroz/
sizi karanfil gibi kizil/sizi umut/sizi siri/sizi türkü/sizi hic umudu tükenmeyen/newroz yasami kadar
cok seviyorum/Ama tarihin gizemli sayfa anekdotlarinda özel bir anlami var adare ayinin.Ve sevdamizi sol
yanimizda büyüttügümüz bir düs sokagi.Adare destanlarini tutusturup elele umuda bir siir yaz.Bu yüzden
Enis Ata,Ugur Kaymaz,Cüneyt Ertus gibi cüretkar cocuk büyüt,türküleri siirlerimize katik yap,sesleri zilgitlara
kat ucunda müebbet hapislik olsun,gülüsleri gülüslerimize kat ey sevgilim.Ve sevdamizi newrozlara büyüt.Adar
kavganin ates gömlegi,askin en yalin halidir.Yine mücadeleyi ateste semah dönerek büyütmenin dorugundayiz.
Adare is yerimizde,okulda,evde,sokakta,is cinayetinde,trafik teröründe,zindan da voltalarda,sokaklar da devriyeler
dolasirken ürperten tutkulu sevdalar yasadik.Iskende Süleyman Yeter'i,Sikagoda dokuma iscilerinin bedenlerin
tutsturan atisi,halepcede uykuda ölüm ve ihanetleri,beyazitta ellerinde pankartla,kizildere de kirmizi güle
döndük/Biz ki/safaklari newrozlastiriken/o safak vakti/elele tutusarak pervane olanlarin/tek gerillasi/
tek umuduyduk/ateste semah dönerken güvercinler/Adare ayinin yedisinden,sekizinden,onbesinden,onaltsindan,
yirmibirinden,otuzundan asla vazgecmedik,umudu Bartin cezaevinde ki mazgaldan büyüttügümüz erik agaci gibi.
Düslerimize konuk ettik sevdiklerimizi,türküler okuduk gözbebeklerine sevgililerimizin ve umuduz dimdik ayakta
olsun newroz gülüslü kizlar ve ogullar.Newroz iradesiyle 29 mart'ta sandikta hesap sor sömürü ve zülüm partilerinden.

newroze we piroz be

berdan ildan

17 Mart 2009 Salı

Kizil cocuk


Kızılığın ne güzel çocuk
newroz alevi gibi
bir gelincik gibi kar tanesi yanakların
toprağın alazı
yeşilin sarı tonu yaşamak seni
dolaşırken kentin sokaklarında
yağmur başımda
birazda duman
ne güzeldir Munzur
gözeler
seni Fırat
seni Dicle
seni Gülden

Gözlerine papatya toplanmıştır
cocuk
saksıda büyütüyor şimdi anan
seni
oysa ki bir oyuncağın bile yok
kırmızılı
yeşilli
sarılı çocuk

Karer'de işçi tulumlu
baretli bir çobanım şimdi
kavalımda özgürlüğün ezgisi

Ve yirmi bir hucum borusu
yirmi bir doğum sancısı genç kızlar
yirmi bir rüzgar zamanı sokaklar
biri anka
biri ikarus
biri liliht
dağlarda ışığını bekliyor pervane
gözleri nergizli cocuklar
şimdi kavalımda sürgün düsler zamanı
ha cocuk.

berdan ildan

16 Mart 2009 Pazartesi

Özgür cicek newroz


Özgürlük Cicekleri

Bir menekse acar
bebeklerin yüzünde
yeni bir gün dogumu
yedi karanfil gülüslerinde
yikilan kerpic evlere
türküler söylenecek

Alip götürecek gözyaslari
seni Dicle
seni Firat
seni Munzur
seni Murat
direncli cicekler olacak ellerinde
ve ellerimizde

Ve ask
üc mum yakacak
dokuz kilavuzsuz köye
o karanlik günde
yine anamin sol memesinde
bir cocuk doyacak

Kar altindadir umutlar
baharlar
gün sayikliyor agirmayi
Kandilin bereketli cocuklari
Zapta halaya dursun

Hüzün damitsin vardiyalar
inceden inceye
siir okusun uslanmaz cocuk
kursunlar ve bombalar icinde

Menekse koksun onüc kursun
kor atesler yaksin analar
semaha dursun isciler
kac iklim gecsede
asiti kardeslige kossun

Su karanlik cümleleri
cocuk gülüsleri aydinlatsin
hesapsiz
bu newroz arifesi
tüm bunlardan sonra
özgürlük olsun özgürlük

Yirmibir Mart Newroz bayraminiz kutlu olsun

Gökkusagi A rh (-)



Bütün renkler A rh (-)
Gökkusaginin tüm renklerinin kardeslestigi A rh (-)
noktasinda
günesli masmavi bir ülke
olacak

Ve orada tüm renkler A rh (-) var edecek
bütün düsman dillerde türküler
söyleyecegiz

Senin O rh
benim A rh
digerlerinin baska olmasina ses
cikartmayacak

Gökkusaginin haps edilmedigi
tüm renkler özgür olacak
seni kirmizi
seni yesil
seni sari

Heybesinde berivanin A rh (-) olacak
ve tüm cocuklar
gülecek
diyecekler ki gökkusagi renginde bir
dünya
istiyoruz
muhakkak istiyoruz...b.ildan

Tüm hücrelerim gökkusagi mevsimindedir bilesiniz


berdan ildan

15 Mart 2009 Pazar

Evrim teorisi ve Darwin


Evrim teorisi konusunda bes milyar önce günesten kopup gelen bir parcadan olustugu görüsüne tüm evrim kuramin
teorisinin üzerinde birlestikleri bir görüstür.Ilk yasam belirtilerinin üc milyar yil önce jeolojik morötesi notron isinlerin
da etkisiyle var olan moleküllerin birbirleriyle birlesmesi ve catisiklamasi ile birlesmeye girmesi,yeni bicim ve sekillerde
olusumu evrimlestirerek tetiklemistir.Iste tamda bu moleküllerin cevresinde zarlarin olusmasiyla ilk canli hücreleri dö
nüsmüs ilk DNA ve Kromozonlar düzenlenmesi,bölünmesi islemi genleri yeni hücrelere evrimlesmistir.Ilk heterof hücre
ler aldiklari besinlerle yetinmeyince yavru hücreler bölünüp,bu bölünme sirasinda ürettikleri tükenince hazir-yiyici
olan heterot adli ilk hücreler türemis ve zamanla adi da üstünde hazir yiyiciler,yiyecekler tükenince otoraf denilen
isik yada kimyasal enerji yoluyla besinleri kendileri üreten yeni bir baskalasimla tek hücreler gelismistir"amipler"
100 yilinda bu tartismalari yeniden alevlendirense Tubitak ve AKP gericiligi olmustur.Türlerin kökenini inceleyen
Darwin'e sansür uygulayan Tubitak'in sözüm ona aylik dergisi bir nevi Darwin'i hakli cikartanlarla karsi karsiya gelmistir.
Nede olsa bilimsel gelismelerin tanrisal bir boyutu vardi,dinsel gericilik ve metafikci sahtekarlar gericiligi aklamaliydilar.

Hz Muhammed (Sav) ile batida ki ortak görüscüsü baspikos Uster ile görüsü ortakti;Bu iki görüse görede yani insanin
tipki diger canlilar gibi yoktan var edildigiydi.Islam ideolojisi ise Allahin insani camurdan yarattigi,ilk insanin ise Adem
peygamber oldugu.ilk kadin olan ise Havva ise Ademin belkemiginden yaratildigi hurafe ediyor.Tubitak,AKP ve bilumum
gericiler islamin bu iki insani yeryüzünede degil cennete var edildigini fakat Allahin buyruklarina uymadiklari icin dünya'
ya yollandigini,cennetten atildiklarini söylüyor.Bu gün Darwin'in türlerin kökeni calismalarina diyalektik tarihsel metarya
list bilim adamlari hayvan ve bitkilerin dünyasinda ki evrimlesmeyi,insan ve tüm canli türlerinin yoktan var edilmedigini
onunda bir evrimsel sürec izledigini kabül ediyorlar.

Insan kendisini,bütün öbür canlilar arasinda önemli bir ayricalik kazandiran zihinsel gelisim,konusma yetenegi ve yaratti
gi ic örgütlülük ve biyolojik özellikleriyle hayvanlar alemine aittirler.Diyalektik tarisel metaryalist bilim insanin memeli
hayvanlardan ileri öngörüsü olan primatler takimi yani özcesi Darwince maymunlar sinifindandirlar.

Insanin evrimlesmesi

Ilk resimdeki Primatlarin bugün ki ayirt edici özelligini daha ne görebilmek icin bu ilk insan hayvanlarin agaclarda yasamalarindan sonra evrilmistir.Bu yeni yasam ortamina uyum saglarlarken koku duygularini daha az kullandiklari icin Primatlarin evrimlesirken burunlari giderek kisalir.Dallardan dala atlarlarken,uzagi iyi kestirebilmek icin gözleri yüzün ön bölümüne
dogru yaklasri,böylece iki gözün görme alanlarinin üst üste cakismasiyla nesneleri üc boyutlu gör
meye basladilar.Basparmaklari öbür parmaklariyla karsi karsi gelebilcek bicimde esnek ve bükülgen bir yapiya kavusur.Agactan agaca gecerkende de ,daldan dala atlayrak dik bir bicimde
resimdekiler gibi dik yürümeye basladilar.Ve ormanlardan inen ilk insana yakin akrabasi olan Pri
matlarin,agaclardan ayrilip gövdelerini dik tutarak yanlizca arka ayaklari üzerinde yürümeye baslarlar ayni resimlerde ki gibi.Ayaklari üzerinde yürümeye baslayan insansi maymunlar böyle
elleri serbest kaldi ve evrimlesme süresi icinde dallari tutmaya yarayan elleriyle cesitli araclari tutmaya baslayip,kendilerini korumak icin gerecler yaparlar,tas yontarlar,silah yaparlar korunmak icin vb.Biliriz ki insanlarin kendilerini beslemek ve korumak icin vucutlari disinda da araclara ihtiyac vardir ve bu araclar dogada varolan sopa,tas vb gibi nesnelerdir.Öbür gelismis
primatlar/goril,sempaze,orangutan,gibon/ gibi insanin da en yakin ayirt edici özellikleri zekalari ve toplumsal örgütlenme yetegidir,bu özellikleri birbirleriyle in organik dogrudan vardir.

Hayvanlarin cogunda ögrenme yetenegi yoktur,sorunlarla karsilastiklarinda anne ve babalarindan kendilerine kalitim "ic güdü" yoluyla aktarimlarla olaylara reflek gösterirler.O yüzden ögrenme cok uzun sürec isidir,bu yüzden primatlarin yavrulari daha gec büyür ve gelisir.
Taki kendi basina yasiyana kadar.

Ilk insan bulgulari,yani ilk insan atasi resimde ki ilk 3 zamanin son evresi olan plionsen'le 4 zamanin ilk evresi olan plesistosen'i bir birinden ayiran arada ki sinir"villa Franchian zaman bundan tam 2 milyon yil önce.Ilk insan atasi fosil kalintilari Dogu Afrikada 22 milyon yillik.Insangillerin en eski fosili 16 milyon yilliktir ve Hindistan'da bulunmustur.3.5 milyon yil
öncesine dayanan bu insanlik kalintilari baslangica iliskin bilgi vermektedir.Bu kalintilar Homo
cinsinin yani son resimdeki,yani gercek insanin atasi sayinaln Australipithecuas'a aiitr.Diyalektik
tarihsel metaryalit ögreti bize bunu söylüyor.




berdan ildan

14 Mart 2009 Cumartesi

Daye


Iskenceli,sömürülü bir kavga bu
Ucunda ip
Mahpuslukta ölüm de var hani
Harbisinden tabureyi pisman olmadan kendin tepeceksin
Henüz cellat yetismeden
Bu zindanda
Bu sürgünde
Celatlarimiz
Iplerimiz
Taburelerimiz ayni cinsten
Fakat en önemlis ne biliyormusun anne
Senin sol memenin yanina gömülmek
Özgürce,hemde hic kimse beni buna zorlamamisken anne

berdan ildan..baris annelerine..resim aziz güres

Direnis


Elinizi
nasirli emekci
bölüsen ellerinizi
Kara cikarmayacagim.
Askidan
akinlar düzenlenirken voltajlarada
ihanete alcak diyecegim.
Haykiracagim bize gücünüz yetmez
bölüsürken yildizlari,
renklerde bahari
Firtinayi
Borani
Ve denizleri
Atesin semahini
Daglarda ki govendi
Asla kara cikarmayacagim bilesiniz.
Toprak
Gül
Basak
Baris
Ölülerimizin üstünde yükselen
Atese semah dönenlerin alni ak ve pak
biz bu yola bas koymusuz
dönmezem ben yolumdan diye
Onur
namus
adalet
ve devrim
Cagristiriyor simdi zülümler bilesiniz bre
bilumum cümle ihanetciler
Ates ile deniz
su ile barut
insan ile insan
biz emekten yana
günes
toprak
ile
Karer
de
bizden yana simdi.


berdan ildan.tüm direnenlere

13 Mart 2009 Cuma

Oblomov ve oblomovculuk


Oblomov,Ivan Aleksandrovic Goncarov 1812 ile 1891 yillari arasinda yazdigi ve dönemin Rus edebiyatinda uyandirdigi ilgi
deneniyle dünya klasikleri arasinda yer almis bir roman.Okuyanlar bilirler Rus edebiyatinin icine girdigi uyusuklugu ve
hareketsizlikten kurtulusun dogum sancilaridir OBLOMOV,yayinlandigi andan itibaren Rus edebiyatinda herkesin dilinde
ve basucu ile tartistiran bir kilavuzdur Oblomov.

Kendisinden önce ki Rus edebiyatcilarinin aksine Goncarov,bu ölümsüz eserinde hic cekinmeden icinde yasadigi cürümüs
ve giderek ayakta duracak meali kalmayan o toplumsal sistemle baglarini kopartigini ve yeni dogacak yeni bir sistemle
ileriye,güzele,insana ait olani da yarattigi kahramanlar vasitasiyala bas yazida kullandigim "ya simdi ya da hic bir zaman"
diyerek süreci böyle güzel dile getirmistir.Dostoyevski,Gogol ve Tolstoy vb,icin böylesi kisilikler,insan tipleri yasadigi toplumsal
düzende bulamazsiniz.Onlarin yarattigi kahramanlar,yasam tarzlariyla,insanlari daha ileriye tasiyamazlar diye
düsünüyorum.

Ivan Ilyic Oblomov,Oblomovka'da yasam ve Oblomovluk bu üc katagori üzerinde sekillenen kitapta önemli olan imge Oblomov
yada Oblomovculuk arasinda ki nühas farkliliklari degil temel espirisi Oblomovluk'tur;Cünkü Oblomov'u diger örneklerden "Rus
edebiyatinda" ya da "Dünya klasiklerinden" en temel argümani ,düsüncelerini,hayalinde bile olsa onu degistirme cabasindan
hep korkmasidir o yüzden hepimizde birazci,cok,az Oblomovculuk vardir.Var olmaya devam edeceginden Oblomov romani
hala güncelligini koruyor.

Yeniden ve gelecek mutlu günlerden ölüm derecesinde korkarak,kendisini koruma ic güdüsüyle insanlardan bile kacip,kendini
Robinson gibi yanlisliga mahkum edip,Cuma adli birini beklemesidir.Yasadigi zaman da ve cevresine siki siki bagli bir insan
profilini görürüz.O,tamamen yikilmaya yüz tutmus bir toplumsal sistemin yarattigi bir üründür ve her seye ragmen bu tolumsal
sistem onu ayakta tutmaya,yasatmaya calismaktadir.Bu tip Oblomov'culuk hic bir bicimde degisikligi ugramadan,yasami
sorgulamadan,cürümüs irkci bu sistemi ayakta tutmaya calisir,bu cürümüs sistemde Oblomov'lari yaratmaya devam eder.

Söyle bir cevremize bir bakalim hemen böylesi insan tipleri sürüyle yanibasimizda.Yasam bicimleriyle,aliskanliklariyla,
dünyayi,ve yasadigi toplumsal düzeni ,olaylari yorumlamalariyla,bakis acilariyla,siyasal ve sosyal üretkenlikleriyle.Bu
tiplemeleri bir siraya dizelim,sahip olduklari düsünce sitematikleriyle gruplandiralim.Sonucta iyi,kötü,yada eski ve yeni
kavramlarini kullaniriz.

Bu tür insan imgelerini kapsayan sayisiz roman,hikaye,ani,belgesel,flim ya da biyografi okumussunuzdur,baskalarinin anlatimlarindan
da dinlemissinizdir.Bunlar dünya edebiyatlarinin degisik ülkelerin klasiklesmis eserlerinin kahramanlari olarakta karsimiza
cikarlar bir kac örnek bakimindan örnegin;Hamlet okumus ya da izlemissinizdir ya da Suc ve Ceza'da ki Raskalkinov ve yahut
bu kitapta ki Oblomov ile Stoltz gibi.Eski ile yeninin arasinda ki karmasik iliskiler ,eskilerin yenilerle israrla kacmalari gibi.

"Eski"yasamin icinde ki hayaller icinde mutluluk arayanlar,gercek yasamin düs sokagindan kacabilmek icin hep o liman'a
mavi düslerini demirlediklerinin farkinda olmadan Oblomov'culuga davetiye cikartiyorlar.Kendi icinde ve cevresinde de
tutarsizdirlar,hedefsiz ve bos hayallerle yasarlar.Hep hayal kurar,yikar,yeniden hayallere döner.Bir bakar ki hep o liman
da demirlemistir.O limandan kutulmak görevini baskalarina havale etmistir cünkü.Bunu sonucunda hastalik,aci,mutsuzluk,
zorluk,kayip,agresip,ölüm vb gibi sonuclar söz konusudur.

Oblomov dünyasi,cevresinde hazir olarak elde etmeye aliklastirilmis,gelecegin yaratilmasinda bir yere ait olamama ve dolayisiyla
toplumsal bir varlik olarak hic bir özelligi yoktur bu Oblomov'un,edebiyat,sanat,kültür,dil,sinema,felsefe,ani,ta rih bilinci ve
kendini inkarcilik ile her gün daha da yikima ugramaktadir.Böylesi gelismeler karsisinda ve toplumsal refleksler karsisinda silik
bir cocukluk yasayarak hazirliksiz yakalanir ve biraz daha yok edilise dogru gider,yasamla in organik iliskilerini koparir,sonucta
toplumsal gedikte kendi kendini inkar ve imha eder.

Yeni olanla bire bir iliskilerin henüz baslangicini olusturan söz konusu bilinclenme,ögrenme,sorgulama,örgütlenme,toplumsal
aidiat duygusu sürecte yenini eskiden edindigi tecrübe,gecmiste edindigi bilgi aktarimi ile bu yeni yi daha net tanimlar
sonuclar cikartir yeni Oblomov'cular

Bir yanda eski vardir hep.Yasam bicimi gelenekleri,inanclar,calisma ve okuma aliskinliklari,dünyayi birey olarak sorgulama,
örgütlü güce cevirme ile köklü bir bütünlesme süreci yasayan,onu asamadigi icinde bugüne ulasamamis,yeninin ve gelismenin
altinda sürekli ezilen,ancak yine anlasilmaz bir feodal tutuculukla o günlere,günlerine sarilarak yasamaya calisan eski.
Neticede standartlarini degistirmeden vasat bir insan profili olarak yeniye ulasabilecegini düsüne gecmis.


Söz konusu eski,kendisini olusturdugu varlik kosullarinin ötesine ulasmak icin,düsünce sistamatigimizde olasi bir caba icinde
olacagi gibi,bu cabayi göremeyecek icinde ütopyasini göremeyecek kadar eski bir korku üreterek yasamaya calisir.Ona göre
Midye icinde ki yeni icin,gelecek icin,daha iyi,biraz daha toplumsal düsünecek,bakis acisini daha da zenginlestirecek ve kendisini
asacak olursa,her sey tersine dönecek ya da yasattigi ütopyasi allak bullak olacak iste o korku dünyanizin nedenleri bu kitap
ta

Lenin'in söyledigi gibi;Rusya üc devrimci sürec yasadi,ama gene de Oblomov'lari üretmeye devam etti.

berdan ildan.iyi okumalar....Oblomovculuktan cikmak isteyenler.

12 Mart 2009 Perşembe

Gazi'de 8"45


Saat 8.45
ayaz bir gece
gazi son durakta
namlular ölüm namussuzu
cemevinin önünde

Saat 8.45
namlular pust zulasi
öyle ulasti bize
cemevinin önüne

Halil dede
ak sakalli munzur
umudu kursuna dizildi
sekiz kirkbeste
yuva kurdular mermiler

ve 8.45'te
o caddede,sokaklarda
tas,yürek,barikat basi
tüm gazi

Nasil anlatmaliyim 8.45 Halil dede
özgürdük iste
sinir tanimaya barikat zamanlariydi
hic birini tanimiyorsun
hepsi ogullarin,kizlarin ve yoldaslarin
saat sekiz kirkbes

yüreklerden yükselen tek ses
tek ciglik
tek slogan
tek barikat
katilleri istiyoruz
and olsun..

Berdan ildan..Halil Kaya,dede anisi ve gazinin yigit evlatlarina

11 Mart 2009 Çarşamba

Yasak harf siirleri


Kizilligin ne güzel cocuk
newroz alevi gibi
bir gelincik gibi kar tanesi yanaklarin
topragin alazi
yesilin sari tonu yasamak seni
dolasirken kentin sokaklarinda
yagmur basimda
birazda duman
ne güzeldir Munzur
gözeler
seni Firat
seni Dicle
seni Kardelen

Gözlerine papatya toplanmistir
cocuk
saksida büyütüyor simdi anan
seni
oysaki bir oyuncagin bile yok
kirmizili
yesilli
sarili cocuk

Karer'de isci tulumlu
baretli bir cobanim simdi
kavalimda özgürlügün ezgisi

Ve yirmibir hucüm borusu
yirmibir dogum sancisi genc kizlar
yirmi bir rüzgar zamani sokaklar

biri anka
biri ikarus
biri liliht

daglarda isigini bekliyor pervane
gözleri nergizli cocuklar
simdi kavalimda sürgün düsler zamani
ha cocuk....

berdan ildan

Hücrelerde ki yasak harflere özgürlük


Bir ülkenin cezaevleri o ülkenin devlet yapisini,orada ki özgürlük demokrasi
mücadelesinin boyutlarini gösteren,acikcasi sisteme rengini veren,onu yansitan
aynadir da.

Toplumlar tarihi yüzyillardir zulme baskaldirilara,özgürlük ve esitlik isteyen
insanlar icin zindanlar insa edilmis.Kimin adi ise sirayla alfabetik .E-L-D-M-F


Buralarda ki insanlar teslim alinmaya calisilimistir.Bunlardan en ünlüleri
Saygon zindanlari,Nazi kamplari,Diyarbekir zindanlari ve Mamak zindanidir.


Insanlar,yillarca dört duvar arasinda cezalarini cekmeleriyle"topluma yararli
bireyler haline getirilip tekrar topluma kazanilacagi söylenir" Aslinda adindan
da anlayacagimiz gibi cezaevleri insanlari cezalandirmak ve bu temelde "islah"
etmek amaciyla insa edilmistir.


Cezaevleri adli tutuklular icinde bir iskence ve islah etme merkezleri olmasina
ragmen benim üzerinde duracagim esas sorun politik-devrimci tutsaklar söz
konusu oldugunda uygulanan yöntemler daha vahsi ve yok etme yeridir
cezaevleri.


Tüm devletler cezaevlerini kendi kaleleri ve buralarda üstünlüklerini yitirmemek
icinde en alcakca yöntemleri de kullanmaktan cekinmezler.Cezaevlerinde savas
daha ciplaktir,cezaevlerinin kosullari ve savasta uygulanan kosullardan farkli
kosullar rejimin niteligine göre degisir.


Adli ve siyasi farketmez,tutuklularin cezaevlerinde bedenleriyle beraber kisilikleri
de teslim alinmak uysal bireyler yaratmak istiyor devlet.


Özelikle politik tutsaklarin kisiligini sekillendiren,belirleyen siyasi düsüncelerinden
vazgecirmek,onlari uslandirmak,baskaldirmayan,itaat eden insanlar haline getirmeye
calismak temel hedefleridir.


Cezaevleri de tarih boyunca bir cok insani düsüncelerinden dolayi siyasi sebeplerle
kapatildiklari yerler olmustur.
Pirsultan,Nazim Hikmet,Yilmaz Güney,Ahmed Arif,Sebahattin Ali,Aziz Nesin,Hüseyin
Demircioglu,ne adlarini unuttum,ne antlarini milyonlarca can zindanlara tikilmistir.

UMUDU EKTIM RANDEVU YERINE

Devlet dört duvar arasina simdi de "Lüx otel"dedi.Peki bir bakalim su Hücre tipi
siteminin amacina.

Devlet hücre lafina hisimla karsi cikarak,bunun bir yatak,masa ve sandelye,dus,
lavabo,hatta icinde klozet ve televizyonun da bulundugunu sirin mi,sirin bir
oda olacaginin yalanini hala tekrarliyor bir koro halinde.ama hale


Gercek ise su;uzunlugu 4,genisligi 2,yüksekligi 2.20 metre olan esyalardan 4.4
metrekare olan tek kisilik ölüm hücreleri.Ayrica tutuklular bir birinden yalitik,
havalandirmaya bile sirayla cikartiliyorlar hala.Havalandirma duvarlari 8 metre
yüksek oldugundan günes görmeleri bile engelleniyor.


Tutsaklar duvarlari,ses gecirmeyen bu odalarda 24 saat tecrit ve keyfi uygulamalarla
karsi karsiyalar.Mektup yasak,görüs yasak.ölüm bile yasak


Ama tutsak desenlere o duvarlar viz geliyor.Klozet borularindan iletisim sagliyorlar,
duvarlardan tiklamalarla ve bagirarak iletisim sagliyorlar.


Iste bu seslenis size ! ! !


*Tek kisilik hücre tipi diger etkileri ise fizyolojik bazi rahatsiliklara ne olmasidir.
*Görme bozukluklari,mide ve bagirsak rahatsizliklari,romatizma günes görmedikleri
icin,banyo ve tuvaletin ayni oda da olmasi,hücrelerin rutubetlenmesi ve lagim
farelerini enfeksiyon tasimalari vs.

Iki metre boyu,bir metre eni
eksik yasin yesermez nemin
Igrenc geldi bana her günün seni
sen igrencsin hücrem bu düzen gibi


*Erol Zavar ve tüm hasta tutuklular serbest birakilsin

berdan ildan

10 Mart 2009 Salı

Dayanisma icin durma güc ver


Ezilenlerin sosyalist platformu ve ezilenlerin sesi Atilim calisanlarina yönelik devletin sürek avi tüm hiziyla
secimler yaklasirken devam ediyor.ESP ve Atilim gazetesi teorik ve pratik politik öngörüsü politikalariyla
kendilerine ve biz emekci yoksullara yaratiklari özgürlük alanlari,bu özgürlük alanlarini yarartirken ödedik
leri bedellerde en önümüzde yer aldilar.Bir ilklere ilk imzayida onlara aittir de.Özgür politika bombalanip
Ersin Yildiz sehit katledildiginde ilk sayiyi cikartmak icin tüm olanaklarini sefer eden de onlardir.

ESP ve Atilim Kürt halkinin basina bombalar yagdirilinca sayfalarini katliamlara acan ve baris,kardeslik,
esitlik yürüyüsleri ile newrozlarda Amed'e kardesligi tasiyandir onlar.Kadin,genclik,gecekondu emekcileri,
tersane,deri,metal,grev direnislerinde hep onlarin soluklarini yani basimizda his ettik.Kayiplar mücadelesin
ilk Galatasaray meydani'na da tasiyan onlardir.Secimlerde sahte bol soslu sosyal sövenistler 29 mart
yerel secimlerinde Kürt halkinidan destegini cekerken ESP ve Atilim emekcileri ilk destek verendir de.
Istanbul,Izmir,Ankara,Hatay,Canakkale ve bir cok ilcede Kürt halkinin temsil hakkini da onlar veriyorlar.
Kürt halkimizla,Türk isci ve emekcilerinin sömürgeci güclere karsi giristikleri bu 29 mart referandumunda
tüm güclerini harekate geciren de onlardir.Ic savas küzey Kürdistan'da tüm hiziyla sürerken batida
ise ic savas kosullarini sömürgeci gücler ESP ve Atilim,Beksav,Marksist Bilimler Akademisi calisanlarina
yöneltmistir.Kürt halkinin batida ki tek müttefiki ESP,Atilim,ve Beksav bertaraf edilmeliyidi.Ve 10 mart
günü tarihinde Türkiye capinda ergenekoncu devlet tarafindan onlarca devrimci sosyalist yurtsever
komplolarla gözaltina alindilar,defalarca sömürgecilerin komplolarini bosa cikartan sosyalist yurtsever
ESP,ATILIM,BEKSAV emekcileri yeni bir komployla karsi karsiyalar.

Aylardan adare,acilarin,hesap soruslarin,aylardan isyan ve barikat ve dirilmenin ayi adi Adare ve
adare Gazi,Beyazit,Halepce,Kizildere,adare 29 mart'ta sömürgecilere diz cöktürmek demek ve
ic harekat'a o yüzden ESP,Atilim,ve Beksav emekcilerine dönük.Iste birlik dayanisma icin haydi
sahiplenmeye.

Gözaltina alinlar derhal serbest birakilsin,
Onlara güc verin sömürgecilere diz cöktürsünler
Atilim,Beksav,ESP,SGD susmadi susmayacak.
Oylar DTP ve Birlikte basabiliriz adaylarina



berdan ildan

9 Mart 2009 Pazartesi

Degistirebilirsiniz ;Edi Bese


Türkü Kürt halkina düsman eden,kardesi kardese kirdiran ve yabancilastiran,aleviyi sunniye kirdirtan bu asagilik
sömürücü,sömürgeci irkci rejimin pis ergenekoncu partilerine CHP,AKP,MHP,ve bunlarin tepe noktasi MGK ile sol
gösterip sag vuran sövenist partilere oy verme,hesap sor.Ekonomik krizin faturasini sana kesen oligarsik Tüsiad
partilerini 29 mart'ta sandiga gömebilirsiniz,oylarinizi Birlikte basarabiliriz ve DTP adaylarina verirsen.

Desistirebilirsiniz ?

irkciliga karsi,halklarin kardeslesmesi icin,sömürü ve zülme karsi bir baska dünya sosyalizm icin,insanca yasam,
yasanabilinir bir kent icin ezilen halklarin birlesik hesap sorusunu örgütleyebilirsin bu 29 mart'ta.Birlikte basara
bilirizle makus kaderini degistirebilirsiniz.Imkans
izi iste gercekci ol.Seni inkar ve imha eden düzen partilerini
yenebilirsiniz.Bu senin elinde,cünkü sen üreten ve yaratansin,sen istersen eger sömürgeci haramzadeler
haklarimizi bir daha kandiramazlar.

Sen issizlik,aclik,sefalet,geleceksizlik icin bogusuyorsun,onlar dev plazalarda,sen bir lokma ekmek icin saatlerce
kuyrukta bekliyorsun,onlar altin taslarda altincorbalar iciyorlar.

Seni ve sizleri secimlerden secimlere hatirliyorlar ve seni yeni vaatlerle oyaliyorlar,sen de hemen yine kaniyorsun,
onlara baban gibi yine inanamazsiniz.AKP one munite mazlum rolunde,MHP ergenekoncu kizil posta bürünmüs kurt
kuzu rolünde,CHP ise hep sag gösterip hep sag vuruyor hep sen katledildiginde iktidarin yarim elmasi rolünde.

Birkez daha düsün oylarini emekci adaylarina ver,birlikte basarabiliriz ve DTP senin sol yanin ,emegine sahip cik
henüz vakit varken.

berdan ildan

8 Mart 2009 Pazar

Newroza dair newrozca düsler


Her adare ayri bir hüzünle bulusur,umudlarimiz,asklarimiz,sevdalarimiz,gülümsemelerimiz hep ortak sofralar
dair iz düsümleridir.Bazen gözyaslarrimizi akitiriz kalplerimize,bazen zulandan sessiz sessiz hickiriklara
tutuluruz,bazen yanliz kalinca isyanin siirlerini savururuz,yasamimizi calanlarin suratlarina.Her adare de
yeni ask ve sevdalara tutuluruz,saksida büyütür ya tutsak özgürlügü,biz ise günesi sofrasinda bagdas
kururariz kardeslige dair.Her adare de dipten gelen bir dalga,inceden maden iscilerinin homurtusu vardir.
Her adare geldiginde topragi uyandirir günesin ve atesin cocuklari,her adare geldiginde öfke kusanir soluklar,
yeniden tohuma verilenler harmanlar daglarda ki newroz ciceklerini.Adare bir simgedir ezilen halklarin mücadele
tarihinde;7,8,12,15,16,21,30 adare yildizlarin koynunda salincak kuran sira neferleri gelir aklimiza.

Ölümlerin ardindan hep kina yaktik ellerine,asla teslim olmadilar,asla aman dilemediler ve hic bir zaman elveda
demediler,dudaklarinda hep direngenlik vardi.Cünkü tutkulu bir newroz hali,irmaklar boyu aktilar yasamimizin
Ikaruslari,direnisimizin Prometheuslari,baskaldirinin Kawa'lari yasam damarlarimiz.Bu yüzden can baba gibi hep
umutsuz kaldigimizda yildizlara bakariz.

Adare yanlizca onbirinci ayin pesinden gelen,topragi uyandiran,sirasini bekleyen /Sizi yüreklerimizde newroz/
sizi karanfil gibi kizil/sizi umut/sizi siri/sizi türkü/sizi hic umudu tükenmeyen/newroz yasami kadar
cok seviyorum/Ama tarihin gizemli sayfa anekdotlarinda özel bir anlami var adare ayinin.Ve sevdamizi sol
yanimizda büyüttügümüz bir düs sokagi.Adare destanlarini tutusturup elele umuda bir siir yaz.Bu yüzden
Enis Ata,Ugur Kaymaz,Cüneyt Ertus gibi cüretkar cocuk büyüt,türküleri siirlerimize katik yap,sesleri zilgitlara
kat ucunda müebbet hapislik olsun,gülüsleri gülüslerimize kat ey sevgilim.Ve sevdamizi newrozlara büyüt.Adar
kavganin ates gömlegi,askin en yalin halidir.Yine mücadeleyi ateste semah dönerek büyütmenin dorugundayiz.
Adare is yerimizde,okulda,evde,sokakta,is cinayetinde,trafik teröründe,zindan da voltalarda,sokaklar da devriyeler
dolasirken ürperten tutkulu sevdalar yasadik.Iskende Süleyman Yeter'i,Sikagoda dokuma iscilerinin bedenlerin
tutsturan atisi,halepcede uykuda ölüm ve ihanetleri,beyazitta ellerinde pankartla,kizildere de kirmizi güle
döndük/Biz ki/safaklari newrozlastiriken/o safak vakti/elele tutusarak pervane olanlarin/tek gerillasi/
tek umuduyduk/ateste semah dönerken güvercinler/Adare ayinin yedisinden,sekizinden,onbesinden,onaltsindan,
yirmibirinden,otuzundan asla vazgecmedik,umudu Bartin cezaevinde ki mazgaldan büyüttügümüz erik agaci gibi.
Düslerimize konuk ettik sevdiklerimizi,türküler okuduk gözbebeklerine sevgililerimizin ve umuduz dimdik ayakta
olsun newroz gülüslü kizlar ve ogullar

newroze we piroz be

berdan ildan

6 Mart 2009 Cuma

Yildizlar yoldasin olsun amca


Bir tarihti yine
sayfalara yazılan
içimizde umudu büyüten
yüreklerimizde ırmaklar gibi
coşkuyu yükselten
Bir haber geldi
ışıklar ülkesinden
gözlerde sevinç
adımlarımızda
kararlılık belirtisi
Sıkılı yumruklarda
faşizme bir şamar daha
atılan cüret
Öfke selinde buluştu
genç kardelenler
savaş siperlerinin en önünde Hüseyin
geliyordu dilinde
kırmızı gül demet demet
Onunla birlikte büyüyordu şafak
sayfalara dipnot düşülen
Karerde gülümseyen bütün kardeslerim
için, ölüm sefa gelir, hoş gelir...

Zalim dehaklarin ayina inat,bahara tasiyoruz ömrümüzü.Karerde acan newroz cicekleri asiliginde,sizleri kucakliyor
heserbaba'nin yetim cocuklari,burunlari kizarmis,aclik zayiflamis ömürlerini,gözleri umutlu,saclari siyah,gözleri mavi
cocuklar,berideki genc kadinlar ellerinde ki tuzu bahara tasiyorlar.Dogurganlik mevsimindeyiz.Aylardan adare,atesle
dans edenlerin adlari düsüyor bir yandan usumuza,diz cöküp yasamaktansa dualar esliginde,ayakta sol yumrugunu
sikarak yildizlara siirler okuyor direngenligiyle günesin cocuklari.Umud dimdik diyenlerin kutsal renkleri görünüyor o
masmavi gökyüzünde,ücüz kutsal renk sari,yesil,kirmizi halayda klamlara karisiyor.Karsi yamactaki o kutsal dagdan
zilgit sesleri yükseliyor gün agirmadan.Üc rengin ahengi kamastiriyor göz bebeklerimizi.

Özgür bir dünyanin aydinlik ülkesi doguyor,bu omuz omuza kenetlenmis kortejlerde,bir yanimiz aclik ve bir yanimizi
ölüm olsada,bir yanimiz kardelenler güzelliginde özgür bir ülkeyi soluyoruz,elele,göz göze,dise dis ve elimizde
kawanin asi varyosu.Serife ana göz yaslariyla salincak kuruyor kutup yildizinin yaninda ki kuyruklu yildiza,birazdan
o ates topu cemre olup düsecek kutsal topragina.Yildizlara yoldas olmanin gurunun yasiyor karerin yetim cocuklari,
usulca sevdilerinin koynundan ayriliyoruz,göz yaslarimiz iz birakti coktan,umudlara agitlar yakacak kizlar,cocuklar
memedonun bahcesinden bu baharda meyveleri asiracaklar.Ucurumlardan gececek gönül bagi olanlar.Topragin tam
orta yerinde gözlerimizi birlestirecegiz seni iksirin yine amca yasam olacak o kutsal dagda ve biz küfürden pis
satolari yikmaya devam edecegiz,tartistigimiz gibi,daha da bilinclenecegiz,öfkeyi daha da örgütleyecegiz amca
bu bilesin.Ve sana bir kitap daha aldim"önce ben olmaliyim"gerci sen bu kitabin ilk okuyansin.Onun gibi yüzlerce
kitap senin icin gözyasi döküyorlar.Yolun acik olsun,yildizlar yoldasin olsun o kutup yildizlari...





Berdan İldan...amcama

5 Mart 2009 Perşembe

Daglardan Sorun Beni


Onlari cizgi romanlardan tanidik ilk önce.Texsas,Tommix,le Zagor,la cocukken
modern insanin uygarligi vahsi bati ve Arizona cöllerinde saldiriya ugrayan posta
arabalari,baslarinda Kartal tüyü baglanmis,yüzleri boyali acimasiz "vahsilerin" cocuk
kadin demeden katleden,yetmiyormus gibi kafa derilerini yüzen olarak; bilgiye ac,körpe
damarlarimiza postmodern siringalarken gördük.Bu bilgimiz daha sonra yenilmez yanki
Vaynevari ucuz westren flimleriyle percinlenmeye calisildi Rambo gibi...
Yakindan tanidigimiz insanlara benzeyen ancak saclari uzun,toprak tenli,adale vucutlu
acimasiz kiyimla aynilastirilan"vahsiler" "uygar" insanin dagittigi Coniwolker viskisine üsüsen,
daha sonra nasil"etkisizlestirildikleri" ne kadar aptal ne kadar caresiz olduklarinida görüveriyorduk
ya Tv,den yada cizgi romandan.
Tüm bu"insani" dayatmalara ragmen,yerlilerin kendilerine uygarligi"özgürlügü" getirenleri
görünce neden böyle kiyici ve acimasiz olduklarini"dost" elini redettiklerini sorusunu kendimize
soruyorduk degil mi.
Nasil oluyor da on milyonlari asan Amerika anakarasinin bu sahipleri sosyal-toplumsal
yasamlarini yüzyillardir sürdürürken,beyaz insan "vahset" sunuyorlardi.Bu yerlilerin tarihinden
neden söz edilmiyordu.Durup dururken bu insanlar neden artik posta arabalarina saldirmiyorlar.
Acaba bir buzul cagimi yasandi ? Hayir,daha yüzyil öncesine kadar yeni kitanin "vahsilerle"
sicak ve kanli carpismalara sahne oldugunu yankilerin kendi anlatimlarindan biliyoruz.
****
Forrest Carter *Daglara sorun beni* adli belgesel romaniyla kafalarimizda ki tüm
sorulara kapi araliyor bence.(Kizilderelilerle Kürtlerin kaderi ayni.bu iki ulusunda devleti yok)
Forrest kizilderelidir.Ceroki kabilesindendir.Kizildereli adi Gunyi Usi yani Kücükagac.tir
Resmi egitim görmeyen yazar bes yasinda anne ve babasini yitirir.Büyük anne ve babasiyla
yasar.On yaslarinda onlari yitirir.Artik yanliz basinadir.Yasam iyi bir okul,zaman ise iyi bir
ögretmendir onun icin..Ilk kitabi 1973,te yazar"Bati barut kokuyor"yazar 1976,da Kan yerde
kalmaz kitabi.Bunlardan sonra oto biyografisi olan"Kücük agacin egitimi" Kizildereli ismine
atifta bulunur Gunyi Usi...Ve suan elimde yeni aldigim Daglardan sorun beni...
Kitaplarin hepside belgesel niteligindedir bu kitaplardan"Bati barut Kokuyor" filme
aktarilmis.Daglar sorun beni senaryo calismasi yaparken Kücük Agac 1979,da kutsal
cöllere geri dönüyor-
****
Sierra Madre,de bir destan
GERONIMO
Kitap bir destani anlatir.Kahraman ise Geronimo,dur.Uygarlik ve baris icin geldiklerini
söyleyen sömürgeciler "hala Irak,Afganistan,a nasil bir özgürlük getirdiklerini görüyor
ve izliyoruz",hile,entrikalar,suikastlerle kabile seflerini katleden yankiler beyaz adamlara
karsi kirk yil süren bu irade savasinin belgesidir Geronimo,nun destanidir.Kizildereli adi
Gokhiyeh (esneyen) dir;Geronimo adini,Meksika,da aziz Geronimo bayrami esnasinda
tek basina rahip,i öldürdükten sonra alir.Her bayramda bir temsil verilir.Biri Geronimo
rolundedir.Gokhiyeh rahip,i öldürdükten sonrada ayin devam eder.Cünkü insanlar bunu
bir oyun sanirlar.Ayindekiler Geronimo diye tempo tutarlar.Eylem tamamlanmis ve olay
anlasilmadan gözden kaybolmustur Gokhiyeh.Rahip öldürülmüs,cünkü rahip kizildereli
katliamlarinda ve kölelestirilmelerinde rolü vardir.Adi daha sonra Geronimo olarak
kayitlara not düsülür Geronimo.Katil,kasap ve dönektir cünkü defalarca teslim olmustur.
Ama kaplarda örgütlülük yaratinca toplu kacislar icin teslim olur hep Geronimo.

Son Apacidir.Olagan üstün yetenekli,kararli bas egmez bir idoldur son Apaci.
Iki kere ailsi jenoside ugrarar.Beyaz yankilere asla güvenmez-Bir ana kendimizi son
Apacinin yerine koyun kendinizi.Vataniniz isgal ve yagma altinda,yeralti yer üstü
zenginliklerimiz istila altinda her yerde kan ve göz yasi var;Son Apaci Karer,liler
siz ne yaparsiniz acaba...
Daglardan Sorun Beni.Forrest Carter...Gunyi Usi ..Kücük Agac..

Firtina Cocuklar


"Kötülügü sevmiyoruz biz,biz sadece iyiyle kötünün savasini
seviyoruz,düsmanlikla maskeleyip gizledikleri insan insan oglunu,o gizlendikleri yerden bulup cikarmamiza ancak bu kitap
yardimci olabilir.Cok kötü bildigin birini biraz derinden arastirirsan,tanirsan,derinden kurcalarsan bak gör ki,onun icinde insanlik tutsak olmustur ve sende,o da,onlarda,bizde,
sizlerde kendinizi kurtarmayi,kurtulmayi,kurtarilmayi beklemadik. Biz insan ogluna hic bir zaman kin baglamadik,
gercekleri örten düsünemeyen insanlara bizim söylemimiz.Bu
nedenle savasiriz.sayfa 217..
1866,da Ingiltere Polimesten kabinesi bakanlarindan ve Avam meclis üyesi Lord Londantery söyle der..Daha az tehlikeli olmalari icin Yunanlilarda Hidistan halki kadar
kanaatkar olmalidir"ayni zamanda Haydari Kampi"adli kitabida
yazan yazar olan Themos Kornanos,un bu kitabi Ingiliz emperyalizminin aksine kanatkar olmayi tercih etmeyen halkin
mücadelesini ve devrimci önderlerini II paylasim savasi sonrasinda cezaevlerinde ki tutuklulara pismanlik genelgesi
ve itirafciliga karsi hücrelerdeki direnisi anlatiyor.Aziz
Nesin,in cümlesine yönelen arkadaslar lütfen iyi okuyun.Bu
halk ve evlatlari can bedeli nasil direndiklerini bu kitaptan okumaniza gerek yok"HÜSEYIN DEMIRCIOGLU"nun kitabini her hangi bir kitapcidan bulabilirsiniz onu bir okuyunda bu halk ve cocuklarindan aptal diye bahsetmezdiniz.
Bu kitap aslinda insanin kendisiyle hesaplasmasini anlatiyor.Stavra Usta:kendisini kursuna dizecek ölüm tugayina karsi söyle Deniz Gezmis gibi seslenir"Cümlenize
Allahismarladik ! sizde insansiniz ne de olsa !benden size
bir nasihat,unutmayin bunu.En büyük yigitlik,en yüce basari,
insanin kendini daha da iyi yapabilmesidir"Onlarca yilin gerilla ve illegal savasci Stevro,yu bu kadar Hümanistce
konusturan seyin ne oldugu bu Firtian cocuklarda gizli.
Olaylarin tümü Albaylar Cuntasi merkezi Yunanista,nin Mezohora ve Mezohoralilar durur.Mezohorada ki bebekler üsümesin,acikmasin,aglamasin,seker yiyebilsinler diye esrarla büyütülüyor"Ingiliz bakanlar bugün esrar ile ilgili
yargilaniyorlar ANF haber"
Orada yasamanin tek yolu Ingiliz ölüm sirketi ve onun müdürü Mister Kemp,e itaat etmek,kirbaclarina itahat etmek.
Ta ki o köye gelen ögretmen,okul diye kullanilan ahira karsi
cikip,asil okula,sirketin ambar olarak kullandigi binaya
yerlesene kadar.O zaman tüm kasaba ögretmeni destekler ve binaya yerlesirle.Sirket halki karsisina almamak icin havuc
politikasi uygulayarak okula para yardimida yapar,ögretmeni
destekler.
Bundan sonra yapacagi ilk is ise cezaevidir.Iste her sey
bu cezaevinde gecer.Stavro Usta,kitabin yazari,hep birilerinin kumandasi ve mandasi altinda ki Ingiliz cevirmen
ve Ingilizlere özenen Spiriulies,eski bir iskenceci ve jandarma komutani Zervos,pismanlik dilekcesini imzalayan sonra vazgecen Andon,yukarida anlattigim sehre gelen ögretmen Kapsalis,canyoldasi esi kursuna dizilen yigit ve ögrenme arzusuyla tutusan Bataryas ve onlarca halk ve devrimci.Hepsi kendi tasidiklari zaaflarla mücadele ederek
kendilerini asan firtinalardan gecen cocuklarin romani,belkide bu cocuk,bu roman seni anlatiyor ne dersiniz.
Bir tarihti yine
sayfalara yazilan
icimizde umudu büyüten
yüreklerimizde irmaklar gibi
coskuyu yükselten
Bir haber geldi
isiklar ülkesinden
gözlerde sevinc
adimlarimizda
kararlilik belirtisi
Sikili yumruklarda
fasizme bir samar daha
atilan cüret
Öfke selinde bulustu
genc kardelenler
savas siperlerinin en önünde Hüseyin
geliyordu dilinde
kirmizi gül demet demet
Onunula birlikte büyüyordu safak
sayfalara dip not düsülen
Karerde gülümseyen bütün kardeslerim
icin,ölüm sefa gelir,hos gelir..Berdan Ildan.


berdan ildan